Hamza Begde, babasının kimlik bilgleriyle kurulan 3 şirket nedeniyle zorlu günler geçiriyor. Sivas'tan inşaat işçisi olarak çalışmaya gittiği İstanbul'da Mustafa Begde'nin adına ulaşım, inşaat, gıda, hırdavat ve metal üzerine 3 naylon şirket kuruldu. Bu şirketlerden habersiz 2012 yılında hayatını kaybeden Begde'den geriye 14 milyon liralık vergi borcu kaldı. Sivas'ta bir kamu kurumunda asgari ücretli garson olarak çalışan oğlu Hamza Begde, annesi Hatice Begde'nin emeklilik işlemleri için SGK'ya gittiğinde durumu öğrendi.
İstanbul'da vergi dairesine gittiğinde de 14 milyon liralık vergi borcuyla karşılaştı. Adres karşılığı bulunmayan şirketlerin babasından habersiz üzerine devredildiğini, imzaların kendisine ait olmadığını ispat için yasal yollara başvuran Hamza Begde sonuç alamadı. Babasından kalan borç, 2018'den itibaren Hamza Begde'den maaşının 4'te 1'i kesilecek şekilde tahsil edilmeye başlandı. Ancak asgari ücretli olduğunu belirterek başvuru yapan Begde'nin maaşından kesinti yüzde 10'a indirildi. Begde, babasından kendilerine kalan ev ve tarlalardan da mahrum olmamak adına 'mirasın hükmen reddi' başvurusu da yapamayınca duruma razı oldu.
'BABAMA AİT OLMAYAN İMZALAR VAR'
Bu borcu ödemesinin imkansız olduğunu ifade eden Hamza Begde, şunları söyledi: "Bundan 10-15 sene kadar önce dolandırıcılar bir üniversitenin kantinini şirket olarak göstererek elden ele geçirmeye başlıyorlar. En son babamın adına geçirilmiş. Tabii şirketlerin bütün vergi borçları da babamın üzerine kalıyor. İlgili makamlara şikayetlerde bulundum, savcılığa bildirdim, CİMER'e yazdım. Şu an toplam borcum, parça parça olmakla birlikte tam 14 milyon lira. Ailede tek sigortalı çalışan ben olduğum için borç otomatik olarak bana devredilmiş durumda. Normalde maaşımın 4'te 1'i kesiliyordu ve bunu ödeyebilecek durumda olmadığımı dilekçeyle belirttim. Şu an maaşımın 10'da 1'i kesiliyor. Son 3 senedir bu böyle devam ediyor. Ben bu ülkenin zengini olsam dahi kimse tek seferde çıkarıp 14 milyon lirayı bir anda ödeyemez. Ben devlet yetkililerinden beni görmelerini istiyorum. Avukat tutacak imkanım yok. Savcılığa ve karakollara başvurdum, ilgili makamlarla görüştüm ancak ne kadar dilekçe yazsam da ret geliyor. Bütün şirket evraklarında farklı farklı babama ait olmayan imzalar var. Biz bu imzaların da babama ait olmadığının tespiti için başvurular yaptık ama netice çıkmadı. Yıllardır Türkiye'nin dört bir yanında böylesi dolandırıcılık haberlerini görüyoruz."
'DOLANDIRILDIK ANCAK SESİMİZİ DUYURAMADIK'
Dolandırıcıların babasının kimliğini ele geçirerek kandırdıklarını düşündüğünü anlatan Begde, şöyle devam etti:
"Sürekli borç geliyor, ben de ödüyorum. Şu an ufak miktarlarda ödeme yaptığım için çok önemsemiyorum ama bilmiyorum ne zamana kadar böyle devam edecek. Borç miktarını ilk öğrendiğimde çok şaşırdım. Çünkü benim maaşım 2 bin lira, karşıma çıkan borç 14 milyon lira. Ben sıradan bir vatandaşım, aldığım maaş belli. Asgari ücretle çalışarak bu borç ödenmez. Bırak asgari ücreti 100 bin lira maaş alsam bile ödenmez. Dolandırıldık ancak sesimizi duyuramadık. Reddi miras yapmamı söylediler ancak onun şartı da babamız öldükten sonra belli sürede yapmalıymışız. Babamın, kardeşleri ile ortak dedemizden kalan ev ve arsa payları var. Onları da kaybetmemek için hükmen reddi miras da yapamadık. Bu banka borcu olsa muaf olabiliyorum ancak vergi borcu olduğu için miras gibi devrediyor. Sinemize çekip, 'yapacak bir şey yok' dedik ama ülkemin yetkililerinin artık beni görmesini istiyorum. Babam öldü, ben tek başımayım. Hangi kurum ya da kişiye gidersem gideyim dolandırıldığımızla kalıyoruz."
'MİRASIN HÜKMEN REDDİ TALEP EDİLEBİLİR'
Bu tür dolandırıcılık yöntemlerinde borçtan kurtulmak için yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Sivas Barosu avukatlarından Haşim Özdal, şunları söyledi: "Öncelikle dolandırıcılık yoluyla bir şirket kurulduysa ve miras bırakan öldüyse, şirket kurucusunun miras bırakan olmadığına yönelik savcılığa suç duyurusunda bulunarak, gerekli imza incelenmesi yapıldıktan sonra şirket borçlarından kurtulmak mümkündür. Aynı zamanda kamu kurumuna karşı dolandırıcılık, evrakta sahtekarlık söz konusu olup bu işlemi yapanlar da Türk Ceza Kanunu kapsamında ceza alacaklardır. Eğer bu saydığım yöntemlerden sonuç alınamıyorsa mirasın reddi söz konusu olabilir. Türk Medeni Kanuna göre mirasın reddinde 3 aylık bir süre söz konusu olup bu 3 ay içerisinde mirasın reddedilmesi gerekir. Yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi'ne müracaat edilerek mirasın reddi sağlanabilir. Eğer 3 aylık süre geçmişse ki asıl sorun buradan kaynaklanmaktadır, miras bırakanın borcu, mal varlığından fazla ise yani borca batıksa, herhangi bir süre söz konusu olmaksızın borçların öğrenildiği andan itibaren mirasın hükmen reddi talep edilebilir. Bu yolda da sebep bildirmek gerekiyor."
'SAVCILIĞA BAŞVURSUNLAR'
Son zamanlarda dolandırıcılık yöntemlerinin geliştiğini söyleyen Avukat Özdal, "Eline kimlik fotokopisi geçirenler, insanların haberi olmaksızın üzerlerine şirketler kurmaktadır. Böylece şirket sahibi olarak görünen kimseleri dolandırmaktadırlar. Buna benzer bir durumla karşılaşan vatandaşlarımızın hiçbir şekilde korkuya, paniğe kapılmadan mutlaka savcılığa başvurmaları gerekir" ifadelerini kullandı.