SON DAKİKA… Türkiye'nin gözü kulağı bugün Bolu'daydı. 21 Ocak'ta Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de yaşanan yangın faciasında 36'sı çocuk 78 kişi hayata gözlerini kapadı. 86 milyonu sarsan faciayla ilgili 36 sanık hakkında bin 998'er yıl hapis istemiyle dava açıldı.

78 kişinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili yürütülen soruşturmada, otel sahibi Halit Ergül, eşi Emine Mürtezaoğlu Ergül ile kızları Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ın aralarında olduğu 20 sanık tutuklandı.

"HİÇBİR SORUMLULUĞUM YOK" DEMİŞTİ… ODA SATMIŞ!
Şirket yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan Ceyda Hacıbekiroğlu ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıkmaya başladı. Mahkemede her seferinde suçunun bulunmadığını ve kağıt üzerinde yönetici olduğunu tekrar eden Ceyda Hacıbekiroğlu'nun, hem Grand Kartal Otel'de hem de Gazelle Otel'de etkin bir şekilde yetkilerini kullandığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz temmuz ayında yapılan duruşmada, sadece kağıt üzerinde yönetici olduğunu iddia eden otelin yönetim kurulu üyesi Ceyda Hacıbekiroğlu'nun, oğlunun okulundaki veli grubuna özel tatil organizasyonları yaptığı bilgisi paylaşıldı.

Kendisinin de dahil olduğu veli grubu için özel tatil organizasyonu yapan Ceyda Hacıbekiroğlu'nun, geçtiğimiz yıl ekim ayında aralarında yangında hayatını kaybeden Doğan Ailesi'nin de olduğu bir grup veliye Gazelle Otel'den indirimli oda satışı yaptırdığı iddiası ortaya atıldı.

TÜM AİLE HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Grand Kartal Otel yangınında çocukları ve eşiyle birlikte hayatını kaybeden Duygu Doğan'ın, Ceyda Hacıbekiroğlu ile aynı veli grubunda olduğu ortaya çıktı. Çocukları okul arkadaşı olan Duygu Doğan ve Ceyda Hacıbekiroğlu'nun veli WhatsApp grubundan konuştukları ve geçtiğimiz yıl ekim ayında Hacıbekiroğlu'nun Gazelle Otel'de düzenlediği tatil organizasyonuna Doğan Ailesi'nin de katıldığı bilgisine ulaşıldı.

DOĞA, KATİLLERİ İLE AYNI KAREDE!
Gazelle tatilinde çekilen fotoğrafların bir karesinde 9 yaşında hayatını kaybeden Doğa Doğan'ın ölümüne sebep olan Halit Ergül, Emine Murtazaoğlu Ergül ve Ceyda Hacıbekiroğlu ile aynı karede olması ise 'tesadüfün böylesi' yorumu yaptırdı.

"BENİM ÇOCUKLARIMIN CİNAYETE KURBAN GİTMELERİNİN NEDENİ, YAPILAN PAZARLAMA ETKİNLİĞİDİR"
Faciada oğlu, gelini ve torunlarını kaybeden Uğurtan Doğan, "benim çocuklarımın bu cinayete kurban gitmelerinin nedeni, bu okuldaki yapılan pazarlama etkinliğidir" dedi. Uğurtan Doğan, çocuklarının hayatını kaybetmesine neden olan olayın bu organizasyon olduğunu ifade etti. Doğan, "Benim bugün yapacağım açıklama içerideki duruşmayla ilgili değil. Onunla ilgili ilk müzakerelerde, ilk savunmalarımızda da bahsetmiş olduğumuz Ceyda Hacıbekiroğlu'nun okulda yapmış olduğu pazarlama etkinliğiyle ilgili. Benim küçük torunum Mavi Doğan, Ceyda Hacıbekiroğlu'nun oğluyla aynı sınıfta, İstanbul'da ve burada, en son gelinen bu maalesef katliamda, Ceyda Hanım'ın organizasyonuyla bizim çocuklar da geldiler. Maalesef orada kendilerini kaybettik. Ama bunun daha önceki olaylarda da bir etkinliği olduğunu öğrendik. Şöyle ki, benim gelinimin telefonu yeni bulundu. Emanetten aldık ve bir şekilde açtırdık. Oradan çıkan fotoğraflarda, sanıyorum hepinizde bu fotoğraf var. Ekim ayında, yani bu katliamdan dört ay önce, yine okulda bir pazarlama etkinliğiyle bazı sınıf öğrencilerinin ve dolayısıyla velilerinin katıldığı bir organizasyon olmuş. Diğer otelde, yani Gazelle Otelinde, resimlerini de gördük. Ve çok acıdır ki, o resimlere baktıysanız en soldaki kız çocuğu benim büyük torunum Doğa. İkinci fotoğrafta da zaten aynı şekilde Ceyda Hacıbekiroğlu ve eşi, diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kahvaltıda oğlum, gelinim ve çocuklarım, yani torunlarımın olduğu resimleri görüyorsunuz. Yani bunu neden anlatıyorum? Burada özellikle ilk savunmalarda, 'yönetim kurulu üyeliklerimiz sadece kağıt üzerinde, bizim hiçbir etkinliğimiz, hiçbir yetkimiz yok.' gibi bir takım, yani hiç tutarsız savunmalara girdiler. Ama burada, benim çocuklarımın maalesef bu cinayete kurban gitmelerinin nedeni, bu okuldaki yapılan pazarlama etkinliğidir" dedi.

"HİÇ Mİ SİZDEN BİR TANESİ YARALANMAZ VEYA CANINI KAYBETMEZ"
Otel sahiplerinin yangından kaçarken, kendi çocuklarının hayatını kaybettiğini söyleyen Uğurtan Doğan, "Bu pazarlama etkinliğini de benim gelinimin arkadaşı, hem de yakın arkadaşı, uyandırmıyor. Şimdi arkadaşlar, düşünebiliyor musunuz? Alıyorsunuz okuldan çocukları, götürüyorsunuz, aynı katta benim oğlum, gelinim ve iki torunum kalıyor. Ya kardeşim, hiç mi sizden bir tanesi yaralanmaz veya canını kaybetmez? Kaybolan yetmiş sekiz can bizim canımız. Yüz otuz yedi yaralı yine bizim canlarımız. Ama maalesef, ne kötü ve ne acıdır ki otelin hiçbir yetkilisi, hiçbir yönetim kurulu üyesi ve hiçbir hiçbir çalışanı yaralanmamış bile! Böyle bir şey olur mu arkadaşlar? Herkes gördü. Hepinizin sayesinde zaten bunlar basına da yansıdı. Böyle sıvışarak çıkıyorlar. Ama bizim çocuklarımız orada tamamen Allah'a terk edilmiş oluyor. Yani canları maalesef, maalesef burada hem daha önce Ekim ayında yapılan Gazelle Otelindeki etkinliğin, hem de en son 20-21 Ocak tarihlerinde yapılan Grand Kartal Otelindeki etkinliğin sonucudur. Okullarda yapılan bu pazarlama faaliyetlerinin sonucunda benim çocuklarım, torunlarım maalesef bu otel sahiplerinin çağırdığı ve bir şekilde katliama bıraktığı, kendilerinin ise kaçtığı, kendilerini kurtardığı bir olayda hayatlarını kaybetmişlerdir" ifadelerini kullandı.

"CEYDA HACIBEKİROĞLU, PAZARLAMALARLA İNSANLARI TOPLAYIP, ÖLÜME TERK ETTİ"
Faciada eşi ve kızını kaybeden Rıfat Doğan, Ceyda Hacıbekiroğlu'nun insanlarını ölüme terk ettiğini söyleyerek, "Uğurtan abinin de söylediği gibi, Ceyda Hacıbekiroğlu, okulda yaptığı pazarlamalarla insanları toplayıp daha sonra da onları ölüme terk ederek sıvışıp gitmiştir. Elif Aras'la Emir arasında, benim karım da kızımın odasından hiç haber vermeden önlerinden geçip gittikleri gibi. Aynı zamanda, ben de kızımın telefonuna ulaştığım zaman daha önce de belirtmiştim cesaret edip artık kendimi toparlayıp telefonu açtığımda, öğlen vakitlerinde eşimle Emine Murtaza Ergül'ün sarmaş dolaş resimlerini çekmiş kızım. Ve akşam da oturmuş, Emine Murtaza Ergül ile eşim kahve içmişler. Sabah ben ilk indiğimde Emine Murtaza Ergül ile karşılaşmıştım. 'Abla nerede?' demiştim Ceren ve Lalin 'Hiç bilmiyorum Rıfat, kurtulanlar Dorukkaya'da,' demişti. Yani sabaha kadar, öğlen sarmaş dolaş resim çektirdiğin, akşam kahve içtiğin insanı arkadaşını sabaha kadar merak edip ben gelene kadar aramamış bile. Bir tane cevapsız çağrı yok! 'Neredesiniz, ne oldunuz, kurtuldunuz mu?' ya da 'Kalkın, uyanın!' Hiçbir şekilde, dediğim gibi, uyandırmamış bile. Onlar baştan sona, ne yazık ki kötüler. Yani bilgisizlik, cahillik, her şey bir yana ama kötülük içindeler. Tamamen oradan çıkıp daha sonra canlarını kurtarıp oturup muzlarını, yemeklerini yemişler. Diyeceklerim bu kadar. Adalete güveniyoruz. Gereken kararın verileceğine inanıyoruz. Mahkeme başkanına ve heyetine güveniyoruz" ifadelerine yer verdi.