İstanbul'da Ramazan tüm hızıyla devam ederken biz de İstanbul Sultanahmet Meydanı'nın yolunu tutuyoruz. İftara az bir zaman var. Ellerinde iftarlıkları boş bir bank ya da çim bulmak için etrafı kolaçan edenlerin sayısı git gide artıyor. Lise öğrencisi genç bir grup "Geç kaldık" telaşıyla çimlere sofrayı kuruyor; çantalar açılıyor, iftarlıklar tek tek çıkarılıyor. "Hep gelir misiniz?" diye soruyorum. "Hep geliriz. Ramazan ayında Sultanahmet Meydanı'na iftar açmak bizim için bir gelenek" diyor.
SULTANAHMET'TE BANKLAR DOLUP TAŞIYOR
Onlar hazırlıklara devam ederken Sultanahmet Camii'nin önündeki banklar da dolup taşıyor. Bankta oturan ve iftar saatini bekleyen iki genç kızın sofrasına konuk oluyorum, hemen muhabbet başlıyor. İkisi de üniversite öğrencisi. Sultanahmet Meydanı'nın manevi atmosferinde bulunmak onlar için çok önemli. Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 1. sınıf öğrencisi Aleyna Şeker (20), söz alıyor: "Bence İstanbul'da Ramazan'ın en güzel hissedildiği, o ruhun en güzel yaşandığı yer Sultanahmet. Burada hem o Ramazan ruhunu yaşamak hem de bir anı olsun diye arkadaşımla birlikte geldik. Birlikte unutulmaz bir Ramazan geçirmek istedik."
"ECDADIN AYAK BASTIĞI MEYDANDA ORUÇ AÇMAK ÇOK GÜZEL"
Sohbet sohbeti açıyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisi Zeynep Erva Vural (20) söze başlıyor: "Ramazan'ın maneviyatı hissetmek için geldik. Şu an Sultanahmet ve Ayasofya camilerinin ortasında iftar açacak olmak farklı bir duygu yaşatıyor insana, çok güzel, tarif edilemez. Burada iftar bir başka oluyor, Ramazan'ın ruhu çok farklı."
Kısa bir süre sonra Ayasofya ve Sultanahmet camilerinden iftar saatinde ezan okunmaya başlıyor. Herkes huşu içinde orucunu açıyor. Menüde ekmek arası köfte, ayran ve hurma var. Hemen hurma ikram ediliyor. Sultanahmet'te herkes iftarını açarken Aleyna Şeker "Ecdadımızın ayak bastığı ve bize armağan ettiği Ayasofya ve Sultanahmet camilerinin arasında orucumuzu açmak çok güzel. Herkesi Sultanahmet'te iftara çağırıyoruz" diyor.
"SULTANAHMET BİRLİK, BERABERLİĞİ VE HUZURU HİSSETTİRİYOR"
Biraz ileri de Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin hemen önündeki bankta bir başka üniversite öğrencisi Berrin Zülal Aytekin (21) var. O da paket servisle sofrasını hazırlayanlardan. Onun da iftar sofrasına konuk oluyoruz. O da hurma ikramında bulunuyor. Aytekin söz alıp hemen duygularını paylaşmaya başlıyor: "Bir değişiklik olsun diye arkadaşımla iftar açmaya geldik. İlk Ayasofya Camii'ni ziyaret ettik. Ramazan'da Sultanahmet Meydanı'nın manevi havasını çok seviyorum. Buranın huzuru benim içimi çok açıyor. Ramazan'da burada olmak birlik ve beraberliği hissettiriyor. Mutlu ve huzurlu hissediyorum. Özellikle turistleri de çok görüyorum. Böyle bir ülkede yaşıyor olmak çok mutlu ediyor ve huzurlu hissettiriyor beni. Ayasofya'nın cami olma sürecini de biliyoruz. İki caminin arasında olunca 'Nereden nereye geldi?' diye düşünüyorum. Dualar ediyorum."
"SIRADA ÇAMLICA CAMİİ VE EYÜPSULTAN VAR"
Herkes huşu içinde iftar açmayı bitirirken yeni planlar da hemen yapılıyor. Aytekin, "Sırada Eyüpsultan ve Çamlıca Camisi var. Ramazan camilere giderek, namazlarımızı kılarak bu şekilde güzel geçiyor" diyor.
Sultanahmet'te oruçlar açıldıktan sonra da meydan boşalmıyor. Biz meydandan ayrılırken Sultanahmet Meydanı'na gelenler Ramazan'ın huzurunu yaşamak için Ayasofya ve Sultanahmet camilerini ziyarete devam ediyor.