Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, 'Israrlı Takip Suçtur' temasıyla basın toplantısı düzenlendi.
KADEM'in İstanbul Edirnekapı'daki Kadın Destek Merkezi'nde düzenlenen toplantıya KADEM Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu katıldı.
Sümeyye Erdoğan Bayraktar: "Israrlı takip şiddet türüdür ve suçtur" | Video
Toplantıda konuşan Sümeyye Erdoğan Bayraktar, kadına yönelik şiddetin bütün dünyanın ortak sorunu olduğunu, KADEM'in en önemli çalışma alanlarından birinin hak aavunuculuğu olduğunu söyledi.
Kampanyanın ayrıntılarına da değinen Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Hazırladığımız kamu spotuyla ve sosyal medya içeriklerimizle ısrarlı takibin hak ihlali ve bir şiddet türü olduğuna dikkat çekmek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre ısrarlı takibin suç kapsamına girdiğini kampanyamız vasıtasıyla herkese duyurmak istiyoruz. Çünkü özellikle son yıllarda kadınların gerek fiziksel gerekse telefon ve sosyal medya üzerinden ısrarlı takibe maruz kaldığını biliyoruz. Hangi yolla olursa olsun ısrarlı takip, kadını korkutan, tedirgin eden, baskı altına alan, huzur ve sükûnunu bozan ve güvenlik endişesi taşımasına yol açan bir eylemdir. Aynı zamanda her ısrarlı takibin, fiziksel şiddete dönüşme potansiyeli taşıdığını da göz ardı etmemek gerekir" dedi.
Sümeyye Erdoğan Bayraktar şiddetin çözümü konusuna değinerek, "Bu sorunu sadece kanunlar, yasal düzenlemeler ve cezalarla çözemeyiz. Kadına yönelik şiddet, öncelikle herkesin insani, ahlaki ve vicdani çerçevede yaklaşması gereken bir mesele… Toplum olarak şiddetle mücadele etme, bilinçlenme ve şiddete dayanak çıkan zihniyetin dönüşmesini sağlayacak adımlar atma noktasında sorumluluklarımız var. Kadının insanlık onurunun korunduğu, sevgi ve merhametin hâkim olduğu ilişkiler, güvenli aileler ve sağlıklı nesiller adına, toplumun her bir ferdini şiddete karşı mücadelede sorumlu görüyor ve bu sorumluluğu üstlenmeye davet ediyoruz. Toplumsal bilinçle, yasal düzenlemelerle, caydırıcı cezalarla, devlet/sivil toplum işbirliğiyle ve en önemlisi de kadın-erkek hep birlikte bu insanlık ayıbının üstesinden geleceğiz" ifadelerini kullandı.
"FARKINDALIK OLUŞTURMAK NİYETİNDEYİZ"
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu da, "Gerek Türkiye'de gerek dünyada kadına yönelik şiddet bir vaka. KADEM kurulduğunda beri 25 Kasım'da etkinlikler düzenliyoruz. Konumuz bu sene ısrarlı takip. Kısa bir süre önce ceza kanununa girdi. Israrlı takibi topluma anlatmak istedik. Dijital mecralardan rahatsızlık veren ve fiziksel şiddete varan bir süreç. Toplumda farkındalılığı uyandırmak çabamız var. Bu suçun cezasının hapis olduğunu vurgulamak istedik" dedi.
ISRARLI TAKİP ŞİDDET TÜRÜDÜR VE SUÇTUR
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü' kapsamında hazırladığı kampanyada bu kez "Israrlı takip şiddet türüdür ve suçtur" mesajı verdi.
"Yasaya Tutun" sloganlı kampanya ile "Israrlı Takip"in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'yla bu yıl suç kapsamına alındığı ve yasaların, ısrarlı takip konusunda da mağdurun yanında olduğu hatırlatılıyor.
Sahada yurt genelinde billboardlar ve dijital ekranlarda gösterimler yapılacak, bunun yanı sıra başta İstanbul olmak üzere toplu taşıma araçlarındaki tutamaçlarda "yasaya tutun" mesajı verilecek. Genç Kadem gönüllüleri de yasanın önemini hatırlatan uçan balonlarla sokakta olacak.
TÜRKİYE'DE ISRARLI TAKİP SUÇU
Kadına yönelik şiddetin bir türü olan "ısrarlı takip" Türkiye'de 27 Mayıs 2022 tarihinden itibaren yeni bir suç tipi olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na eklendi. Yasaya göre ısrarlı takibin suç teşkil etmesi için;
• Israrlı bir biçimde bir kimseyi fiziken takip etmek,
• Bilişim sistemlerini, haberleşme yahut iletişim araçlarını veya üçüncü kimseleri kullanarak ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmak,
fiillerinden herhangi birinin gerçekleşmesi gerekiyor. Israrlı takibin, mağduru ciddi şekilde huzursuz etmesi, konunun yargıya taşınabilmesi için yeterli bir sebep.
Israrlı takip suçunu işleyen kişiye, suçun niteliğine bağlı olarak 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Bu suçun; çocuğa, ayrılık kararı/boşanılan eşe karşı işlenmesi veya mağdurun okulunu, işyerini, konutunu terk etmesine neden olması yahut hakkında uzaklaştırma kararı verilen fail tarafından işlenmesi halinde ceza, 1 yıldan 3 yıla kadar artırılabiliyor.