ÇALIŞANLARIN E-MAIL'LERİNİ OKUMAK ETİK Mİ?
'Büyük birader' epostaları izliyor
Çalıştığım şirkette herkesin e-mail'lerinin okunduğunu öğrendik. Haber vermeden yıllarca izlenmiş olmak hepimizi şoke etti. Tepkimizi yöneticilere iletince, bunun normal olduğu, bütün şirketlerin çalışanlarını izlediği cevabını aldık. Haklılar mı?
(S.A. Eskişehir)
Yöneticilerinizin, şirket bilgisayarlarında ne yaptığınızı bilme isteği, bir yere kadar anlayışla karşılanabilir. Ne de olsa bilgisayarların yasadışı amaçlar için kullanılma ihtimali (İnternetten kumar oynamak gibi), dikkatli olmalarını gerektiriyor. Ayrıca bazı şirketler, 'performans ölçümlenmesi' gibi insan kaynakları uygulamaları için, bilgisayarda hangi işe ne kadar zaman ayrıldığı gibi verilere ihtiyaç duyabiliyor... Ama 'telekulak'ın da bir sınırı, bir adabı var. Bu sınır, özel dünyadır. Özel dünyanın başladığı yerde, şirketlerin yüce çıkarları biter. Hiçbir şirket, çalışanının aşk mesajlarını okuma hakkına sahip olamaz.
İşin en vahim yanı, çalıştığınız kuruluşun uzun süre kimseye haber vermeden sizi gizlice izlemiş olması. ABD'de yapılan bir araştırma, çalışanların bilgisayardaki faaliyetlerini denetleyen şirketlerin bunu en baştan açıkladığını gösteriyor. (ABD şirketlerinin yüzde 90'ı.) Türkiye'de bu oran nedir dersiniz?
PARASI OLMAYANLARIN KOPYA YAZILIM KULLANMASI ETİK Mİ?
"Orijinal yazılıma isyanım var"
Borç harç bir bilgisayar aldım. Programların çoğu kaçak. Programlardan bazılarının orijinalini almaya kalksam, bizim evin kirasına yakın para ödemem gerekiyor. Buna gücüm yok. Üstelik zaten milyarlarca dolar kazanan uluslararası şirketlerin, üç beş kuruş peşindeki insanların parasına göz dikmesini yanlış buluyorum. Ne dersiniz?
(K.A. İstanbul)
Yaşar Kemal'e yazdığı romanlar karşılığında para ödenmesini tuhaf bulanımız olduğunu sanmıyorum. Marketten elma alırken kasadaki kıza "Bunlar niye bedava değil?" diye de sormuyoruz. Ama iş yazılıma gelince durum değişiyor. Büyük çoğunluğumuz yazılıma para ödemek yerine, korsan yazılım kullanmayı tercih ediyor. Türkiye'de halkın yüzde 65'i kopya yazılım kullanıyor…
Fakat bir de madalyonun öbür yüzü var. Yazılımda fikri mülkiyet, yani İngilizcesi ile "copyright", bütün dünyada tartışmalı. Yazılımda fikri mülkiyete karşı çıkanların kendilerini savunmak için kullandığı çok güçlü argümanlar var. Kulak verelim: "Fikri mülkiyet insanların bilgiye serbestçe erişimini engelleyerek, toplumsal gelişimin önüne set çekiyor", diyorlar. Bu görüşü savunanlar, kodu açık, yani "copyright" ile korunmayan Linux, Firefox gibi ücretsiz yazılımların kullanılmasını öneriyor. Sizin çözümünüz de bu olabilir: Bilgisayarınızda, açık kaynak kodlu, ücretsiz yazılımlar kullanmak. Ücretsiz yazılımlar son yıllarda çok hızlı gelişme kaydetti. "Pardus" gibi tümüyle Türkçe alternatifler de var. Yazılıma para harcamak istemiyor ve kopya yazılımın etik sıkıntılarıyla karşılaşmak istemiyorsanız ücretsiz yazılım kullanın.
SİZ DE GÖNDERİN:
Aklınıza takılan etik problemleri Etik Servisi'ne gönderin cevaplandıralım. E-mail:
etik@sabah.com.tr