Adli vakalarda en belirleyici unsur olan DNA'nın tahtını mı sallıyor, sorusuna da cevap veren Prof. Tokdemir, "DNA incelemesinde o kadar ileri safhaya vardık ki, nex generatios sequence (yeni nesil sıralama) dediğimiz sistemle tüm DNA genomundaki bütün bazları, milyar tane bazı tek tek sıralayabiliriz. Hiçbir kişinin DNA'sının birbiriyle aynı olması mümkün olmadığı için de yanlış sonuç vermemiz mümkün değil. Dolayısıyla DNA'nın tahtı sallanmıyor" diye konuştu.
Manisa Sarıgöl'de çirkin dedikodular nedeniyle A.V. isimli kadının boşandığı eşi M.A., çocukların kendisinden olup olmadığının tespiti için soybağı tespit davası açmış, mahkeme kararıyla Sarıgöl Devlet Hastanesinde alınan kan örneği üzerinde İzmir Adli Tıp Kurumu DNA incelemesi yapmıştı. Adli Tıp'ın ilk raporunda çocukların babadan olmadığı bildirilmiş, ancak daha sonra ağız içi sürüntü ve kıl örneğinde yapılan inceleme sonucunda babanın ilik nakli nedeniyle kanında farklı DNA taşıdığı tespit edilmişti. Olayı tüm boyutlarıyla irdeleyen SABAH, çocukları bir yıl boyunca gayrı meşru görülen, kendisi de eşini aldatmış kadın konumuna düşen A.V. ile görüşmüş, avukatları Zeynep Avcı ve Ece Yavaş'ın Manisa Barosu ile birlikte yaptıkları yasa düzenlemesi talebine ilişkin çalışmaları da gündeme taşımıştı. SABAH'ın özel haberle duyurduğu ve Türkiye'de ilk kez karşılaşılan olay, en başta bilim dünyasında merak uyandırdı. Son yılların en ilginç davalarından biri olan ve daha önce benzeri görülmemiş olaya ilişkin bu kez İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tokdemir konuştu. Çift DNA nasıl tespit edildi, Adli Tıp'ta neler yaşandı? Çift DNA tespitinin perde arkasını Prof. Tokdemir SABAH'a anlattı.
İşte en yetkili ağızdan çok önemli açıklamalar:
İLK KEZ KARŞILAŞTIK
* Öncelikle İzmir Adli Tıp Kurumu olarak Türkiye genelindeki 9 Adli Tıp Grup Başkanlığından biri olduğumuzu belirtmek istiyorum. 2018 yılından itibaren de Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilmiş, sonuçları dünya çapında geçerliliği ve güvenilirliği olan bir laboratuvarız. Yani bizim sonuçlarımız dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarıyla eş, aynı güvenilirlik ve geçerlilikte olan bir laboratuvar.
* Biyoloji ihtisas laboratuvarımız 2004 yılından beri hizmet veriyor. Şimdiye kadar laboratuvarımızda 30 bin kadar dosya incelendi. Bu 30 bin dosyadan bazılarında 1-2, bazılarında 100, bazılarında 500 örnek incelemişiz. Bir cinayet dosyasında 100, 200 farklı delil geldiği durumlar var. Bunu göz önüne aldığımızda kabaca laboratuvarımızda bugüne kadar 30 bin dosyada 300, 400 bin DNA incelemesi yapıldığını söyleyebiliriz.
* Bu kadar yapılan incelemede ilk kez böyle bir vakayla (çift DNA) karşılaştık. Kimerizmin ne olduğunu tabi ki biliyoruz ama daha önce böyle durumla karşılaşmamıştık.
200 HÜCREDEN 199'U KENDİSİNİN 1'İ NAKİL YAPILAN KİŞİNİN
* Normalde ortalama bir insanda 200 çeşit hücre var. Bunlardan bir tanesi de lökosit dediğimiz hücre. Bu vakada 199 hücredeki DNA babanın kendi DNA'sı ama bize gelen kandaki ve kemik iliğindeki DNA kendi DNA'sı değildi.
* Bütün hücrelerimiz DNA içerir, trombositler ve eritrositler hariç. Onun dışında bütün hücrelerimizde DNA vardır ve bu DNA aynı DNA'dır. Ama bu vakada babaya kemik iliği nakli yapıldığı bilgisi bize söylenmediği için farklı DNA tespiti çok yanlış anlaşılmaya mahal vermiş. Neyse ki anne, kendisinden emin bir kadın olarak, itiraz etmiş. Mahkeme de bizden tekrar inceleme isteyince yaptığımız çalışmayla gerçeği ortaya çıkardık.
ARTIK KAN DEĞİL SÜRÜNTÜ ALINIYOR
* Eskiden DNA incelemesini kandan yapıyorduk ve örnek alınacak kişiye mutlaka herhangi bir organ, kemik iliği veya kan nakli olup olmadığını soruyorduk. Böyle bir durum varsa ağız içi sürüntüsü veya kıl gibi dokulardan DNA incelemesi yapıyorduk. Şu an artık kan tercih edilmiyor. Hiçbir biyoloji laboratuvarımızda artık DNA incelemesi kan örneği alınarak yapılmıyor. Ağız içinden pamukla sürüntü alıyoruz.
* Normalde kemik iliği nakli yapılan kişide ağız içi sürüntü aldığımızda ikili DNA profilini görebiliriz. Kişinin kendi ağız içindeki dokularındaki örnek kendine ait ama kanın şekilli elemanlarından tükürük salgısında bulunan makrofajlar, lökositler ise iliği nakledilen kişiye ait olur. O zaman deriz ki, bu adam kimerik bir adam, bu adamda kimerizm var. Ya doğuştan kimerik olabilir veya sonradan organ veya ilik nakli ile kimerizm sahibi olmuş olabilir deriz.
* Sarıgöl'deki olayda da baba laboratuvarımıza gelseydi ve biz ağız içi sürüntüsünü alsaydık, zaten kimerizm olduğunu, çift DNA taşıdığını görecektik. Ancak böyle bir inceleme şansımız olmadı, bize baba ve çocuklardan alınmış kan geldi.
DNA'NIN BÜTÜN HARİTASINI ÇIKARTIYORUZ
* Sanayileşmeyle, teknolojik gelişmeyle birlikte suç çeşitleri de artıyor. Buna karşı adli bilimciler de suç ve suçluyla mücadele etmek için sürekli kendilerini geliştiriyorlar. Suç ve suçluyla mücadele etmek için adli tıp grup başkanlıklarımızda en son sistemler kullanılıyor. Şu an dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarında ne yapılıyorsa bizim laboratuvarlarımızda da aynısı yapılıyor. Dolayısıyla DNA incelemesinde kimerizm veya tek yumurta ikizleri gibi bazı handikapların aşılması mümkün. Çünkü biz artık DNA'yı komple çıkartıyoruz. Yani DNA'nın bütün haritasını çıkartıyoruz. DNA molekülünde bulunan her bir bazın tamamını irdeleyebiliyoruz.
DNA ÇALIŞMALARI O KADAR İLERLEDİ Kİ…
* Mesela adli tıpa tek yumurta ikizinden bir örnek geldiği zaman, eğer tek yumurta ikizi olduğu bilinmiyorsa hata yapılabilir ve masum bir kişi hapse atılabilir. Böyle şeyler dünyada görülmüş, literatüre girmiş. Ancak bir DNA'nın tamamını ele aldığımız zaman tek yumurta ikizlerinde de 150-200 baz farkı olabiliyor. Tek yumurta ikizlerinin bile DNA'sı birbirinin aynı değil. Kaba incelemeyle aynı görülebilir ama tam inceleme ile bu farkı tespit edebiliyoruz. Kimerizmi zaten çok rahatlıkla fark edebiliriz.
* DNA incelemesinde o kadar ileri safhaya vardık ki, nex generatios sequence (yeni nesil sıralama) dediğimiz sistemle tüm DNA genomundaki bütün bazları, milyar tane bazı tek tek sıralayabiliriz. Hiçbir kişinin DNA'sının birbiriyle aynı olması mümkün olmadığı için de yanlış sonuç vermemiz mümkün değil.
GENETİK BİLİMİNİN MEHMET HOCASI
Aynı zamanda İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Tokdemir, Türkiye'de genetik biliminin en önemli isimleri arasında yer alıyor. Ulusal ve uluslararası alanda önemli çalışmalara imza atan Prof. Tokdemir, dünyada nadir olan ve 10 yıl süren genetik çalışmasını ise şöyle anlattı:
* 1998 yılında adli tıp uzmanı oldum. Türkiye'de ilk adli genetik üzerine uzman olan kişiyim. Adli genetik üzerine çalışan biyolog arkadaşlarımız var ama adli tıp uzmanı olarak adli genetik üzerine ihtisas yaptım ve bu konuda bir tez hazırladım.
* O yıllarda DNA incelemesi çok lüks bir şeydi ama ABD'den gelen bir hocamız vardı, kendisi çok iyi bir merkezde çalışıyordu. Onun da desteğiyle bir tez yaptım. 2007 yılında Doğu Anadolu bölgesinde adliyelerden, karakollardan gönderilen bütün DNA incelemelerini ben yaptım. O bölgenin bütün popülasyonunu incelemiş oldum ve o bölgenin genetik profilini çıkardım.
* Daha öne genetik frekanslar verilmişti ama bu çıkartılmış frekanslar dünyanın başka ülkelerinde yaşayan insanlarla genetik yakınlık, benzerlik açısından hiç karşılaştırılmamıştı. Ben de 12 ülke ile bu karşılaştırmayı yaptım ve Azerbaycan'da uluslararası bir toplantıda sundum.
OTORİTELERİN DE İLGİ ODAĞI OLDU
* Tabi ki bize doğal olarak en yakın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan çıktı. Ben sunumumun sonunda, "İki devlet tek millet boş bir slogan değil, bilimsel bir gerçektir. Azerbaycan halkı bize genetik olarak çok yakındır. Hemen hemen aynıyız, aynı soydan geliyoruz" dediğim zaman, salon ayağa kalktı ve herkes alkışladı. Bu da dünyanın en saygın genetik dergisi olan Gene dergisinde yayınlandı. Türkiye'de ilktir bu. Gurur duyacağımız bir çalışma oldu.
* Manisa'da karşımıza çıkan kimerizm de nadir karşılaşılan bir durum olduğu için gerekli etik ve bilimsel onayları aldıktan sonra Gene dergisine gönderip yayınlayacağız."