Kıbrıs'taki Türk varlığına öncülük ederek devletleşmesinde büyük bir katkı veren, kurucu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Rauf Raif Denktaş'ı vefat yıl dönümünde minnetle yad ediyoruz. Denktaş'ın, oğlu Serdar Denktaş, babasının azim ve mücadele dolu yaşamını SABAH'a anlattı: Rauf Raif Denktaş, babası hakim Raif Efendi tarafından Atatürkçü ilkelerle yetişmiş, dedesi Şeherli Mehmet efendinin 'Osmanlı yamandı. Ben gidişlerini ağlayarak izledim. Ben görmeyeceğim ama siz onların dönüşünü göreceksiniz' sözünü aklının bir tarafına yerleştirip hiç unutmamış bir Kıbrıslı Türk. Gerektiği zaman elinde silah Erenköy mücahidi. Sırası geldiğinde kıvrak zekalı bir diplomat. Çok okuyan, çok yazan halkı ile iç içe yaşayan bir devlet adamı. Zorluklar karşısında yılmayan, millî davamızın yılmaz savunucusu, Türkiye'm dediğinde coşan, Türklüğe saldırıldığında kendini aşan bir sevgiyle saldıranlara engel olan millî bir kahraman. Siyasetçi değil, dava adamı."
"DENKTAŞ'I ANLATMAK ZORDUR"
"Denktaş'ı anlatmak zordur. Azınlık bir cemaat statüsündeki Kıbrıs Türk toplumunu ortaya koyduğu mücadele ile devlet kuran bir halk statüsüne ulaştırabilmiş, çok zor şartlar altında ve kısıtlamalar arasında küçük yerleşim birimlerinde ve etrafları Rum köyleri ile sarılı bir şekilde yaşayan insanımızı tek bir hedefe yönlendirmeyi başaran bir lider her halka nasip olmaz. İngiliz'e ve Rum'a karşı bölük pörçük verilmeye çalışılan mücadeleyi, Türk Mukavemet Teşkilatını kurarak ve Türkiye'nin bu teşkilata desteğini sağlayarak 'Ya Taksim Ya Ölüm' sloganıyla başlayan mücadelede 1974 Mutlu Barış Harekatı ile son buluncaya kadar geçen zorlu yıllar onun en sıkıntılı dönemleriydi."
"SON KURŞUNLARIMIZI KENDİMİZE AYIRDIK"
"Yakılıp yıkılan 103 Türk köyü, parçalanmış aileler, çadırlarda yaşayan göçmenler, mücadele yıllarında yeterince silah ve mühimmatın bulunmaması, su borularından yapılan tek atımlık silahlarla Rum ve Yunan alayına karşı direnebilmek kolay değildi. Erenköy'den Türkiye'ye gönderdiği telgrafta 'Yunan alayı etrafımızı sarmış durumda ve taarruz hazırlığı içinde. Mermimiz kalmadı. Müdahale edemeyecekseniz son kurşunlarımızı kendimize ayırdık. Vatan sağ olsun' mesajını verdikten birkaç saat sonra Türk jetleri uyarı uçuşu yapmış ve o uyarı uçuşları içinde Cengiz Topel'in uçağı düşürülerek yaralı olarak ele geçirilmiş ve hunharca katledilmiş ancak Yunan ordusu saldırıdan caydırılabilmişti."
MÜCADELE DOLU BİR HAYAT
"Kıbrıs'ta olayların durdurulması için Londra konferansında adada yaşananları anlattığı için Makarios tarafından 'istenmeyen adam' olarak ilan edilince 4,5 yıl Türkiye'de ailesi ile birlikte sürgün yaşamış ve nihayet Kıbrıs'ta yaşanan olaylara dayanamayarak adaya gizlice küçük bir tekneyle çıkmış ve Rumlar tarafından iki arkadaşı ile birlikte yakalanmıştır. Yakalanma haberi duyulur duyulmaz bazı Rum bakanlar hemen öldürülmesini talep etse de, Makarios, Denktaş Türkiye'den habersiz bu işe kalkışmaz. Öldürürsek Türkiye müdahale eder korkusu ile 13 gün süren bir hapis dönemi sonrasında Türkiye ve Kıbrıs'ta başlatılan gösteriler sonucunda serbest bırakılmıştır."
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NE ÖNDERLİK ETTİ
1968 yılında yeniden adaya dönme imkanı bulan Denktaş, önce Cemaat Meclis Başkanı 1972 de ise Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavini olarak seçilmiş ve 1974 te Barış harekatı sonrasında huzura ermiştir. Dedesi Şeherli Mehmet'in 'yine gelecekler' sözü gerçek olmuştu. 'Halkım beni Türk askerini yeniden adaya getiren lider olarak hatırlasın' sözü o günlere aittir. Kıbrıslı Rumların hiçbir zaman Kıbrıslı Türkleri 'eşit siyasi ortak' olarak görmeyeceğini çok iyi kavrayan Denktaş, Kıbrıs Cumhuriyetine 1959 antlaşmaları ile verdiğimiz ve Rumların işgal etmeye çalıştığı Kurucu ortaklık haklarımızı resmen kayıt altına almak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşuna önderlik ederek tarihimize 'Kurucu Cumhurbaşkanı' olarak adını yazdırmıştır."