Son dakika:Gaziantep'te erkek arkadaşının evinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Duygu Delen'in (17) ölümüne ilişkin açılan davada yargılanan Mehmet Kaplan ilk defa basına konuştu. Türkiye'nin Delen'in ölümüyle birlikte tanıdığı Mehmet Kaplan, kız arkadaşının ölümüne tanık olduğu ilk andan bu yana kadar yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı'na (İHA) anlattı.
Davanın 16 Haziran'da görülen duruşmasında "ev hapsi" kararıyla tahliye edilen Kaplan, dün gece saatlerinde Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca tahliyeye yapılan itirazı inceleyen Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararla tekrardan tutuklandı. Tekrar tutuklanmasından dakikalar önce ilk kez demeç veren Kaplan, o gün evde neler yaşandığını, cezaevinde geçirdiği günleri ve yargılama sürecini anlattı.
"OLAYIN ASLI İLE ANLATILANLAR ÇOK FARKLI"
Dosyayı incelemek isteyen herkesin avukatlarından talep edebileceğini paylaşan Kaplan, çoğu kişinin gerçeği bilmeden yorum yaptığını savundu. Kaplan, olayın aslı ile anlatılanların çok farklı olduğunu öne sürerek, "Lütfen önce benim dosyamı inceleyin. Dosyamı incelemek isteyenler avukatlarım aracılığıyla dosyamın tamamına ulaşabilirler. Dosyam incelendiği zaman görülecek ki olaylar anlatıldığı gibi değildir" dedi.
"Tahliyene yapılan itirazla ilgili ne karar bekliyorsun?" sorusunu yanıtlayan Kaplan, "Benim hislerim itirazın kabul edilmemesi yönünde ama kabul edilirse de doğru tek mutlaktır. Tek gerçek doğruluktur. Gerçek eninde sonunda ortaya çıkacaktır" ifadelerini kullandı.
"TELEFONDA HOŞUMA GİTMEYEN ŞEYLER GÖRÜNCE SİNİRLENDİM"
Duygu'yla buluştukları gün ilk mesajı Duygu'nun attığını belirten Kaplan, o dönem bir aydan beridir Duygu'yla ayrı olduklarını söyledi. Son dönemlerde ara sıra küsüp barıştıklarını ancak bir ay boyunca hiç konuşmadıklarını dile getiren Kaplan, "Kendi köşelerimize çekilip eski hayatımıza devam etmeye çalışmıştık. O benle buluşmak istedi. Ben de ona barışmak kaydıyla buluşalım şeklinde bir mesaj atmıştım. O da bunu kabul etti. Bana 'Barışacağız ama sana söylemem gereken bir şeyler var' dedi. Birlikte bizim eve geldik. Evde oturduk birlikte sohbet edip zaman geçirdik. O esnada eski bir kız arkadaşım benim telefonuma mesaj gönderdi. Mesajı görünce ister istemez açıp bakmaya çalıştı. Bende ona hiç sıkıntı yapmadan telefonu ona verdim. Ben de aynı şekilde onun telefonuna bakmak istedim. İlk başta şifreyi vermek istemedi. Ondan sonra da telefonun şifresini verdi. Bende içerisinde hoşuma gitmeyen şeyler gördüğüm için sinirlenip cama yumruk attım. Olay böyle başladı" ifadelerine yer verdi.
"NORMAL İNSANIN 120 SANİYEDE İNECEĞİ MESAFEYİ 69 SANİYEDE İNDİM"
Cama yumruk attığı için elinden kan aktığını anlatan Kaplan, Duygu'nun elinin kanamasından dolayı kendisini hastaneye götürmek istediğini anlattı. Sinirden Duygu'nun dediklerini duymadığını aktaran Kaplan, "O sıra telefona bakıyordum. Benim üzerime gelince tokat atma muhabbeti o esnada oldu. O anki sinirimden refleksi olarak oldu. Tabii medya bunu farklı yorumladı. Ondan sonra banyoya elimi yıkamak için girdim. Çıktıktan sonra ortalıkta kimse yoktu. Olay oda, banyo ve balkonda meydana geldi. Hepsi iç içe bir odanın içerisinde bulunuyor. Sesi duyduktan sonra arkamı döndüğümde balkon kapısı açıktı. Normalde o balkonu hiç açmayız. Banyoda bir şey düşmüştür diye düşünerek oraya baktım. Oradan direkt balkona devam ettim. Ve o an gördüğüme inanamamıştım. 3-5 saniye duraksadım. Ondan sonra herkesin bildiği gibi normal bir insanın 120 saniyede ineceği mesafeyi 69 saniyede kat ettim" dedi.
''SEVDİĞİ İNSANI KOLLARININ ARASINDA AMBULANSA KANLAR İÇİNDE VERMESİ BÜYÜK BİR ACI"
Duygu'nun yere düştükten sonra gözlerini açık olduğunu ve nefes aldığını söyleyen Kaplan, onun başında hayati bir tepki vermesini beklediğini vurguladı. Duygu'yu alan ambulansa binmek istediğini ama araca alınmadığını aktaran Kaplan, "Sonra polisler geldi. Beni elim için hastaneye pansuman yaptırmaya götürdüler. Ondan sonraki süreçten de hiçbir şekilde haberim olmadı. Ben Duygu'nun vefat ettiğini de bilmiyordum. Ertesi gün savcının karşısına çıktığımda o zaman öğrenebildim. Nezarette kaldığımda bir polis, Duygu'yla ilgili çok soru sorunca bana kızmıştı. Bir ara beni denemek için çapraz sorguya aldılar. Bir ara kamera kayıtları çıktığını, görüntüde benim attığım gibisinden bir şey söylediler. Ben de onlara 'Kamera kayıtları çıktıysa benim suçsuz olduğumu görmüşsünüzdür' dedim. Bunu dedikten sonra direkt ifademi almaya geçtiler. Sorgulama bitmişti. Tabii insan inanmak istemiyor. Sevdiği insanı kollarının arasında ambulansa kanlar içinde vermesi büyük bir acı" ifadelerine yer verdi.
"ÖYLE BİR ANLATILIYOR Kİ KENDİME 'BU CANİ KİM' DİYE SORDUM"
Herkesin olay sonrası görüntüler, tutanakları, dava dosyasını ve delilleri avukatlarından incelemek için alabileceğini sözlerine ekleyen Kaplan, bütün gerçeklerin dosyada yer aldığını söyledi. Kaplan, "Şuanda ev hapsindeyim. Şuan 11. Ağır Ceza Mahkemesi benim dosyamı inceliyor. Tahliyeme itiraz edildi. Ben sevdiğim kızın mezarına gidemeden 10 ay cezaevinde yattım. Bunun 4,5 ayını tek başıma kaldım. Derdimi bir kendime anlattım. Çoğu kişi gerçeği bilmiyor. Herkes gerçeği bilmeden yorum yapıyor. Ben ilk cezaevine girdiğimde televizyonlardaki haberleri görünce 'Bu kim ya' diye kendime sordum. Yani öyle bir anlatılıyor ki kendime 'Bu cani kim' diye sordum. Yani olayın aslı ile anlatılanlar çok farklı, evirip çevrilirse böyle ekstra bir senaryo yazılamaz. Olaylarla ilgili gerçekleri öğrenmek isteyen herkes lütfen dosyamı tam olarak inceleyip öyle karar versin. Bütün hukukçuları dosyamı bütün detaylarıyla incelemeye davet ediyorum. Dosyamı incelemeden beni yargılamak yanlış olur" diye ekledi.
"BİZ DUYGU'YLA EVLENECEKTİK"
Duygu'nun ailesine diyecek pek bir lafının olmadığının altını çizen Kaplan, "Çünkü çok acılılar. Ailesinden daha çok onların yanında duran insanlar ailesini kullanıyorlar. Ben ailesini tanıyorum. Ailesi çok iyi insanlar. Annesi ve ablasıyla tanıştım. Annesi 7 aydır beni tanıyordu. Ablası da bir yıldır beni tanıyordu. Tabii onların tepkili olmaları gayet normal, benim onlara diyecek hiçbir lafım yok. Boynum onlara karşı kıldan incedir. Duygu'nun hatırasına zarar gelmemesi için her zaman onların yanındayız. Biz Duygu'yla evlenecektik. Her ilişkinin başında insanlar tökezler. Kimse direkt koşmaya başlamıyor ki. İlk başta emekliyorsun, sonra yürümeye, ardından koşmaya başlıyorsun. Hatta Duygu benim annem ve babamla tanışmıştı. Bize gelip giderdi. Oturup zaman geçiriyorduk. Bizde kek yapıyordu. Birlikte çay içiyorduk. Beni 'cani' diye göstermeleri çok kötü geliyor" diye konuştu.
"İNTİHARI DUYGU'YA YAKIŞTIRAMIYORUM"
Olayın kaza olduğuna inanmak istediğini aktaran Kaplan, "Çünkü olaya ben de inanmak istemiyorum. İntiharı Duygu'ya yakıştıramıyorum. Ben her zaman adalete güvendim, adaletinin gerçekleri ortaya çıkaracağına inandım. Son mahkemede 3 kişilik hakim heyeti beni oy çokluğuyla değil, oy birliği ile tahliye ettiler" dedi.
"DUYGU İÇİN ADALETİ BEN DE İSTİYORUM"
"Tahliyene yapılan itirazla ilgili ne karar bekliyorsun?" sorusuna ise Kaplan, "En başından beridir 'Bu olamaz' dediğimiz şeylerin hepsi oldu. Tutuklamanın tekrardan olmasına da 'olmaz' diyoruz ama ben bir daha oraya dönmek istemiyorum. Ben Duygu'nun isminin böyle kötü anılmasını istemiyorum. Tekrardan gündeme gelmesini bunun için istemiyorum. Duygu için adaleti ben de istiyorum. Her duruşmada da bunu söyledim. Benim hislerim itirazın kabul edilmemesi yönünde ama kabul edilirse de doğru tek mutlaktır. Tek gerçek doğruluktur. Gerçek eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Tabi yine kamuoyu 2-3 gün konuşacak. 4'üncü gün herkes unutacak. Ama bu acı her zaman benimle. Umarım mahkeme heyeti yemin ettiği adaleti doğru şekilde uygular" şeklinde yanıt verdi.
NE OLMUŞTU?
Gaziantep'te 13 Ağustos 2020'de Şehitkamil ilçesi Batıkent Mahallesi'ndeki 5 katlı apartmanın 4'üncü katından düşen Duygu Delen, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Olayın ardından evde bulunan Delen'in erkek arkadaşı Mehmet Kaplan (20) tutuklanmıştı. Mehmet Kaplan hakkında "çocuğun kasten öldürülmesi" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlarından çeşitli oranlarda ceza istemiyle iddianame hazırlanmıştı.