Dünya üzerinde 2.5 milyar çocuk nüfusunun karşı karşıya bulunduğu en ciddi tehlike; yetimlik ve sosyal yetimlik. Dünya üzerinde 1 milyar civarında yetim ve sosyal yetim var. Bu çocuklar yalnızca, savaş ve çatışma bölgeleri ile yoksulluktan hayat mücadelesinin verildiği Afrika kıtasında yaşamıyor. Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu, Amerika, Avrupa çocukların bu sorunu yaşadığı bölgeler arasında yer alıyor.
Yetim Vakfı tarafından 2021 yılına ilişkin; dünyanın 8 bölgesinde 15 alanda çocukların durumu incelendi. Afrika, Ortadoğu, Orta Asya-Kafkasya, Doğu-Güney Asya, Güneydoğu Asya, Orta-Güney Amerika, Doğu-Kuzeydoğu Avrupa, Batı Avrupa-Kuzey Amerika'da çocukların durumuna ilişkin yapılan incelemede çarpıcı veriler ortaya çıktı. Araştırmada ele alınan başlıklar Yoksulluk, Sağlık Sorunları, Eğitim Sorunları, Savaş ve Çatışmalar, Doğal Afetler, Çocuk İşçiliği, Cinsel İstismar, Mülteci Çocuklar, Ayrımcılık, Sokak Çocukları, Aile Bağları, Şiddete Uğrama, Yetimlik, Sosyal Yetimlik, Misyonerlik Faaliyetleri'ydi.
RAKAMLAR, TAHMİNLERDEN ÇOK DAHA FAZLA
Verileri değerlendiren Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, çocukların mülteciliği, sahipsiz ve refakatsiz kaldıklarında sokakların acımasız ve seçeneksiz bırakan tarafıyla yüz yüze gelmeleri ve ebeveyn ilgi ve şefkatinden mahrum kalarak sosyal yetimliği iliklerine kadar yaşamalarının bugün çocuklarla ilgili en zor ve yaygın sorunları oluşturduğunu söyledi. Çocuk mülteciliğinin dünya üzerinde savaş ve çatışmaların, yoksulluk ve adaletsiz gelir dağılımının direkt tezahürü olduğunu belirten Yılmaz, "600 milyonu aşkın çocuğun direkt savaş ve afet bölgelerinde yaşadığı bir dünyada mültecilik çocuklar için de çoğu zaman tek çıkar yol olarak kalıyor" dedi. Yılmaz, sosyal yetimlik konusunda "Sosyal yetimlik konusunda bugün tahminlerimizin çok daha üzerinde rakamlarla yüz yüze olduğumuzu düşünüyorum. Başta batı ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesi sosyal yetimlikle karşı karşıya. Fakat bununla yüzleşmek için hazır değiller. Bu konuda akademik çalışmaların az olması da meseleyi gözlerden ıraklaştırıyor. Hayat şartlarının zorlaşması, teknoloji bağımlılığı ve yine aile bağlarının zayıflaması sosyal yetimliği direkt etkileyen faktörler arasında zikredilebilir" ifadelerini kullandı.
"HÜKÜMETLER DEVREYE GİRMELİ"
Yılmaz; yetimlik, sosyal yetimlik, sokak çocukları ve çalışan çocuklar konusunda ise hükümetleri göreve çağırdı. Hükümetlerin, çocukları korumadaki gevşek yapı ve kanunları olduğunu belirten Yılmaz, "Sosyal yetimlik ve sokaktaki çocuklar konusunda hükümetler farkındalığı arttırıcı çalışmalar yapabilir. Ayrıca maddi nedenlerden dolayı çocuklarından ayrılma derecesine gelen aileler için sosyal yardımlar arttırılabilir. Sokaklardaki denetimlerin arttırılması, suç örgütlerinin yuvalandığı ve hayat bulduğu ortamlara müsaade edilmemesi de yapılabilecek çalışmalar arasında sayılabilir" dedi. Şiddet sorununun ise aile ve çocuğun yaşadığı ortamların sağlıksız olduğunun ifadesi olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti: "Şiddet bazı toplumlarda geleneksel ve maalesef ailelerde, okullarda, yetimhanelerde ve hatta iş ortamlarında yaygın ve normal görülmekte. Şiddet gören çocuklar da büyüdüklerinde başkalarına şiddet uyguluyorlar. Dolayısıyla bu döngüyü bozmak gerekiyor. Bunun için eğitimi yaygın hale getirerek bilinçli bireylerin arttırılması gerekiyor."
EN ÖNEMLİ SORUNLAR MÜLTECİLİK, SOKAK ÇOCUKLARI VE YETİMLİK
2021 yılı verilerini içeren araştırmaya göre son yılların en ciddi sorunları mültecilik, sokak çocukları ve sosyal yetimlik. Çalışmadaki 8 bölgenin tümünde bu sorunlara rastlanıyor. Rakamlar da olayın derinliğini ve ciddiyetini ortaya koyuyor. Anne babasından birini kaybeden veya her ikisini kaybeden çocuklara yetim deniliyor. Bunun yanı sıra anne babası hayatta olduğu halde çeşitli nedenlerle ebeveynlik görevini yerine getiremedikleri çocuklar var. Bunlar ise sosyal yetim olarak anılıyor. Araştırmalara göre dünyada 1 milyar yetim, öksüz ve sosyal yetim var. Bu 2,5 milyar çocuk nüfusunun yüzde 40'ına tekabül ediyor. Mültecilik de çocukların durumunu belirleyen en önemli etkenler arasında yer alıyor. Dünya üzerindeki 80 milyonu aşkın mülteci nüfusunun yarıdan fazlasını da çocuklar oluşturuyor. Yine anne babaların gözetiminde ve korumasında olmayan 150 milyon çocuk sokaklarda yaşıyor.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ VE ŞİDDET YÜKSEK
Çocukları tehdit eden ikinci sıradaki etkenler arasında da çocuk işçiliği, ayrımcılık, şiddete uğrama ve misyonerlik faaliyetleri yer alıyor. Bu alanlardaki bulgular 8 bölgenin 7'sinde yer alıyor. Bu tabloyu rakamlarla dile getirecek olursak; dünya üzerindeki 2.5 milyar çocuğun 300 milyonu fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalıyor. Bu da oransal olarak yüzde 12 civarına tekabül ediyor. Tüm bu bölgelerde 79 milyonu tehlikeli işlerde çalıştırılan olmak üzere 160 milyon işçi çocuk var. Misyonerlik faaliyetleri de çocukların karşılaştıkları sorunlardan biri. Yetimlere yardım götüren ilk 10 kuruluşun 8'ini ABD merkezli misyonerler oluşturuyor. Bu kuruluşlar dünya genelinde 120 milyondan fazla yetime ulaşıyor.
YOKSULLUK, EĞİTİMSİZLİK DEVAM EDİYOR
Eğitim sorunları ve cinsel istismar da çocukları tehdit eden tehlikeler arasında yer alıyor. Bu alandaki sıkıntılar 8 bölgenin 6'sında görülüyor. Dünya üzerinde 124 milyon çocuk ilk ve ortaöğretime devam edemiyor. Yoksulluk, savaş ve çatışma ile doğal afetler de dünyanın 5 bölgesinde çocukların hayatını zorlaştırıyor. Dünyada her dört çocuktan biri yani yaklaşık 600 milyon çocuk savaş ve çatışma bölgelerinde yaşarken, 385 milyon çocuk da aşırı yoksulluk altında hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Çocukların sağlıklı olarak yaşam sürmeleri gün geçtikçe zorlaşıyor. Sağlık sorunları 8 bölgenin 4'ünde ciddi olarak kendini gösteriyor. Rakamlara göre ise beş yaşından küçük yaklaşık 250 milyon çocuk gelişme potansiyellerini gerçekleştiremeyecek durumda. Aile bağları 8'te 3 ile en az sorun yaşanan alan olarak ortaya çıkıyor.