Kastamonu'nun Ağlı ilçesi nüfusuna kayıtlı Sevim D., isimli bir kadın, yaşadığı İstanbul'da bir sosyal medya kanalına verdiği röportajda, zor durumda olduğunu, portakal bile alamadığını ve kızarttığında çok fazla yağ çektiği için patlıcan almadığını söyledi. Sevim D.'nin verdiği röportaj, nüfusa memleketi Kastamonu'nun Ağlı ilçesinde komşuları ve ilçedeki yakınları tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Ağlı ilçesinde esnaflık yapan AK Parti Ağlı ilçe Başkanı Mehmet Sait Yulu, komşuları olarak Sevim Dinç'in varlıklı bir aile olduğunu ve verdiği röportajdaki ifadelerinden dolayı büyük üzüntü yaşadıklarını söyledi.
"İSTANBUL'DA EŞİ VE KENDİSİNİN ÜZERİNE 4-5 TANE DAİRELERİNİN OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Ağlı'nın küçük bir ilçe olduğunu belirten Yulu, "Herkes birbirini burada tanıyor. Burada yakınımızda gördüğünüz üç katlı apartman ve yanındaki garajı bulanan arsa kendilerine ait. Ülkemiz şartlarında varlıklı bir aile olduğuna inanıyorum bu ablamızın. İstanbul'da eşi ve kendisinin üzerine 4-5 tane dairelerinin olduğunu, hatta Kastamonu'da bir dairesinin olduğunu biliyorum. Tabi ki ülkemizde pahalılık var. Yok değil, kimse bunu inkar etmiyor. Ama böyle varlıklı bir ailenin gerekten markete girip bir şey alamayacak durumda olduğunu göstermesi, 'patlıcanı yağ çekiyor' diye alamıyorum diyecek duruma düşmesi, hatta 'portakalın üç kilosu 10 lira olduğunda ancak alabiliyorum' diyecek duruma düşmesi bizleri gerçekten üzdü. Sevim ablayı bizler tanıyoruz. İlçemize geldiğinde her zaman kendisiyle görüşüyoruz. İlçemizde esnaflıkta yapıyorum ben. Ben çok üzüldüm bu beyanatına. Sevim ablanın bu lafı nasıl söylediği, hangi maksatla bunu yaptığına hala hayret ediyorum. Henüz daha kendisiyle yüz yüze gelmedik. İstanbul'a gittiğinde sanırım kendisiyle bu röportajı yapmışlar. Her yaz Ağlı'ya geliyorlar. Kışları da İstanbul'da yaşıyorlar. Eşi ve kendileri geliyorlar. Hatta her ikisi de Hac'a gidip gelmiş insanlar. Sevim ablamız da Hac'a gidip gelmiş bir insan. Kabe'ye gitmiş, oraları görmüş bir insanın kendi mal varlığını sanki sadece emekli maaşıyla geçiniyormuş gibi duruma düşürerek bir şey alamayacak gibi göstermesi bizleri gerçekten derinden üzdü" dedi.
"İLÇEMİZDE VİDEOYU İZLEYEN HERKES HAYRET EDİYOR, NASIL BÖYLE BİR BEYANAT VEREBİLİR"
Sevim Dinç'in gayrimenkullerinin olduğunu ifade eden Yulu, "Bu kadar varlığına rağmen bu duruma kendisini düşürmesi bizleri üzdü. İlçemiz adına halkımız adına böyle çıkıp beyanat vermesi bizleri üzdü. İlçede şu anda bunu izleyen herkes hayret ediyor. Kemal abinin hanımı televizyonu röportaj vermiş gördünüz mü deyince herkes hayret ediyor. Bu söylediklerine kimse inanamıyor. İnanamadıkları şey de pahalılıktan bahsetmesi değil, gerçekten varlıklı bir ailenin kendisini böyle zavallı bir duruma düşürmesi, fakir bir duruma düşürecek, gerçekten bir şey alamayacak duruma düşürecek şekilde kendisini göstermesinden dolayı hayret ediyoruz. İlçemizdeki bazı vatandaşlarda bu duruma kızıyor, 'nasıl' diye. Belki de Sevim ablanın önünden bunları belki de söylediler, belki de birileri öneride bulundu, söylemesini istedi, nasıl böyle bir duruma Sevim abla kendisini düşürdü inanın bilemiyorum. Sevim abla, çıkıp gerçekten kendisinin varlıklı bir aile olduğunu, varlıklı bir kişi olduğunu bildirmesinde yarar var diyorum" diye konuştu.
"ŞUNU KEŞKE ALABİLSEYDİM DİYORUM"
Sevim D., sosyal medya kanalına verdi röportajda şunları kaydetti: "Dediğimi alamıyorum. Marketlere bakıyorum şöyle acaba ne alalım, hangisine gücümüz yeter. Yemin ediyorum çok üzülüyorum. Maaşım yetmiyor, maaş ile ne alacaksınız ki. Markete gidiyoruz, üç parça eşya 100 lira. Hayat zorlaştı. Bir teneke yağı alamıyorsun. İnanın yağ alıp patlıcanı kızartamıyoruz, yağ çekiyor diye. Eskiden böyle değildi. Kafamı kaldırıp şöyle bakıyorum, ne ucuz diye bir şey bulamıyorum. Meyve sebzeyi hiç alamıyorum. Kapımın önüne pazar kuruluyor. Bugün portakal aldım, üç kilosu 10 lira diye. 'Üç kilosu 10 lira' diye bağırdılar, onu da öyle alabildim. Her şey zorlaştı. Biz yaşlandık ama geriden gelenlere üzülüyorum. Artık bu düzenin değişmesi lazım. Çünkü zenginler zengin, fakirler ise tam fakir oluyor. Orta sınıf kalmadı. Bizden ne olacak. Elimizde bir şey kalmadı. Tezgahın yanından geçerken şöyle bakıyorum Allah'ım şunu keşke alabilseydim diyorum. Elde avuçta yok. Araba mazot yakıyor diye gezmeye gidemiyoruz. Bir yere gidelim istiyoruz araba çok yakar diyorlar. Fakir hep fakir oluyor, zengin ise zengin. Şimdi pazarı gezeceğim, şimdi çamaşırlara bakacağım acaba hangisi ucuz diye."