Alanya'da yaşayan Gülseren Yılmaz, 2 çocuğunun babası Hilmi Yılmaz'dan boşanmaya karar vererek, babasının Kestel Mahallesi'ndeki müstakil evine taşındı. Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Hilmi Yılmaz, 26 Eylül 2019 günü saat 11.30 sıralarında, eşi ile konuşmak için kayınpederinin evine gitti. Evde yalnız olan Gülseren Yılmaz, kapıyı açmadı. Bunun üzerine kapıdaki camı kırarak, içeri giren Hilmi Yılmaz, çıkan tartışmanın sonrasında zorla bahçeye çıkardığı kadını 10 yerinden bıçakladı.
Hilmi Yılmaz kaçarken, çığlık sesleri üzerine komşular, jandarma ve sağlık ekiplerini aradı. Adrese gelen sağlık görevlilerince ambulansla ağır yaralı olarak Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülen Gülseren Yılmaz, kurtarılamadı. Olaydan bir süre sonra da Hilmi Yılmaz, jandarma karakoluna giderek, teslim oldu. Yılmaz'ın, kayınpederini arayarak, kızını öldürdüğünü ve karakola teslim olmaya gittiğini söylediği ortaya çıktı.
GÖMLEĞİNDE KAN LEKELERİ
Hilmi Yılmaz, jandarma karakolundaki sorgusunun ardından 27 Eylül 2019 günü sabah saatlerinde, üzerinde kan lekeleri bulunan gömlekle adliyeye sevk edildi. Yılmaz, çıkarıldığı mahkemece 'eşi kasten öldürme' suçlamasıyla tutuklandı. Gülseren Yılmaz'ın cenazesi ise Kestel Hanönü Mezarlığı'nda gözyaşlarıyla toprağa verildi.
SON KEZ HAKİM KARŞISINDA
Hilmi Yılmaz'ın tutuklu yargılandığı davanın görülmesine, Alanya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Beşinci ve son kez hakim karşına çıkarılan sanık Yılmaz, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Gülseren Yılmaz'ın yakınları ve Gülseren Yılmaz'ın ailesinin avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. Ailenin avukatları yaptıkları savunmada sanığın tasarlayarak ve soğukkanlılıkla bu suçu işlediğini, en ufak bir pişmanlık göstermediğini söylerken, çocuklarını da hiç düşünmediğini ve bu nedenle olayın ardından hapisteyken evini ve arsasını sattığını belirtti.
'BASINDA CANAVAR GİBİ GÖSTERİLDİM AMA EŞİMİ ÇOK SEVİYORUM'
Sanık Hilmi Yılmaz ise duruşmada yaptığı savunmada, "Eşimi ve çocuklarımı çok seviyorum. Çok pişmanım. Acı çekiyorum. Çok utandığım için daha önce söyleyemedim. Eşimin evde ve yalnız olup olmadığını bilmiyordum. Oraya gittiğimde onu gördüğümde konuşmak istediğimi söyledim. 'Senin gibi bir şerefsizle görüşecek bir şeyim yok' diyerek yüzüme tükürdü. Kaçarken hakaretler etmeye devam etti. Bir anlık sinirle yaptım. Basında canavar ilan edildim ama eşimi ben çok seviyorum" dedi.
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti daha sonra kararını açıkladı. Sanık Hilmi Yılmaz mahkeme tarafından 'eşi kasten öldürme' suçundan indirimsiz ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Hilmi Yılmaz hakkında ayrıca 'mala zarar verme' ve 'konut dokunulmazlığını ihlal' suçlarından da 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
'İNŞALLAH İÇERİDE ÇÜRÜR'
Duruşma sonrası Gülseren Yılmaz'ın annesi Gülnaz Bayrak, gazetecilere yaptığı açıklamada, sanığın en ağır cezayı almasından dolayı içlerinin bir nebze rahatladığını söylerken, "Üzgünüm, kızım öldürüldü. Çok üzgünüz, kızımın iki tane çocuğu ortada kaldı. Bizim yuvamız yıkıldı. Dünyamız karardı. Katilin peşini bırakmayacağız. En ağır cezayı aldı, inşallah orada çürür. Bizim artık konuşacak halimiz yok" dedi.
'EMSAL OLMASI AÇISINDAN İTİRAZ EDECEĞİZ'
Ailenin avukatı Müjde Tozbey Erden, "Sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ayrıca 'mala zarar verme' ve 'konut dokunulmazlığını ihlal' suçlarından 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Fakat bu karara biz emsal olması açısından itiraz edeceğiz. Gülseren'in kocası öldürmeden önce evin kapısının önünde gizlice beklemiş ve yanından getirdiği bıçakla cinayeti işlemiştir. 'Eşini tasarlayarak öldürmek' suçundan da bir ceza verilmelidir. Çünkü kadın cinayetlerin emsal olması için bu karar önemlilik taşır" diye konuştu.
'TÜRK CEZA KANUNU'NDAKİ EN AĞIR CEZALARDAN BİRİSİ'
Mahkemeye katılan Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu olarak duruşmayı takip eden avukat Halime Şenli Bilgin de sanığın iyi bir ceza aldığını ifade ederek, şunları söyledi:
"İyi bir ceza aldı. Eşi kasten öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet cezası. Türk Ceza Kanunu'ndaki en ağır cezalardan birisi. Tahrik indirimi veya başka bir indirim yapılmadı. Bu da iyi bir haber. Ama bizce önceden tasarlama vardı, konuyu bu yüzden biz de temyiz edeceğiz. Biz bu cezaların caydırıcı olmasını istiyoruz. Çünkü geride kalan gözü yaşlı anne, baba ve 2 çocuk var. İki çocuk yalnız büyüyecek. Anneleri mezarda, babaları hapiste. Biz kadınlar öldürülmesin, şiddet görmesin, çocuklar, annesiz babasız büyümesin diye mücadele ediyoruz. Bunu kamuoyunun bilmesini istiyoruz, bunu mağdur yakınları biliyorlar. Bundan sonra da onları hiç yalnız bırakmayacağız. Kadın dayanışması çok önemlidir. Dayanışma yaşatır diyoruz."