Sarı gelin hikayesi nedir sorusunun yanıtı her türkünün hikayesinde olduğu gibi insanları son derece derinden etkiler. Bu bakımdan Sarı Gelin türküsü hangi olay üzerine yazılmıştır konusu incelendiğinde derin bir aşk öyküsü olduğu söylenebilir. Çok merak edilen Sarı Gelin türküsünün hikayesi gerçek mi, nerede geçiyor sorularının tamamını araştırdık ve sizler için haberimizin devamında tüm detaylarıyla paylaştık.
Sarı Gelin hikayesi 13. Yüzyıl başlarında geçen bir aşk hikayesini konu alır. Ancak hikayenin konusu incelendiğinde farklı birçok hikayenin anlatıldığı görülebilir. Bazı hikayelerde Sarı Gelin olarak bahsi geçen kızın Kıpçak olduğu bazı anlatımlarda da Gürcü olduğu belirtilir. Bu türkünün de aynı zamanda bir Ermeni türküsü olduğuna dair söylentiler de bulunur. Her türkünün bir hikayesi olduğu gibi Sarı Gelin türküsünün de son derece etkileyici bir türküsü bulunur.
Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin müritlerinden biri olan Şey Senan bir rüya görür. Rüyasında kendisini putlara taparken görmüştür. Bu rüyanın etkisi ile Bağdat'tan yol açıkmış ve Erzurum'a gelmiştir. Burada Gürcü Penek Kralı olan IV. David'in kızı Humar Hatun'u görür ve ona aşık olur. Şey Senan kızın giydiği Hint kıyafeti nedeniyle kıza Sarı Gelin adını takar.
Aşık olduğu hatunun tüm isteklerine boyun eğen Şey Senan onun uğruna şarap içerek Hristiyanlığı kabul eder. Bununla da kalmaz domuz çobanlığına başlar. Diğer dervişler ise kendi şeyhlerinin bu durumundan rahatsızlık duyarlar. Ancak çare bulamaz ve Bağdat'a dönerler. Şeyhlerinin yakalandığı bu aşkın aslında gerçek anlamda Allah uğruna çekilen bir çile olduğunu diğer dervişler Bağdat'ta öğrenirler. Dönerek Erzurum'da şeyhlerine yeniden sahip çıkarlar.
Dervişliğin en üst mertebesine ulaşan Şeyh Senan Sarı Gelin'e kavuşmak üzere olduğu zaman domuz çobanlığını bırakır ve dervişlerini de yanına alarak saraydan ayrılır. Humar Hanım, Şeyh Senan'ın aşk uğruna yaptığı fedakarlıkları anlar ve Müslüman olur. Kavuşmaları ise Allahuekber dağlarında gerçekleşir. Fakat aşklarının sonu yine de büyük bir hüsran ile biter. O gün sonra da o dağlar "Allahuekber" dağları olarak bilinir.
Sarı Gelin hikayesi birçok kaynakta bahsedilen bir hikayedir. Kişilerin gerçek olması ile birlikte hikayenin de gerçekliğinden bahsedilebilir. Ancak hikayede anlatılan olaylar zaman zaman farklılık gösterebilir. Anlatıldığı yöreye göre hikayelerde birtakım değişimler olabiliyor.
Sarı Gelin türküsü olarak da bilinen hikaye Kars, Ermenistan ve Azerbaycan yöresinde anlatılan bir hikayedir. Bazı hikayelerde Sarı Gelin'in bey bazılarında ise kral kızı olduğu anlatılır. Sarı Gelin'e aşık olan ve türküyü yazan kişinin de Geylani Hazretlerinin müritlerinden Şeyh Senan olduğu birçok hikayede detaylı olarak anlatılır. Bazı hikayelerde Sarı Gelin'in sarışın bir kız olduğu söylense de farklı hikaye anlatıcıları gelinin esmer ve yeşil gözlü olduğunu da ileri sürmektedir.