30 Mart 2018'de tahliye edilen komiser yardımcısı ve kursa katılan görevli polis memurunun Erdem Uçar'ın ölümünde kusurlu olduğu gerekçesiyle düzenlenen iddianamede, Mehmet A.'nın her polisin "Önce güvenlik, aksi ispatlanana kadar tüm silahlar doludur, silahınızı asla bir canlıya doğrultmayınız" düsturuna uygun hareket etmediği kaydedilmişti. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkeme heyeti, eğitim sorumluları M.B., K.Ç., ve K.T.'yi dinledi. Eğitmenler yaşanan kazayı anlatırken silahın kim tarafından ateşlendiğini görmediklerini, polis memuru Mehmet A.'nın şoka girdiğini ve böylece olayı fark ettiklerini anlattı. Diğer eğitmen, kaza sonrası silahı ateşleyen Mehmet'in, 'Ben ne yaptım, elimi kesin' diyerek söylendiğini, kendisinin ve diğer eğitmenlerin suçu olmadığını beyan etti.
OĞLUM İSTİHBARATÇI OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ
Olayda kusurunun olmadığını ileri süren eğitmenlerin ifadesi sonrası şehit polisin babası da hâkim karşısına çıktı. Baba, 'Oğlum daha öncesinde İstihbarat Şube Müdürlüğüne bağlı olarak çalışıyordu. Poligonda meydana gelen olayın kaza sonucu olduğunu düşünmüyorum. Oğlum kasıtlı bir şekilde öldürülmüştür. Şikâyetçiyiz.' diye konuştu. Mahkeme yapılan yargılama sonunda davayı karara bağladı. Davada sanık olarak yer alan 12 kişi üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat etti. Silahı ateşlenen Mehmet A'nın ise, 'Taksirle Bir Kişinin Ölümüne Neden Olmak' suçunu işlediği sabit olduğundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmasına karar verildi.