Ordu'da cezaevinden firar eden Özgür Arduç 'un (35) kalbinden bıçaklayarak öldürdüğü Ordu Üniversitesi (ODÜ) Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Ceren Özdemir'in (20) annesi Güfer Özdemir, kızının son giydiği elbisesini koklayarak acısını yüreğine bastırıyor. "Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı?" diyerek gözyaşı döken anne Özdemir: "Benim çocuğumun ne hayalleri vardı. Bu memlekette bir yerlere gelip insanlara örnek olacaktı. Sanat ruhluydu benim yavrum. Ona kıyamazdım. Hiç büyümesin yanımda kalsın diyordum ama kalmadı, caniler yedi çocuğumu, başka kimsenin canı yanmasın. Benim tek dileğim böyle potansiyeli olanları toplasınlar, ben bunu istiyorum. Bu caniler sokakta oldukça çok canlar yanar. Silah ve bıçak vermesinler ellerine. Gittiği yerde hep sevgi dağıtıyordu benim yavrum. Bir tek benim değil herkesin yavrusuydu. Türkiye kızıma ağlıyor. Ben ona hayranlıkla bakıyordum ama doyamadım..." Katili tanımadıklarını belirten anne Özdemir, "Arkadaşları çağırmış bir yerde oturmak için gitmemiş. Onlarla gitse belki kurtulurdu. Terk bir isteğim var, benim ciğerim yandı, hiçbir annenin ciğeri yanmasın. Eğitim sistemi düzelsin, sevgi tohumları eksinler. İnsanlara nefretle bakılmasın. Böyle canileri de toplasınlar, böyle potansiyelleri de toplasınlar. Hiçbir anneyi yakmasınlar. Bizim başka yerimiz yok, bu Türkiye'de yaşayacağız. Belki saygı tohumları olsaydı bunlar yaşanmazdı. Benim çocuğum bu şekilde seçilemezdi. Sevgiyle yaşadı, sevgi ile gitti benim yavrum. Hak etmedi, yüreğim yanıyor. O cani de cezasını çeksin" dedi.
BİR CANİ GELDİ PRENSESİME KIYDI
CEREN Özdemir'in (20) acılı babası Yılmaz Özdemir "Gözümün önünde uçtu gitti meleğim" diyerek gözyaşı döktü. Ordu Üniversitesi'nden emekli olduğunu ama hala çocuklarını okutabilmek için çalıştığını söyleyen acılı baba Yılmaz Özdemir "Ben onu pırıl pırıl devlete hayırlı bir evlat olarak yetiştirdim. Üzerine titrerdim. 'Prensesim, meleğim, tavşanım' diye severdim onu. Süper bir çocuktu. Anne ve basası olarak süper bir çocuk yetiştirdik. Bir cani geldi, prensesime kıydı. Yüreğim de yangın var. Üstelik cezaevi firarisiymiş. Gelmiş, hiçbir sebep yokken meleğimi kalbinden bıçakladı. Nasıl insanlık bu. Neden elektronik kelepçe ile takip edilmiyordu" dedi. Olay günü Ceren'in önce okula sonra bale dersi vermeye gittiğini anlatan baba Özdemir, "Okuluna gitti. Sonra öğrencilerine bale dersi veriyor. Derse girmiş. Çıkışta annesini aramış. 'Anne çok açım. Bana senin o güzel şehriye çorbandan yap' demiş. Annesinden son isteği şehriye çorbası olmuş. Ceren şehriye çorbasını çok severdi. Ceren evin önüne geldiğinde, annesi mutfakta Ceren'in en sevdiği çorbayı pişiriyormuş. İçemeden öldü kızım" ifadesini kullandı.
SON SÖZÜ: ABLA ANAHTARI AT
KARDEŞIYLE cinayetten sadece bir dakika önce konuşan ve katili gören gören abla Gizem Özdemir kardeşinin kazağını elinden bırakmıyor. Apartmanın otomatik kilidi bozuk olduğu için ablasına telefon açtığı öğrenilen Ceren'in 'Abla anahtarı at, kapının önündeyim' dediği ortaya çıktı. Abla anahtarı attarken katil Ceren'in kalbine bıçağı saplamıştı...
BUGÜN DOĞUM GÜNÜ
CEREN Özdemir, yaşasaydı bugün 21'inci yaşına girecekti. Ailesi şimdi boş kalan yatağına bakıp gözyaşı döküyor. Emekli hemşire olan anne Güfer Özdemir ilk müdahalesini yaptığı ancak kurtaramadığı kızı için 'adalet' bekliyor.
İYİ HAL İNDİRİMİ VİCDAN YARALIYOR
ADALET Bakanı Abdulhamit Gül İstanbul'da katıldığı bir sempozyumun ardından Ceren cinayetiyle ilgili acıkmada bulundu: "Zalimce cinayetlerin ardından görülen davalarda, somut ve hukuk temelli tatmin edici gerekçelere dayanmayan 'iyi hal' gibi soyut değerlendirmelerle canilere ceza indirimi yapılması vicdanları yaralamaktadır. Elbette yargı mercileri kendi takdirlerini vermektedir. Ancak verilen her kararın maşeri vicdanda ve toplum nezdinde yeni yaralar açmayan yaraları kapatan bir karar olması gerekçeye dayanması milletimizin beklentisidir. Bu konuda parlamentonun takdiri halinde bu hususta da atılması gereken adımlar olduğunu, bu konuda çalışmalarımızın yapıldığını ifade etmek isterim. Amacımız, hukukun kolaylaştırıcı imkânlarını harekete geçirmektir. Hukuk düzenlemeleri vatandaşın, toplumun beklentisine cevap vermek zorundadır."
'CANAVARCA HİS'TEN TUTUKLANDI CEZAEVINDEN KATLİAM YAPMAK İÇİN KAÇTIM
CİNAYET zanlısı Özgür Arduç'un sorgusu gece boyu sürdü. Gece geç saatlerde, tatbikatta yaptırılan Arduç "Canavarca hisle kasten öldürme" suçundan tutuklandı. Zanlının ifadesi ise kan dondurdu:
Ordu'da yetiştirme yurdunda büyüdüm. O dönemde bana bir görevli işkence yaptı. Cezaevinden kaçınca öldürmek için onu aradım ama bulamadım. Cezaevinde birini öldürmeyi kafama koydum. Katliam yapmak istiyordum.
Önce kamufle olmak için, bir mağazadan, alarmını söküp kapüşonlu montu çaldım. Sonra bir silah almayı düşündüm ama param yoktu. Zıpkın çalmak için bir av malzemecisine gittim ama ancak bıçak çalabildim. Ardından tek bıçak darbesiyle öldürebileceğim insanlar aramaya başladım. Birçok kadını öldürmeye niyetlendim ama etrafta başka insanlar olduğu için gerçekleştiremedim.
Ceren'i tanımıyordum. Süleyman Felek Caddesi'nden geçerken görünce gözüme kestirdim ve takip etmeye başladım. Evin önüne geldiğimizde montumun cebindeki bıçağı çıkartarak, kolumun arasına soktum.
'YENİ AVLAR ARADIM'
Amacım, kızı öldürüp, içinde para olduğunu düşündüğüm çantasını almaktı. Bu sırada kız kapı ziline basınca, üst kattaki evin camından ablası çıktı ve bana çok dikkatli baktı. O sırada paniğe kapıldım. Ceren, ablasının attığı anahtarla kapıyı açıp içeri girdi. Ben de arkasından 'burada Metin diye biri oturuyor mu?' diye sordum. Bana dönünce bıçağı sapladım.
Ali OKTAY-Hamza ALP-Gül KİREKLO-Fatih ULAŞ/SABAH