Komedyalar, Antik Yunanistan'da şölenlerde söylenen müstehcen şarkılardan ve anlatılardan ya da insanlara ve basmakalıp tiplere yapılan şakalardan meydana gelmiştir. Komedyanın phallus ezgilerinden meydana geldiğini belirtilir. Komedya sözcüğü komos(köy) ve aoide (şarkı) sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur ve orijinal anlamı bir köy cümbüşüdür. Komos, Attika'nın kent ve köylerinde yapılan bir alaydır.
Antik Yunan tiyatrolarında en belirgin üç tiyatro formundan birisi olan komedi, bugün bir bilgi yarışmasında da ipucu sorusu sorusu olarak sorulmuştur. İpucuna ulaşmaya çalışan bireyler, tarihte komedinin ilk büyük ustası kabul edilen yazar kimdir? sorusuna yanıt arıyor. Sizler için derlediğimiz haberimizde, komedinin ilk büyük ustasının kim olduğunu açıklamaya çalıştık. Hadi hep beraber 19 Eylül ipucu sorusuna yanıtlayalım.
CEVAP: Aristofanes
Tarihi çok eskiye dayanan komedinin ilk büyük ustası büyük komedya yazarı Aristofanes'tir. Eski komedyanın en büyük yazarı olarak nitelendirilen Aristofanes'in eseleri günümüzde de sahnelenmektedir. Günümüze ulaşamayan ilk oyunu "Bilgelerin Şöleni"nin MÖ 427'de oynandığı bilinmektedir. Dolayısıyla, Aristofanes'in oyun yazarlığı döneminin, Perikles'in ölümünden (MÖ 429) sonraki döneme tekabül ettiği söylenebilir. Yazar, Atina demokrasisinin en parlak dönemine yetişmiştir.
Perikles'in ölümünden sonra başa geçenlerin çıkarcı ve ikiyüzlü davranışları, Aristofanes'in komedyalarında sık sık yerilir. Özellikle Peloponez Savaşı esnasında savaş çığırtkanlığı yapan kişiler, Aristofanes'in "Barış Üçlemesi" diye adlandırılan komedya eserlerinde alaya alınırlar. Bu üçleme yazarın "Lysistrata" veya "Kadınlar Savaşı" (MÖ 411), "Barış" (MÖ 421), "Kömürcüler" (MÖ 425) adlı oyunlarından oluşmaktadır.
Aristofanes geleneklere bağlı ve her yeniliğe tepki gösteren bir yazardı. Düşüncelerinde tutucuydu. Edebiyatta ve sanatta yapılan yenilikleri pek beğenmezdi. Ona göre en iyi tragedya yazarı Aiskhylos'tur. Oysa her yönüyle yeni olan Euripides'i tutmaz, komedyalarında onunla alay ederdi. Yazarın tutumu Sofistlere ve doğal olarak Sokrates'e karşı da aynıydı; çünkü Aristofanes'in gözünde bunlar tehlikeli ihtilalcilerdi, gelenekleri yıkan, töreleri saymayan düşünürlerdi. Tüm bunlara rağmen, MÖ 411'de yazdığı "Lysistrata" oyununda gerçekleşeceğini umduğu barışı tesis etme görevini kadınlara verir. Bu durum, kadınların yurttaş bile sayılmadıkları Atina toplumu açısından önemli bir adımdır.
Aristofanes, yapıtlarını koronun ve mimin önemini koruduğu dramatik dönemin sonlarında vermiştir. Koroya yer vermeyen son oyunu da ("Plutos") kısa süren ve MÖ 4. yüzyıldan önce yerini Yeni Komedya'ya bırakan Orta Komedya'nın günümüze kalan tek örneği olarak bilinir.
Aristofanes'in yapıtlarının günümüzde de önemini koruması, diyaloglarındaki yaratıcılığa, genellikle yerinde ve ölçülü kullanılan yergi öğesine bağlanabilir. Özellikle Euripides'i alaya aldığı parodilerinin parlaklığının ve koro şarkılarının canlılığının yanı sıra barış, kadın-erkek ilişkileri, iktidara yergi gibi evrensel temaları ele alması, yapıtlarının geçerliliğini sağlayan diğer niteliklerdir. Her şeyden çok kadın ile erkek arasındaki aşk temasını işler. Oyunlarında para ve saygıdeğerlilik mutlu son için yeterli şartlardır.