İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görevli polis memuru Suat Teke, geçen yıl 4 Mart günü, Ata Mahallesi 683 Sokak'ta, 09 BİT 820 plakalı otomobiliyle, kendisi gibi polis memuru olan eski kız arkadaşı Hatice Büşra Çetinkaya'nın kullandığı 03 HB 099 plakalı otomobilin yolunu kesti.
Beraberinde annesi Güngör Çetinkaya da bulunan eski kız arkadaşının otomobili kurşun yağmuruna tuttu. Kurşunlardan 8'i Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Çetinkaya'ya, 3'ü yanındaki annesine isabet etti.
Polis memuru Hatice Büşra Çetinkaya, doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Olaydan sonra tabancasıyla birlikte yakalanıp, gözaltına alınan polis memuru Suat Teke, tutuklandı.
Teke hakkında, 'tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçundan' 5 yıla kadar hapis ve 'tasarlayarak öldürmeye teşebbüs' suçundan da 20 yıla kadar hapis istemiyle, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
ANNESİ DURUŞMADA FENALAŞTI
Davanın dün görülen ikinci duruşmasına tutuklu sanık Suat Teke, Covid-19 tedbirleri kapsamında Aydın E Tipi Ceza İnfaz Kurumu'ndan SEGBİS ile katıldı. Aynı olayda yaralanan anne Güngör Çetinkaya ile baba Zekeriya Çetinkaya, abla Ayşe Selcan Demir ve avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu. Kızı gözleri önünde öldürülen anne Güngör Çetinkaya, duruşmanın başlamasından kısa süre sonra fenalaştı. Dışarıya çıkarılan Çetinkaya, ambulansla Aydın Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
'BÖYLE BİR SUÇTAN BURADA BULUNMAKTAN UNUTANIYORUM'
Daha önce psikolojisinin bozuk olduğunu gerekçe göstererek savunma yapmayan sanık Suat Teke, Büşra Çetinkaya ile İstanbul'da tanışıp, bir süre arkadaşlık yaptığını anlatarak, "Öncelikle bir polis olarak böyle bir suçtan dolayı burada bulunmaktan utanıyorum. Yaptığım olayın hiçbir izahı yok. Hiçbir neden ve gerekçe böyle bir şeyin gerekçesi olamaz. Kendimden nefret ediyorum. 3 Mart 2020 tarihinde, 5 günlük izin aldım. İznimi istanbul'da geçireceğimin bilgisini verdim.
3 Mart'ta Büşrayı telefonla aradım, cevap vermedi. Kiraladığım otomobille Aydın'a yola çıktım. Olay günü 12.00 gibi ablasının evinin olduğu sokağa geldim. Büşra'nın otomobilini gördüm. Gidip, simit aldım. Döndüğümde saat 13.30 olmuştu. Otomobilimi park ettiğim yerden, Büşra'nın otomobilinin sağ ön koltuğu görünmüyordu. Yarım saat bekledim. Otomobilin yakıt göstergesiyle uğraştığım sırada Büşra'nın otomobile binmiş olduğunu gördüm. Ancak yanındakini görmedim. Daha sonra Büşra otomobille ablasının evinden çıktı, peşine takıldım. Büşra'yı takip ederken, onun beni fark etsin veya etmesin kaygım yoktu.
Yol ortasında Büşra durunca ben de yanında durdum. Otomobile baktığımda Güngör teyzeyi gördüm. O da bana 'Hayırdır Suat' dedi. Bir süre onlar otomobilde cam açıkken konuştuk. Kısa süre tartıştıktan sonra Büşra, annesine camı kapatmasını söyledi. Israrla konuşmamız gerektiğini söyleyip, otomobilin önüne geçtim. Camı kapalı otomobilinden bana defol git gibi kelimeler etti. Çok sinirlendim. Sonrasını anlatmak istemiyorum" dedi.
'HANGİ SIFATLA ÇOCUĞUMU ÖLDÜRÜYOR'
Duruşmada söz alan baba Zekeriya Çetinkaya da "Hangi sıfatla çocuğumu öldürüyor. Nişanlı değil, evli değil, sadece bir tanışma. Adalete güveniyorum. Bu bir kadın cinayetidir. Sanığın söylediklerinin yüzde 80'i yalandır" diye konuştu.
Duruşma, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü'ne yazılan müzakere cevabının ve tanık M.T.B.'nın bilgi ve görgüsünün tespiti için İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazılan talimat cevabının beklenmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına ve iki tanığın bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verilerek, ertelendi.