Bir zamanlar vatandaşların geçim kaynakları arasında bulunan bağların yerini yüksek katlı binalar alırken bölgeye has 'Şire' üzümü bağları yok oluyor.
Yaklaşık 40 yıl önce ilçeye has Ağbanki, keçiemcegi, kızılbanki, hatun parmağı, serpene kıran, üzüm çeşitleri ile birlikte 32 çeşit Üzüm'ün bittiğini belirten Araştırmacı-Yazar Ramazan Özgültekin şunları kaydetti. ''Bir zamanlar kentin dört etrafı meşhur Siverek bağlarıyla doluydu, bağ sahipleri uğraş isteyen, zahmet gerektiren ve geliri olmayan Siverek Şire üzümü bağlarını sökerek bina yaptı eskiden bağ olan tüm bölgelere binalar yapılmış, bazı vatandaşlarımız dede yadigârı olduğu için bağlarına gözü gibi bakarak şire yüzümü yetiştirip uzun kışın gecelerinde evlerde tüketilen bastık, kesme, sucuk, pekmez gibi yiyecekler yapıyorlar. Benim hatırladığım tarih olarak dedem, babam ve yaşım itibariyle 170 yıldır bölgede Şire üzümünün korunmasıyla ilgili her hangi bir çalışma yapılmadığı için üzüm bağları Siverek çevresinde kalmadı'' diye konuştu.
DEVLET DESTEĞİYLE BÖLGEDE BAĞ ALANLARI TEKRARDAN OLUŞTURULMALI
Kaybolan üzüm bağlarının devlet desteğiyle yeniden canlandırılması gerektiğini vurgulayan Özgültekin şunları söyledi. ''Bölgeye has 32 çeşit üzümden sadece Şire Üzüm'ü bulunuyor, bir tek Şire Üzüm'ü ekimi yapan az kişi kaldı. 5 yıl gibi bir zaman zarfında devlet desteğiyle veya Tarım Bakanlığınca koruma altına alması için her hangi bir çalışma yapılmasa Şire üzüm bağları da kaybolan üzüm bağları gibi tamamen kaybolacaktır'' dedi.
ŞİRE ÜZÜM'ÜN TESCİLLENDİRİLMESİ GEREKİYOR
Siverek bağlarının yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Özgültekin şunları kaydetti. ''Tarih kitapları Siverek bağlarının 500 yıllık bir geçmişe belki daha fazla olduğunu bizlere anlatıyor, daha önce Siverek'te yaşayan Hasan Paşa adında bir zat kitaplarda Siverek'in dört etrafının bağlarla çevrili olduğunu belirtmiştir. Şuan Siverek bağlarıyla ilgili her hangi bir tescillenme söz konusu değil, yıllarca Şire üzümüyle geçimini sağlayan insanlarında yok, Bir zamanlar Siverek genelinde bir eve şire üzümü girmese o yıl insanlar rahat etmezdi, ama şuan birkaç kişiden olmasa tamamen bitmiş durumda, şire bağlarının tescillenerek bölgeye has üzüm olması ve ekimine tekrardan başlanması gerekiyor, bundan yarım asır önce büyüklerimiz meydanlarda şire üzümün festivalini bile yapardı, o günlerden bu güne kadar bağların yerine yüksek katlı binalar aldı'' ifadelerini kullandı.
DEDE MİRASI BAĞINA GÖZÜ GİBİ BAKIYOR
İlçeye 10 kilometre uzaklıkta bulunan Teshırap kırsal mahallesinde Siverek Şire üzümü yetiştiriciliği yaptığını belirten Zülkif Bayraktar(60) şunları kaydetti. ''Bizim bağ dede mirası olduğu için torunları olarak gözümüz gibi bakıyoruz, boş vakitlerimizde bağa gelip bakımını ve temizliğini yaparak ilaçlıyoruz, Her yıl Şire üzümü toplayarak evlerimizin pekmez bastık gibi ihtiyaçlarımızı kendi imkânlarımızla karşılıyoruz. Bağ bozumu günleri geldiğinde bulamaç yaparak çeşitli kuruyemişlere çevirerek evde tüketiyoruz, dede ve baba yadigârı kalan bağı hiçbir zaman bozmadım, 15 dönüm bağ alanında 1000 kök ağaca gözüm gibi bakıyorum''