İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Murat Nazaryan getirildi. Şikayetçiler Bayizar Midilli, Zadik Küçük ve Yaşar Küçük ile taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. Koronavirüs tedbirleri gerekçesiyle duruşma salonuna basın mensubu alınmadı.
BOZMAYA UYULDU
Duruşmada Yargıtay'ın bozma ilamına karşı taraflara söz verildi. Şikayetçiler, bozma ilamına uyulup uyulmamasının takdirini mahkemeye bıraktıklarını belirttiler. Sanık Murat Nazaryan da takdiri mahkemeye bırakırken, avukatı Esen Gül, bozma ilamına uyulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle bozma ilamına uyulmasına karar verdi.
BERAATİNİ TALEP ETTİ
Savunması sorulan sanık Murat Nazaryan, eski savunmalarını tekrar ettiğini belirterek "Kimseyle kavga eden bir insan değilim. Bu işi yapmadığımı biliyorum. Kimin yaptığını bilmiyorum. Tanımıyorum. Suçsuzum. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum" dedi. Nazaryan'ın avukatı da tanık Aziz Budak'ı dinletmek istediklerini belirterek tahkikatın genişletilmesini talep etti. Şikayetçiler avukatı Eren Keskin de tanık Aziz Budak'ı dinlenilmesini ve tahkikatın genişletilmesini talep etti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, olayın üzerinden uzun süre geçmiş olması, tanığın beyanlarının bir katkı sağlamayacağı ve bu hususun bozma nedeni yapılmadığı gerekçesiyle tanık dinlenmesi taleplerini reddetti. Tarafların tahkikatın genişletilmesi taleplerini reddeden mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dosyanın savcıya verilerek varsa kovuşturmanın genişletilmesi, yoksa esas hakkındaki mütalaasını hazırlamasına hükmedildi. Duruşma ertelendi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Samatya'da ikamet eden annesi Maritsa Küçük'e 28 Aralık 2012 tarihinde telefonla ulaşamayan Bayizar Midilli, kardeşi Zadik Küçük'ü arayarak annesinin evine gitmesini söylediği, kısa bir süre sonra eve gelip kendi anahtarıyla kapıyı açarak içeri giren Zadik Küçük'ün de hemen kapının arkasında annesinin çıplak cesediyle karşılaştığı anlatılıyordu. Otopside, Maritsa Küçük'ün boğazının kesildiği ve 12 yerinden bıçaklandığı, yüz kemiklerinin kırıldığı ve beyin kanaması geçirdiği anlaşıldığı kaydediliyordu. Elde edilen görüntülerde maktule Maritsa Küçük'ün 28 Aralık 2012 saat 14.09'da evinden çıkarak alışverişe gittiği, 15.05'de ise evine döndüğü, saat 15.18'de ise şüpheli bir kişinin evden çıkarken görüldüğü ve yapılan araştırmada bu kişinin Murat Nazaryan olduğunun tespit edildiği anlatılıyordu. Takibe alınan Murat Nazaryan ise 4 Mart 2013 tarihinde barındığı pansiyonda yakalanmıştı. Aynı gün yapılan DNA incelemesinde, olay yerinde bulunan bir kan lekesindeki DNA profile Nazaryan'a ait olduğu anlaşılmıştı. Sanık Murat Nazaryan hakkında "Canavarca hisle cinayet işlemek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyordu.
İKİ SUÇTAN CEZA ALMIŞTI
Sanık Murat Nazaryan, 24 Şubat 2016 yılında yapılan duruşmada, "Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Nazaryan, "Konut dokunulmazlığını ihlal" suçundan ise 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanık avukatı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ise ayrı ayrı üst mahkemeye temyiz talebinde bulunmuştu. Dosyayı ele alan Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise 4 Mart 2020'de suçtan zarar gören sıfatı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin, kovuşturma sırasında duruşmadan haberdar edilmesi gerekirken dava ve duruşmalar bildirilmeden yargılama yapılması ve hüküm kurulması nedeniyle temyiz talebini kabul ederek davanın bozulmasına karar vermişti.