İzmir'de yaşayan 18 yaşındaki Aslıhan Sinem Çiçek, 26 Temmuz günü saat 14.00 sıralarında, Bornova'daki dönercide iş başı yapmak için evden çıktı. Eve dönmeyen Çiçek'e ulaşmayan babası Serdar Çiçek, polise kayıp başvurusunda bulundu. Ekipler, Çiçek'in Ege Üniversitesi Hastanesi'nde olduğunu tespit etti. Böbrekleri iflas ettiği belirtilen Aslıhan Sinem Çiçek, 27 Temmuz'da hastanede yaşamını yitirdi. Çiçek'in şüpheli ölümü ile ilgili ekipler, Burak Kaya'yı (27) gözaltına aldı.
SİNEM'İN TELEFONU ÜZERİNDE BULUNDU
Genç kızın telefonu üzerinde bulunan Kaya, sorgusunda Çiçek'i kendisinin öldürmediğini söyledi. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Kaya, çıkarıldığı hakimlikçe 'gasp' suçundan tutuklandı. Aslıhan Sinem Çiçek'in son olarak beyaz hafif ticari araca bindiği görüldü. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, beyaz aracın geçtiği noktalardaki güvenlik kameralarını inceledi. Görüntülerin ardından aracın plakasından, fırında çalışan arkadaşı Cem Acar'a ulaşıldı. Ekipler, belirlenen adrese baskın yapıp, Cem Acar'ı gözaltına aldı.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan Cem Acar, adliyeye sevk edildi. Cem Acar, savcılık ifadesinde; Aslıhan Sinem Çiçek'in ölümü ile ilgisinin olmadığını öne sürdü. Beyaz aracı ile Çiçek'i aldığını, daha sonra kendi evine geçtiklerini belirten Cem Acar'ın, bir süre zaman geçirdikten sonra genç kızın evden tek başına ayrıldığını söylediği öğrenildi. Nöbetçi hakimliğe çıkarılan Cem Acar, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
AYNI UYUŞTURUCUYU KULLANMIŞLAR
Sinem Çiçek'i (18) en son gören ve üstünden genç kıza ait cep telefonu çıkan tutuklu Burak Kaya'nın (27), adli tıp incelemesine göre, kanında ve idrarında uyuşturucu madde tespit edildi. Çiçek ile Kaya'nın aynı uyuşturucu maddeyi kullandıkları, kanlarında metamfetamin bulunduğu öğrenildi. Öte yandan Çiçek ailesinin avukatı Vedat Alabay'ın talebi üzerine şüphelilerin cep telefonu numaralarının arama, aranma, SMS ve baz bilgilerine ilişkin iletişimin tespiti için incelemesine karar verildi.
KESİN ÖLÜM NEDENİ BELLİ OLDU
Sinem için İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Kurulu'ndan istenen rapor da geldi. Raporda; Sinem'in otopsisinde dış muayenede tespit edilen lezyonların lokalizasyonu, özellikleri ve ağırlıkları itibarıyla ölüm meydana getirebilecek nitelikte olmadığı, iç muayenede kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanması tarif edilmediği dikkate alındığında ise travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı belirtildi. Raporda, "Alınan doku örneklerinin Kimya İhtisas Dairesi'nde yapılan tetkikinde kanda methylendioxyamphetamine, methylenedioxymethamphetamine bulunduğu; ayrıca ilaç etken maddelerinden midazolam, diazepam, lidocaine, rocuronium bulunduğu, mesane lavaj sıvısında methylendioxyamphetamine, methylenedioxymethamphetamine bulunduğu ayrıca ilaç etken maddelerinden midazolam, diazepam, lidocaine, rocuronium bulunduğu, iç organlarda tespit edilen makroskopik bulgularla iç organların histopatolojik tetkikinden elde edilen bulgular ve ölümün meydana geliş şekli dikkate alındığında kişinin ölümünün uyarıcı madde zehirlenmesi sonucu meydana gelmiş olduğu oy birliğiyle mütalaa olunur" denildi.
TAHLİYE OLDU
Öte yandan Sinem'in ölümünün ardından tutuklanan Burak Kaya'nın, 27 Ekim'de savcının istemiyle yurt dışına çıkış yasağıyla tahliye edildiği ortaya çıktı. Kaya'nın tahliyesiyle Sinem'in ölümüyle ilgili davada tutuklu sanık kalmadı.