SON DAKİKA HABERİ: İTALYAN MAHKEMESİNDEN ŞOK KARAR! Almanya'nın başkenti Berlin'de doğan, 2013 yılında ise İtalya'ya yerleşen Demirbilek Yiğit, Floransa Üniversitesi'nde mimarlık eğitim- öğrenimi gören Ilaria Alasondra Sassone (31) ile aşk yaşamaya başladı. Çiftin, 'Leonardo Maximus Yiğit' adını verdikleri oğlu dünyaya geldi. Oğluna 19 aylık olana kadar tek başına baktığı için İtalyan mahkemesi tarafından velayeti kendisine verilen Demirbilek Yiğit, geçen şubat ayında Leonardo'yu da alıp, İzmir'in Urla ilçesine geldi.
İtalyan annenin, Leonardo'yu almak için her yola başvurduğunu söyleyen baba Yiğit, Türkiye'ye geldikten sonra İtalyan annenin, Uluslararası Lahey Sözleşmesi'ne göre çocuğu almak için iade davası için başvuru yaptığını ve velayete hak kazandığını anlattı.
Urla'daki bahçeli evlerinde, bir köpek ve iki kedisi ile birlikte oğlu Leonardo Maximus Yiğit'in çok mutlu bir yaşam sürdüğünü ifade eden Demirbilek Yiğit, oğlundan ayrılmak istemediğini belirtip, şunları söyledi:
"Yaklaşık 1 yıldır burada yaşıyoruz. Leo burada bir okula gidiyor. Pandemi nedeniyle ara verdi ama şimdi devam ediyor. Bütün arkadaşları okulda. Onlarla Türkçe konuşuyor. Biz buradayken çocuğun İtalya'ya geri dönmesiyle ilgili bir karar verilmişti. Buna karşı istinafa başvurduk.
Cumhurbaşkanımızdan ve bakanlardan yardım istiyoruz. 3 yaşına kadar velayeti bendeydi. Denetimlerde baktılar ki çocukla Türkçe konuşuyorum. 'İtalyanca konuşun, yoksa velayeti çeviririz', dediler çevirdiler.
Şiddet iddiaları vardı. Ama buna karşı İtalyan mahkemesinin kararı var, şiddet hiçbir zaman olmadı. Velayetin annede olması onun iyi anne olması ya da benim kötü baba olmamdan değil. Velayet bendeydi. Bizi asimile etmeye çalıştılar. Hiçbir şeye rağmen Türklüğümü saklamam. Çocukla Türkçe konuşup ona Türk kültürünü aktarmaya çalıştığım için velayeti anneye verdiler.
Velayeti kaybetmemin tek nedeni Türk olmam, çocukla Türkçe konuşmam, Türk kültürünü yaşatmaya çalışmam. Türk yetkililerden bizi bu yolda yalnız bırakmamalarını istiyorum. Çünkü tek ben değilim, benim gibi yüzlerce binlerce Türk vatandaşı, gurbetçi var dışarıda. Böyle bir karara yol açmayalım. Türk hükümeti desin ki; hiç kimse bir Türk vatandaşının dilini yasaklayamaz."
'TEK TARAFLI HABER YAPTILAR'
Oğlu Leonardo Maximus'un, Türkiye'ye gelen annesinin yanında bir süre tatil yaptığını anlatan Demirbilek Yiğit, Ilaria Alasondra'nın İtalyan basınında açıklama yaptığını söyledi. Çocuğun tecrit içinde yaşadığı iddialarına yanıt veren Yiğit, "İtalyan basınında 'Çocuğun babayla nasıl olduğunu doğrulamakla görevli sosyal hizmetler, çocuğun sadece babasıyla tecrit içinde yaşadığını ve onu Türkçe konuşmaya zorladığı' ifadesi yer almış. Ben de İtalya'da 4 farklı basın kuruluşuna belge gönderdim. Yazdıklarının doğru olmadığını ve kanıtları gösterdim. Ama hiçbiri yayınlanmadı. Yani tek taraflı ve kanıtsız ırkçı haber çıkartıyorlar" diye konuştu.
'BENİ VE EVLADIMI SAHİPSİZ BIRAKMAYIN'
Heyecanla 9 Şubat'ta Türkiye'de görülecek velayet davasını beklediklerini dile getiren Demirbilek Yiğit, 14 Aralık 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk bakanlara hitaben bir mektup kaleme aldı. Baba Yiğit, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Oğlumun sünnet olmasını, dilimizi, dinimizi öğrenmesini istiyordum. Bu benim bir insan olarak en büyük hakkımdı. Ben nasıl çocuğuma dilimi öğretmem? Ben nasıl babası olarak kendi evladımı kendi kültürümde yetiştiremem. Bu bir asimile çalışması değil de nedir? İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi çerçevesinde her bir insanın dil, din ve vicdan özgürlüğü varken, benim anadilim olan Türkçe'yi konuşmam nedeniyle asimile edilmeye çalışmam insan haklarına karşı yapılmış bir ihlaldir.
Bunun yanı sıra İtalyan mahkemesi tüm ebedi babalık haklarımı elimden aldı ve ülkeye giriş yapmam durumunda tutuklanmam için karar çıkarttı. Bu da demek oluyor ki; çocuğum İtalya'ya dönerse ömür boyu çocuğum ile görüşme şansım elimden alınacak. Şimdi sizlere soruyorum Sayın Bakanım; tek cezam çocuğumu Türk olarak yetiştirme çabam ve çocuğumla Türkçe konuşmam gerekçe gösterilirken Türk mahkemesi bunu nasıl onaylar? Uluslararası Lahey Sözleşmesi'ne göre verilen yukarıda açıklamış olduğum karar için istinaf mahkemesine başvurumuzu yaptık. Aynı zamanda yine Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan oğlum Leonardo'nun velayetini talep ettiğim dava da sürüyor. Lütfen beni ve evladımı sahipsiz bırakmayın. Biz devletimize, milletimize inanan ve yurt dışında asimile olmamak için dimdik durmaya çalışan vatandaşlarınınız. Bu konu yurt dışında benim gibi birçok vatandaşınızın yaşadığı ve çaresizce sesini duyurmaya çalıştığı emsal teşkil edecek hayati önem taşıyan bir konudur. Sizlere yalvarıyorum lütfen bize sahip çıkın."
Leonardo Maximus Yiğit de Urla'daki evinde çok mutlu olduğunu söyleyerek, "Okulumu çok seviyorum" dedi.