Keçiören ve Eğitim Araştırma Hastanesi'nde anestezi teknikeri olarak görev yapan Sevginur Aktaş, 13 Eylül 2020'de, evinde silahla başından vurulmuş halde buldu. Ağır yaralanan Sevginur Aktaş, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Eşinin intihar ettiğini öne süren Müslüm Aktaş ise tutuklandı.
Yoğun bakımdan çıktıktan sonra Sevginur Aktaş polise verdiği ifadesinde intihar etmediğini, eşinin kendisini vurduğunu ifade etti. Beyninin hasar görmesi sebebiyle yürüyemeyen, görme sorunu yaşayan Sevginur Aktaş, tedavisi tamamlandıktan sonra tekerlekli sandalye ile taburcu oldu.
'BEN YAŞAMAYI ÇOK SEVİYORUM'
Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen davada Sevginur Aktaş, eşiyle sosyal medya üzerinden tanıştıklarını söyleyerek tehdit edildiği gerekçesiyle evlendiğini kaydetti. Aktaş, "22 Mart 2020'de nişanlandık. Nişan taktıktan sonra Müslüm dünyayı burnumdan getirdi. Aşırı kıskançlık yüzünden psikolojik şiddet had safhadaydı. Nişanlılık döneminde ayrılmak istedim, ancak 'bizde ayrılık yoktur artık o yüzük parmağına girdi sen benim ahiretliğimsin, anca ölürsen' gibi sözler söylüyordu. Ayrılmak istedim ancak tehditleri nedeniyle evlendim. İfadesinde nişanlıyken de intihar girişiminde bulunduğumu söylüyor. Kesinlikle yalan. Yaşamayı çok seviyordum. Kafamdan kurşun geçtiğinde bile sürekli yaşamak için çabaladım" dedi.
'ANNENİ BABANI UNUT DEDİ'
Olay günü işten geldikten sonra Kırıkkale'ye ailesinin yanına gitmek için hazırlık yaptığını belirten Aktaş, "Kardeşim şeker hastası üç buçuk yaşında. Bir gün önceden hediyeler aldım. Bir gün önce gidelim diye söylemiştim. Ailemi de 18 gündür görmüyordum. 'Dayanamıyorum ne olursun götür' dedim. Götürmeyeceğini söyleyince annesini arayıp ikna etmesini istedim. Görüşmeden sonra, 'bu zamana kadar hep senin dediğin oldu, bu saatten sonra benim dediğim olacak. Kırıkkale'yi, anneni, babanı unut' dedi. Sonra uyumaya gitti. Ben o gün temizlik yaptıktan sonra akşam yemeği hazırladım. Uyanınca tam masaya otururken aramızda yine Kırıkkale'ye gitmek istediğim için tartışma çıktı ve bana tokat attı. Tokat atınca bende tırnaklarımla boynunu çizdim. Sonra balkona çıkıp oturdum. Balkonda oturmamı bile kıskanıyordu. Bana, 'balkonda oturursun senin karakter yapın ortada, senin karakter yapını öğrendim' diye bağırdı. Sonra, 'o… musun sen' dedi" ifadelerini kullandı.
'TECAVÜZ ETTİ'
İçeri girdikten sonra korktuğu için eşinin yanına gitmediğini ve salonda oturmaya başladığını söyleyen Aktaş, "Yanıma gelip, 'sen nasıl bir kadınsın salonun perdesi ince dışarıdakiler seni görür' dedi. Başıma dikelip, 'Kalk kalk ne yatıyorsun' dedi. 'Yalvarıyorum git benden uzak dur' dedim. Sonra beni kaldırdı, zorla yatak odasına götürerek tecavüz etti" diye konuştu.
'BANA HAYVAN GİBİ DAVRANIRDI'
Bu sırada eşinin kendisine tokat atıp hakaret ettiğini söyleyen Aktaş, "Bana hayvan gibi davrandı. Kendimi çok değersiz hissettim. Boşanmak istediğimi söyleyip, çantamı hazırladım ve gitmek için kapıya yöneldim. Engelleyip tekrar yatak odasına götürdü. Salona gidip geldiğinde elinde tabanca vardı. Sonra benim boğazımı sıktı. O sırada nefes alamadım. Sağ elinde tabanca vardı, sol eliyle boğazıma bastırdı. 'Bizde boşanma yoktur demedim mi sana' diye bağırdı. Bırakması için yalvardım. Vuracağının hiç tahmin etmiyordum. Silah sesinden sonra bir şey hatırlamıyorum. Olaydan sonra gözümü hastanede açtım" dedi.
İNTİHAR ETTİĞİNİ İDDİA ETTİ
Savunmasını yapan sanık Müslüm Aktaş, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Eşinin intihara meyilli olduğunu ileri süren Aktaş, "Olaydan önce dargın olduğumuz için olay günü işten geldikten sonra yatak odasına gitmedim. Battaniye ile yastık alıp oturma odasına yatmaya gittim. Uyuduktan sonra saat 3 gibi uyandım. Gün boyu yanıma gelip gönlümü anlamaya çalıştı. Bana sürekli hakaretler ettiği için küsmüştüm. Ondan sonra saat 6-7 gibi yatak odasına geçtim. Gönlümü almak için yanıma yattı. Ben bir arkadaşıma mesaj atıp gelip beni almasını istedim. Oturma odasına gidip cüzdanımı aldım. Arkadaşım gelecek, dışarı çıkacağım dedim. 'Benden izin aldın mı?' diye çıkıştı. 'İzin vermiyorum, benden izin almadan bir yere gidemezsin' dedi. Üstümü değiştirmeye giderken küfür etti. Tartışma sırasında ben kendisini sakinleştirmeye çalıştım. Yatak odasına gittiğimde tabanca elinde kendine doğru doğrultmuş bir vaziyetteydi. Daha önceden de intihar girişiminde bulunduğu için panik halinde 'ne yapıyorsun sen bırak silahı diye' bağırdım. O da bana 'benden soğudun beni sevmiyorsun madem ben de yaşamayacağım' dedi. Tabancayı bırakmaya ikna olmayacağını anladığımda almak için Sevgi'ye doğru yöneldim. Sol elini tutup diğer eline ulaşmaya çalışırken bir anda silah sesi duydum. Şok içindeydim. Bağırdığımı hatırlıyorum ama ne dediğimi hatırlamıyorum. Biraz kendimi toparladıktan sonra iki üç kere 112'yi aradım" ifadelerini kullandı. Sanık, ifadesinin ardından mahkeme başkanının sorularına yanıt verdi. Eşinin, tabanca kullanmayı bildiğini, daha önce de intihar girişiminde bulunduğunu ileri süren sanık Aktaş, ayrıca kendisine yönelik saldırı nedeniyle eşinden şikayetçi olduğunu belirtti. Sanık ve mağdurun ardından aralarında Sevginur Aktaş'ın anne ve babasının da bulunduğu tanıklar dinlendi. Mahkeme, taraf avukatlarının beyanlarının ardından sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Türkiye'nin konuştuğu parçalanmış ceset olayında şok detay: Sırrı göğüs silikonları çözecek!