Antalya'nın Portakal Çiçeği Caddesi'nde 22 Ekim akşamı meydana gelen olayda, üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencileri Mahmut Yağız Balcı ve Ada Kayahan, dershaneden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla buluşup, yemek yedi ve evlerine gitmek için elektrikli scootere bindi. Balcı'nın kullandığı scooter, Muhammed Can Gülmez yönetimindeki otomobil çarptı. Korkunç kazada Balcı ve Kayahan, yola fırladı. İhbarla bölgeye gelen sağlık ekiplerinin özel hastaneye kaldırdığı 2 arkadaş, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gözaltına alınan Gülmez ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
Mahmut Yağız Balcı (18) ile Ada Kayahan'ın (17) ölümüne neden olan sürücü hakim karşısına çıktı. 5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemi ile 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanık Muhammet Can Gülmez cezaevinden SEGBİS üzerinden duruşmaya katıldı. Kazada kızı Ada'yı kaybeden anne Sevim Kayahan ile oğlu Yağız'ı kaybeden anne Ela Balcı mahkeme başkanına, "Bu kaza değil çifte cinayet. Birileri arabaları hızlı kullanıyor diye gencecik çocukların hayatlarına son veremezler. Artık bir bu uyanış olsun Sanık en ağır şekilde cezalandırılsın" feryatları mahkeme salonunda herkesi ağlattı.
GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Polisin duruşma öncesi adliye dışında ve içinde geniş güvenlik önlemleri aldı. 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya sanık Muhammed Can Gülmez kaldığı cezaevinden SEGBİS ile bağlantı yaparak katılırken, maktullerin aileleri ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşma koridorunda Yağız Balcı ile Ada Kayahan'ın arkadaşları destek için bekledi. Duruşmada bilirkişi raporunda sürücü tutuklu sanık Muhammed Can Gülmez'in 108 kilometre hızla gittiği belirtildi.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Tutuklu sürücü Muhammet Can Dönmez SEGBİS bağlantısı ile verdiği ifadede hemşirelik bölümü mezunu olduğu ve üniversitede inşaat bölümü okuduğunu söyledi. Güzellik merkezi işyerini bulunduğunu da belirten sanık Dönmez, "Yanımda oturan Mehmet Özdemir arkadaşımla Kırcami'den Sampi Kavşağına ilerlerken saat 23:40 sıralarında hızım 78 kilometre civarındaydı. Bulunduğum yolda sol şeritte seyir halindeydim ama palmiye ağaçları nedeniyle orta refüjdeki kişileri göremiyordum. Birden scooter refüjden maktulün kullandığı aracı gördüm ancak olay ani geliştiği için fren basmam ve sağa manevra yapmama rağmen kurtaramadım. Kaza meydana geldi. Kendim sağlıkçıyım. Bir dakika içinde 112'yi aradım. Yaralıya müdahale etmeye çalıştım.. Ben bu olay sebebiyle ölenlerin yakınların başsağlığı diliyorum. Geçmişte de ben değişik trafik cezaları almıştım. Cezaevinde cezaevi ortamında psikolojim bozuldu. Bu nedenle tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. Olay esnasında frenle birlikte sağa manevra yaptım. Çok pişmanın keşke bu olay olmasaydı" dedi.
CANLI YAYIN İDDİASI
Ailelerin avukatı kaza yapan aracın zorunlu trafik sigortasının olmadığını ve sanık sürücünün kaza anında canlı yayında olup olmadığını sorulmasını istedi. Tutuklu sanık Muhammet Can Gülmez, suçlamaları kabul etmeyerek, "Ben aracı arkadaşımdan geçici olarak almıştım. Araç yeni bir modeldi. Benim telefonum wıfiye bağlıydı ve müzik dinliyordum. Kaza öncesinde kız arkadaşımla görüşmüştüm, sonrasında ilk önce 112'yi sonra aracın sahibini sonra babamı aradım. İnternetim açık sosyal medya gruplarım var. Aracın kendini airbagların açılması ve kendini kilitlemesi gibi bir durum yaşanmadı. Ben görür görmez fren yaptım, direksiyonu da sağa kırdım. Zorunlu sigortanın yapılmadığından haberim yoktu" dedi.
Aile avukatları mahkeme başkanından sanığın sosyal medya hesabından sürat ve difirt yaptığı anların paylaşılıp paylaşılmadığının sorgulanmasını istedi. Sanık suçlamaları kabul etmeyerek sosyal medya hesaplarında da böyle bir görüntünün paylaşım yapmadığını söyledi.
KÖTÜLÜK KAZANMASIN
Kazada ölen Ada Kayahan'ın babası Murat Kayahan gözyaşları inde söz aldı. Sanıktan şikayetçi oluklarını belirten acılı baba, "Sanığın soyal medya hesaplarında hızı ve dirft görüntüleri olduğunu etiketlediği kişilerden tespit ettik. Buradan çıkacak her karar bizim acımızı dindirmeyecek, çocuklarımız geri getirmeyecek. Bu ülkemin yarınları geleceği için pamuklara sararak büyüttük çocuklarımızı. Kızım o gün dershaneden geliyordu. Herkesi vicdanına havale ediyorum. Sosyal medya görüntülerine mahkeme ulaşabilir. Başka aileler yanmaması için mücadelemizi devam ettireceğiz. Kötülük kazanmasın. Sanığın baş sağlığı dileğini kabul etmiyorum" diye konuştu.
Söz verilen ve ayakta durmakta güçlük çeken anne Sevim Kayahan ise "Konuşmak istemiyorum. Sonuna kadar şikayetçiyim" dedi. Abla Sevim Kayahan ise, "Derin bir acı içerisindeyiz. Tek kardeşim vardı onu da kaybettik. Şikayetçiyim" dedi.
BİZİM ÇOCUKLARIMIZ TOPRAK ALTINDA
Ölen Yağız balcı'nın babası Ali Balcı'da mahkemede şikayetci olduklarını ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, "Çocuklarımı geri gelmeyecek. Onların acısıyla yaşamayı öğreneceğiz. Baş sağlığı dileğini kabul etmiyorum" dedi.Anne Ela Balcı ise gözyaşları içinde ifade, "Acı içindeyiz. Birilerini hızlı araba kullanacak diye bizim çocuklarımız toprak altında. Hızlı araba kullanmak cana kastetmektir. 50 kilometre yolda 140 gidemezsin. İki güzel çocuğum toprağın altında en ağır ceza neyse onuna cezalandırılmasını istiyoruz. Ada ve Yağız gelmeyecek. Kurallar boşa değil. Başsağlığı dileklerini kabul etmiyorum. Sanık eğitim hayatına devam edemediği için bunalıma girdiğini söylüyor. Bizim çocuklarımız üniversiteye gidemeyecek, evlenemeyecek, çocukları olmayacak bizim hayatımız bitti. Bu bir çifte cinayettir" ifadelerini kullandı.
Annenin bu sözleri salonda bulunan herkesi ağlattı.
YOL 50 KİLOMETRE OLDU
Sanığın avukatı Şahali Arslan ise bu olay yaşandıktan sonra kazanın yaşandığı yolda azami hızın 50'lik olduğunu belirterek "Normalde yol 70 kilometrelik yol. Scooter sürücüsü 0.84 promil alkollü çıktı. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum" dedi.
Kaza anında sürücünün yanında olan tanık Mehmet Özdemir (26) ise olay günü havalimanından bir arkadaşlarını aldıklarını belirterek, "Radyo açık değildi. Müzik dinlemiyorduk. Araç hareket halindeyken telefon görüşmesi olmadı. Olay yerine geldiğimizde refüjden indiğini ben gördüm. Yaya geçidine yaklaştığımızda farkettim sanığın fark etmesiyle direksiyonu sağa kırıp fren yaptığını hissettim. Çarpmayla birlikte cam kırıkları koluma isabet etti, kazanın şokunu yaşadım. Sanığın maktullerin yanına gittiğini gördüm. Sanığın hızının yaklaşık 80 kilometre civarında olduğunu tahmin diyorum. Sosyal medyadan takip ediyorum, arabasıyla çekilen fotoğrafları var ama drift artığı yada hız yaptığına dair görüntülere rastlamadım" demesi dikkat çekti.
DOSYA BİLİRKİYE GÖNDERİLECEK
Duruşma sonunda mahkeme kaza ile ilgili görüntülerin, bilirkişi dosyalarının, MOBESE kamera görüntülerinin yeniden incelenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini karar verdi. Duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
BİRLİRLERİNE SARILARAK TESELLİ ETTİLER
Duruşmanın ardından aileler birbirlerine sarılarak teselli ettiler. Anne Sevim Kayahan, "Bu olayın bir kaza değil cinayettir. Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Eğer o sürücü 50 kilometre hızla gidiyor olsaydı çocuklarımız şuan yanımızda ve biz burada olmayacaktık. Sonuna kadar gideceğiz" dedi.
Diğer anne Ela Balcı yaşanan olayın cinayetten farksız bir kaza olduğunu ifade ederek, "Birebir cinayettir, çifte cinayettir. Gencecik çocuklarımızla vedalaştık. Bu emsalsiz bir acı. Davamızın sonun kadar arkasındayız. Sürücünün en ağır ceza neyse onunla cezalandırılmasını istiyoruz. Birileri arabaları hızlı kullanıyor diye gencecik çocukların hayatlarına son veremezler. Artık bir bu uyanış olsun" dedi. Baba Murat Kayahan, ise "Biz çocuklarımızı kaybettik hiçbir şey onları geri getirmeyecek. Hiçbir ceza bizi asla ve asla tatmin etmeyecek. Biz istiyoruz ki başka Adalar başka Yağızlar bu uğurda gitmesin. Herkes bu ülkenin kurallarına göre hareket etsin. Bu doğrultuda aracını kullansın. Biz çocuklarımızı pamuklara sararak büyüttük. Bu insanlara sunmak için büyütmedik. Biz çocuklarımız yaşasın istiyorduk. Artık kötülük kazanmasın" diye konuştu.
Ailelerin avukatı Deniz Aksoy, ilk duruşmanın iyi geçtiğinin altını çizerek, "Mahkeme heyeti dosyaya hakim. Sanığa sorduğu sorularla olaydaki tüm çelişkileri giderdiler. Ve mahkeme sanığa bilinci taksirden ek savunma verdi. İddianamede bilinçli taksit istenmemişti. Bu olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanacağı kanaatindeyiz. Bu dosya Antalya'dan verilecek bir kararla trafik kazaları açısından bir örnek teşkil edecek. Sürücü ve yayalar açısından örnek bir karar olarak herkesin trafik kurallarına uyması gerektiğini ortaya koyacak. Bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasıyla beraber sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bu nedenle mahkemenin üst sınırdan bir ceza vereceği kanaatindeyiz" diye konuştu.