Herkes tatile çıkarken o bayramda köşesini açık tutardı. Her zamanki gibi yazacaktı. Son yazılarının yer aldığı 24 Nisan 2022 Pazar günkü köşesinde meşhur Abbas'ına bilgi notu eklemişti:
Efendim Abbas, çok ama çok güzel bir şey için yolcu.. Ankara'ya gidiyorum.
Atatürk'ün en sevdiği opera Tosca, onun çok sevdiği ilk Türk sopranosu Semiha Berksoy anısına sahneleniyor. Büyük ailemizin büyük kısmının yaşadığı yer Ankara ve pandemiden beri onları, oraları yeniden görmek de cabası..
Yani dostlar, haftaya dükkân kapalı.. Ben bayramları da çalışırım. İlk günü bilgisayarımın başındayım.
2 Mayıs Pazartesi.. İkinci gün, salı, kepenklerin açılması için..
Ama ben gene şimdiden, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öper, kutlu, mutlu, uğurlu, hayırlı, bol "Şeker"li bayramlar dilerim, tüm ülkeme ve tüm insanlarıma, dünyanın her neresinde iseler..
1 Mayıs Pazar günü gazeteye giderken Hıncal Abi aradı. "Düştüm Fikret, yazımı yazamayacağım" dedi. Kedilerine mama verirken halıya takılıp düşmüş, telefonu uzakta olduğu için kimseye haber verememiş. Yardımcısı Caner yerde bulmuş. Can yoldaşı ve asistanı Yasemin'in devreye girmesiyle hastane, ambulans ayarlanmış. Başarılı geçen kalça kemiği ameliyatından sonra eve çıkarıldı. Rahatsız etmemek için aramıyor, mesaj atıyordum. "İyiyim, sağol" diyordu.
Ancak ayağa kalkması gerekiyordu, yürümesi gerekiyordu. Geçen yıl sonu küçük kardeşi Kemal de düşmüş, aynı şekilde ameliyat olmuş, ancak kalkamadığı için hayatını kaybetmişti.
Bence kardeşinin vefatı, psikolojisini çok bozdu. Ve Hıncal Abi sanki ölmeye yattı...
Zor adamdı Hıncal Abi, ama aklı, kalbi ve dili yakın olanlardandı. İnandığı şeyi eğip bükmeden doğrudan söylerdi, kavga ederdi. Kimseye eyvallahı yoktu. Sanatçısından sporcusuna, siyasetçisinden işadamına herkesle polemiğe girdi.
Dostluk başka, gazetecilik başkaydı onun için.
En çok da meslektaşlarını eleştirirdi, mesleğin tabiriyle hepimizi kılıçtan geçirirdi.
İyi gazeteciydi, mesleğe en alttan başlayıp yükselmişti. Dizgisinden matbaaya, haber toplamadan yazı işlerine her kademeyi bildiği için külyutmazdı.
Gazeteyi satır satır okur, küçücük bir haberdeki imla yanlışını, dil bozukluğunu, başlıktaki özensizliği yüzümüze vururdu. Bunu da öyle mesajla, telefonla gizli saklı yapmaz, köşesine taşırdı.
Bazen de satır arasında kalmış bir insanı, bir hikâyeyi, olayı alır, günlerce işlerdi. Demem o ki; yalnızca eleştirip bırakmaz, neyin nasıl yapılacağını gösterir, anlatır, yazardı... Bir ışık görürse de, teşvik eder, zorlar, tavsiyelerde bulunurdu. Arardı, yüreklendirirdi.
Bugün basın dünyasındaki birçoğu ünlü olan isimler onunla çalışmıştı.
Şövalye ruhluydu, bazen istenmeden de olsa öyle yanlışlar olurdu ki, duyulsa işinizden olurdunuz belki de... O zaman kimselere şikâyet etmez, editöre kısa bir notla "Çocuklar dikkat" derdi...
Yaşama tutkuyla bağlıydı, her anını değerlendirmeyi, şükretmeyi tavsiye ederdi.
Vatanını, insanını, ailesini, Atatürk'ü çok severdi.
Müzik, sinema, tiyatro, yeme-içme, doğa, seyahat, hayvan sevgisi olmazsa olmazıydı.
AKM açıldığında yaşadığı mutluluğu anlatamam.
Konserleri, filmleri, oyunları kaçırmazdı; ışıkçısından yönetmenine, sanatçısından orkestraya kadar anlatır, övgüler yağdırır ya da sert eleştiriler yapardı.
Ya spora olan sevgisi, o bambaşkaydı. Biliyorum, futbol taraftarları çok sevmezdi, onun gibi sözümü esirgemeyeyim, nefret ederdi. Ancak onunkiler gibi olimpiyat yazıları okudunuz mu; aklıma ilk gelenler atletizm, tenis, basketbol, amatör sporlara sayfalar ayırırdı.
Onunla 20 yıllık anılarımız geliyor aklıma. Odasında, yolda, asansörde, telefonda sohbetlerimiz.
Yazılarına bakıyorum. Yıl 2007, İstanbul metrobüsle tanışıyor. Hıncal Abi, ilk duraktan binip birbuçuk saatlik yolculuk yapıp izlenimlerini yazıyor.
İstanbul'daki görkemli Çamlıca Kulesi açılıyor. Bakanla birlikte geziyor. Sokaktaydı, halkın arasındaydı, Balmumcu'daki binadan dışarıya çıktı mı herkesle sohbet ederdi. Köşedeki simitçiyle tatlı tatlı futbol atışması yapar, meşhur kahkahasını atıp dostlarıyla buluşmak için Ortaköy'deki mekâna giderdi. Biliyorum, kızgın olanlar var, ardından öfkeli laflar eden, sosyal medyada yeri göğe katanlar... Bir gazeteci Hıncal vardı, bir de insan Hıncal... O kadar çok insana maddi ve manevi desteği oldu ki, kimse bilmez.
Okuttuğu çocuklar, yardım elini uzattığı niceleri. Bu da burada dursun...
1 Kasım doğumlu Hıncal Abi'yi yine bir kasım günü toprağa veriyoruz.
Baki kalan bu kubbede hoş bir sada bıraktı. Hoşça kal Hıncal Abi, giden dostlarının ardından yazdığın gibi, ışığın ve rahmetin bol olsun...
ERDOĞAN ÇİFTİNDEN ULUÇ İÇİN TAZİYE MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hıncal Uluç için yayımladığı başsağlığı mesajında "Vefatını üzüntüyle öğrendiğim, basın dünyamızın önemli isimlerinden gazeteci, yazar ve yorumcu Sayın Hıncal Uluç'a Allah'tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine, okurlarına ve medya camiamıza başsağlığı diliyorum" dedi. Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan da paylaştığı mesajında, "Vefatını büyük bir teessürle öğrendiğim, basın camiamızın usta isimlerinden gazeteci, yazar ve spor yorumcusu Hıncal Uluç'a Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile TBMM Başkanı Mustafa Şentop da taziye mesajı yayımladı.
ZİNCİRLİKUYU'DA TOPRAĞA VERİLECEK
Hıncal Uluç yaklaşık 6 aydır tedavi gördüğü Şişli Florence Nightingale Hastanesi'nde önceki akşam saat 23.00'te 83 yaşında hayata veda etti. 17 yaşında mesleğe başlayan Türk basınının duayen ismi, SABAH yazarı Hıncal Uluç, bugün İstanbul'da son yolculuğuna uğurlanıyor. Hıncal Uluç için 32 yıldır çalıştığı SABAH gazetesinin bağlı olduğu Turkuvaz Medya Merkezi'nde saat 11.15'te uğurlama töreni yapılacak. Hıncal Uluç'un cenazesi Zincirlikuyu Camii'nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek.
1990'dan bu yana SABAH gazetesinde önemli yazılar kaleme alan Uluç, özellikle toplumun gelişmesi adına kaleme aldığı yazılarıyla Türkiye'ye yol gösteren ve Türk basınının öncü isimlerinden biri oldu. Spor basınının gelişmesinde çok önemli katkıları bulunan ve sadece futbol değil, diğer spor dallarının da ön plana çıkması adına yazılar kaleme alan ve aynı amaçla çok sayıda gazeteci yetiştiren Hıncal Uluç, A Spor'da da spor yorumculuğu yapıyordu.
SPOR DÜNYASI YASTA
Hıncal Uluç'un vefatının ardından spor camiası taziye masajları yayımladı:
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu yayımladığı taziye mesajında "Spor basınımızın duayen isimlerinden, gazeteci, yazar ve spor yorumcusu Hıncal Uluç'un vefatını üzüntüyle öğrendim. Allah'tan rahmet; ailesi, sevenleri ve basın camiasına başsağlığı diliyorum" dedi. Türkiye Futbol Federasyonu da taziye mesajı yayımladı. Kongre üyesi olduğu Galatasaray'dan yapılan açıklamada ise "Türk basınının duayen ismi Hıncal Uluç'un vefat haberini derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet; Uluç ailesine, Türk spor ve basın camiasına başsağlığı dileriz" ifadeleri kullanıldı. Medipol Başakşehir, Adana Demirspor, Gaziantep FK, Ankaragücü, İstanbulspor kulüpleri de taziye mesajı yayımladı.
'SEVGİNİ BİZDEN HİÇ EKSİK ETMEDİN'
Hıncal Uluç'un vefatının ardından sanat dünyasından yakın arkadaşları, dostları da üzüntülerini dile getirdi.
Yılmaz Erdoğan: Dostluğunu, ağabeyliğini, olumlu olumsuz eleştirilerini ve sevgini bizden hiç eksik etmedin. Yolun açık olsun Hıncal Abi.
Ali Kocatepe: 52 yıllık dostumdu. Bende çok emeği olan abimdi. Sırdaşımdı, arkadaşımdı, hocamdı. Hıncal hocam artık yok.
Betül Demir: Sevdiğin her şarkıda seni, dostluğunu, hayatıma kattıklarını, uzun sohbetlerimizi, bahçende dost meclisimizi, paylaştığımız her anı sevgiyle anacağım. Huzurla uyu benim özgür ve özgün dostum.
Ece Gürsel: Daha 5 dakika önce provada kulağını çınlattım, 2 dakika sonra da telefon geldi. Her şey 10 dakika içinde... Kelimelerin bittiği yerdeyim. Ah be Hıncal, ah...
Pelin Akil: Bir büyük kayıp daha, ne çok severdik birbirimizi. Benim için çok güzel şeyler yazmıştı. Gözlerim doldu.
Yavuz Seçkin: Bugüne kadar verdiğin her türlü destek için sağol Hıncal Abi. Seni şen kahkahalarınla hatırlayacağım.
Ebru Destan: Hıncal Abim, mekânın cennet olsun. Bana hep abi, dost oldun, güzel insandın.
Uğur Uludağ: Tiyatroya, operaya, sinemaya, kitaplara, müziğe, resme, heykele verdiğin emekler için yürekten teşekkürler.
ADININ YAŞADIĞI OKULDA HÜZÜN
Hıncal Uluç'un ismi memleketi Kilis'te Musabeyli ilçesine bağlı Hacılar köyünde bulunan ilkokulda yaşatılıyor. Hacılar Hıncal Uluç İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Fidan Hira Karataş, Uluç'un vefatının üzüntüsünü yaşadıklarını belirterek, "Bugün Hıncal Uluç amcamız vefat etti. Kendisini çok seviyoruz. Adı okulumuzda yaşıyor. Allah rahmet eylesin" dedi.