Haziran ayında İstanbul Kadıköy'de yaşanan olayda, İzmir'de bir hastanede hemşire olarak görev yapan 29 yaşındaki Şebnem Köker hafta sonu İstanbul'a geldi. Erkek arkadaşı Timuçin B. ile pansiyonda kaldı. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde hemşire Köker'in 3. kattan düşerek hayatını kaybettiği belirlendi. Olayla ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu tüm detaylarıyla araştırılmaya başlandı.
SON DAKİKA: ŞEBNEM HEMŞİRE CİNAYETİNDE ANNE KONUŞTU
Hazırlanan iddianamede müşteki Abdullah Köker'in ifadesi vardı. İddianamede yer alan ifadesinde Köker'in kızının öldürüldüğünden emin olduğunu, kızının hayat dolu biri olduğunu, kızının yükseklik korkusu olduğunu ve bu nedenle olaydaki pervazda oturmasının mümkün olmadığını, kızının telefonunu düşürmesinin mümkün olmadığını, kızıyla 6 Haziran tarihinde telefonda konuştuğunda kızının sesinin tedirgin geldiğini, kızının düştüğü yer ve düşüş şekline göre intihar olmasının fizik kurallarına aykırı olduğunu, kızının şüpheli tarafından etkisiz hale getirilerek atıldığını düşündüğünü, olayı gören tanık olmamasının ve otelde kamera görüntüsünün olmamasının da inandırıcı gelmediğini söylediği belirtildi.
ACILI BABADAN ŞOK EDEN İDDİALAR
İddianamede yer alan ifadesinin devamında müşteki Köker'in, olayı duyar duymaz İzmir'den İstanbul'a geldiğini, ayrıca şüphelinin beyanlarında da çelişkiler olduğunu, çünkü öncesinde şüphelinin kendisine 'Amca tutamadım, çok özür dilerim, elimden kaydı' dediğini, kızının intihar etmek için bir nedeninin olmadığını, olaydaki telefonun denize düştüğüne inanmadığını ve kızının cinayete kurban gittiğinden emin olduğunu söyleyerek şüpheli Timuçin B.'den şikayetçi olduğunu vurguladığı anlatıldı.
'EVLİYDİM VE O BUNU BİLİYORDU'
Şüpheli Timuçin B.'nin ise iddianamede yer alan ifadesinde maktulle sevgili olduklarını, İzmir'den İstanbul'a gelen Şebnem'le kiraladıkları apartta 2 gün boyunca birlikte kaldıklarını, 5 Haziran tarihinde gittikleri bir mekanda Şebnem'in telefonunda başka erkeklerle konuştuğunu görmesi üzerine tartıştıklarını, kendisinin evli olduğunu ve Şebnem'in durumu bildiğini, 6 Haziran tarihinde apartta alkol aldıklarını, eşiyle telefonda konuştuğu sırada Şebnem'in kızdığını, ardından Şebnem'in sahile gittiğini söylediğini, aradan zaman geçince aradığını fakat ulaşamadığını, sonrasındaysa Şebnem'in otele geldiğini ve telefonunu sahilde düşürdüğünü söylediğini ifade ettiği kaydedildi.
KORKU DUYGUSUYLA YAPILAN BİR SAVUNMA
Daha sonra Şebnem'le birlikte sahile telefonu aramaya gittiklerini söylediği ifadesinde şüpheli adamın gece yarısı aparta geldiklerini, alkollü olduklarını, Şebnem'in 'seni görmek istemiyorum içeri gir yat' dediğini, uyuyacağını söyleyerek içeriye gittiğini, Şebnem'in pencerede sigara içtiğini görünce yanına gitmeye korktuğunu, sonrasında ses duyunca camın açık olduğunu gördüğünü, camdan aşağı baktığında Şebnem'i korkuluklara geçmiş vaziyette görünce yanına indiğini, ardından da ambulans ve polislerin geldiğini söylerek suçlamayı inkar ettiği açıklandı.
TANIKLARIN SÖYLEDİKLERİ YOL GÖSTERDİ
Hazırlanan iddianamede olayla ilgili dosyada adı geçen tanıkların ifadelerine de yer verildi. Otelin resepsiyon görevlisi İ.A.'nın ifadesinde olay anına ilişkin bilgisinin olmadığını, bildiği kadarıyla maktulün alkol aldığını, herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığını bilmediğini, hayat dolu olup tanıdığı kadarıyla intihar edecek biri olmadığını belirttiği aktarıldı.
'İNTİHAR EDECEK OLSA MUTLAKA KÖPEĞİNİ EMANET EDERDİ'
Maktulün yakın arkadaşı H.B. ise iddianamede yer alan ifadesinde arkadaşı Şebnem'le 6 Haziran günü telefonda konuştuklarını, Şebnem'in kendisine 'Beni kimse sevmiyor, insanlar çok kötü, beni sürekli kullanıyorlar' dediğini, hiç intihar edeceğinden bahsetmediğini, konuşurken konuşmalarının gayet düzgün olduğunu, köpeğini canı gibi sevdiğini ve intihar edecek olsa mutlaka köpeğini birine teslim edeceğini söylediği anlatıldı.
CANSIZ MANKENLE OLAY ANI CANLANDIRILDI
Olayın oluş şeklinin tespiti bakımından bilirkişilerin olay yerinde yaptığı keşif sonrası hazırlanan raporun da bulunduğu iddianamede raporda, ihtimaller dahilinde cansız mankenin olay yeri camından dışarı çıkartılarak atıldığı, pencere denizliği üzerinden sırt üstü geriye boşluğa bırakılarak düşürüldüğü ve pencere denizliğinden yatay ivme kuvveti uygulanarak boşluğa bırakıldığı kaydedildi.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDAN İLGİNÇ TESPİT
İddianamedeki bilirkişi raporunda olayın yeniden canlandırılması sonucu çıkan ölçümlerle olay anında yapılan ölçümlerin de değerlendirilmesinin ardından genç kadının atılmış olsa daha uzağa düşebileceği açıklandı.
AYDINLATICI BİR ADLİ TIP RAPORU
İddianamede yer alan Adli Tıp raporunda ise maktulün kanında alkol bulunduğu, uyuşturucu madde bulunmadığı, maktulün ölümünün beden tramvası ve cisim yaralanmasına bağlı kol ve omur kırıklarıyla iç organ yaralanmasından kaynaklı iç kanama ve beyin kanaması sonucu meydana geldiği belirtildi.
ÇELİŞKİLİ BEYANLAR, KIRIK EL TIRNAĞI…
Müşteki babanın kızının cinayete kurban gittiğinden emin olduğunu söylemesi, bazı tanıkların maktul ve şüpheli arasında olay öncesi tartışma çıktığını söylemeleri, şüphelinin bir takım çelişkili beyanları, olay öncesi maktulün el tırnağının kırıldığının belirlenmesi ve olayın gerçekleştiği yerde başka kimsenin bulunmaması nedenleriyle iddianamede, şüphelinin yargılanması gerektiği kaydedildi.
MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ
Tüm bu sebeplerden dolayı düzenlenen iddianamede, şüpheli Timuçin B.'nin Kasten Öldürme' suçundan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan iddianame Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilirken mahkemenin iddianameyi kabul etmesi halinde Timuçin B. cinayet suçlamasıyla hakim karşısına çıkacak.