Ota Tıp merkezi'nden Uzm.Dr. Faik Akvardar yaptığı açıklamada, tatilde doğa ve denizle baş başayken yaşanacak sorunları tanımlayarak, tatilde karşılaşılacak haşere ve zehirlenme vakalarına karşı alınacak tedbirler hakkında bilgiler verdi.
Böcek sokmalarının özellikle yaz ve sonbahar başlarında tarlada çalışan, tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı, bazen de yaşamı tehdit edici bir sorun olduğunu belirten Akvardar, "Böcek sokmasından sonra ortaya çıkan reaksiyon kişiden kişiye ve böcekten böceğe değişiklik gösterir. Böcek sokmalarında, ağrı, şişme ve sokulan bölgenin etrafında renk değişikliği oluşmaktadır. Böcek sokması olan bölgeden uzakta şişme, kızartı, ürtiker, kaşıntı, karın ağrısı, kusma, ishal, göğüste sıkışma hissi, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum, dilde şişme olabilir" diye konuştu. Bu belirtilerin ciddi alerjik reaksiyon bulguları olduğunu ve birkaç dakika içinde ortaya çıktığını ifade eden Akvardar, bu belirtilerden özellikle kusma, göğüste sıkışma hissi dilde şişme görüldüğü takdirde hemen bir sağlık kurumuna başvurulmasını tavsiye etti.
BÖCEK SOKMASINDA YAPILMASI GEREKENLER
Akvardar, böcek sokması halinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Bölgenin su ve sabunla yıkanması en basit ve etkili tedavidir.
Böceğin soktuğu yerde küçük bir şişlik oluştuysa buzla kompres yapmalı. Sabunlu suyla yıkamak veya antihistaminik pomat sürmek yeterlidir.
Sokulan bölgenin çevresinde daha geniş bir şişme olursa veya yaygın kaşıntı görülürse yine normal tedavi uygulanabilir.
Ağızdan alınan bazı antihistaminik ilaçlar da şikayetleri giderebilir.
Bilinen ciddi alerjik reaksiyon riski varsa doktorunuzun önereceği hazır epinefrin enjektörlerini yanınızda taşımalı, uyguladıktan sonra en yakın hastaneye gitmelisiniz.
YILAN SOKMASI
Yeryüzünde 2 binden fazla yılan türü bulunduğunu belirten Akvardar, bunlardan 300'ünün insanlara zarar verdiğini bildirdi.
Venom adı verilen yılan zehrinin sinir sistemine etkili olanlarla kan ve diğer dokulara zarar verenler olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade eden Akvardar, "Yılanlarda nadiren ikisine birden rastlanmaktadır. Zehrin vücuda girdiği yerde ağrı, şişme, deride renk değişimi bulantı, baş ve kas ağrıları, halsizlik, felç ve solunum sistemine etki sonucu ısırılan kişi kaybedilebilir. Engerek yılanları kan hücrelerini eritir ve pıhtılaşmaya etki eder. Dolaşımın bozulması sonucunda kişi kaybedilebilir" şeklinde konuştu. Zehirli yılanın cinsinin tespitinin hasta için önemli olduğuna işaret eden Akvardar, Zehirli yılanın sokması sonucu meydana gelen hastalığın ağırlık derecesinin vücuda giren zehrin miktarı, özelliği ve bireyin direncine bağlı olduğunu söyledi. Yılanın soktuğu kişinin hemen yatırılması gerektiğini bildiren Akvardar, "Yaralı bölgenin 8-10 cm kadar üzeri bir mendil ya da kravat ile bağlanmalıdır. Yaralı bölge soğuk su ile yıkandıktan sonra buz uygulanmalıdır ve sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Yılan sokmalarında sokan yılan mümkünse etkisiz hale getirerek tanı koyulabilecek merkeze götürülmelidir" dedi.
DENİZANASI
Denizanası temasında yanma, kızarıklık, şişlik ve ağrı belirtilerinin görüldüğünü anlatan Akvardar, bir kaç saatte bu belirtilerin geçebileceğini, ancak zehirli olan denizanası temasında zehirleyen türün büyüklüğü, kişinin bağışıklık sistemi ve yaşına göre ciddi sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi. Genel olarak ciddi zehirlenmelerde kas krampları, karında şişlik, his kaybı, ciddi sırt ağrısı ve konuşma zorluğunun görüldüğünü ifade eden Akvardar, deriye temas eden canlının en kısa sürede deriden uzaklaştırılarak hastanın hemen bir sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğini belirtti.
ZEHİRLİ BALIKLAR
Bazı balıkların etlerinin zararlı olduğuna dikkat çeken Akavardar, "Zehirlenen kişide halsizlik baş ağrısı kaşıntı, hissizlik ve felç görülebilir. Kişi solunum yetmezliği ile kaybedilebilir. En kısa sürede kusturularak midesinin yıkanması ve tedavinin düzenlenmesi için bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir" diye konuştu. Türü tanınmayan balıkların, fazla dikenli ve yüzgeçli olanlarının elle tutulmaması gerektiğine işaret eden Akvardar, plaj olmayan yerlerde denize çıplak ayak ile girilmemesi gerektiğini önerdi.
Balık çarpması ya da ısırması sonrası lokal bir ağrının görüleceğini belirten Akvardar, "Yaralı bölgenin rengi solar, morarır, şişer ve şok ile kişi kaybedilebilir. Yaralanan bölgede his bozukluğu yaranın enfekte olması solunum güçlüğü ve halsizlik aylarca kalabilir. Ağrının hafifletilmesi ve yaralı bölgenin enfeksiyon riskine karşı yaralanan bölge üst kısımdan bağlanır. Yara, deniz suyu ile hafifçe yıkanır, yaralanan bölge 1 saat boyunca soğuk suda tutulur. Antiseptik solüsyon sürülerek steril gazlı bez ile kapatılır. Enfeksiyonun önlenmesi ve tetenoz aşısı olmak için sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır" şeklinde konuştu.