İslam alemi için yüce Peygamberimizin semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldiği gece olması sebebiyle oldukça anlamlı ve önemli bir yeri olan Miraç Kandili, yarın idrak edilecek. Kandil öncesinde, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'nde yaşadıkları ile miraca yükselişi ve gördüklerine ilişkin detaylar araştırılarak öğrenilmek isteniyor.
Hz. Muhammed'in Miraç Gecesinde, yüze Allah'ın davetiyle semaya yükseldiği miraç gecesinde yaşadıklar ve miraca yükselişi ile gördüklerine ilişkin detaylar şöyle;
İslam inancına göre, Hazreti Muhammed bir gece Allah'ın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselam'ın rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi.
"İsra ve Miraç mucizesi" ismiyle anılan bu olay, Kur'an-ı Kerim'de İsra ve Necm surelerinde ifade ediliyor. "İsra olayı", Hazreti Muhammed'in bir gece Mekke'den Kudüs'e, "Miraç olayı" ise gökler ötesine yaptığı yolculuğa deniliyor.
İslam kaynaklarına göre, Mekke'den Medine'ye hicretten bir sene önce yaşanan "İsra ve Miraç" olayı Allah'ın, Hazreti Muhammed'in Mekke'de gördüğü eziyetlere karşı bir tesellisi olarak kabul ediliyor.
Miraç gecesinde beş vakit namaz farz kılındı, Allah'a şirk koşmayanların bağışlanacağı müjdesi verildi ve "Amenerrasulü" diye başlayan Bakara Suresi'nin son iki ayeti vahyedildi.
Ayrıca bu gece Allah, Hazreti Muhammed'e İsra Suresi'nde de yer alan insanın yaşama hakkını, şeref ve haysiyetini korumayı, toplumun huzur ve güvenini sağlamayı amaçlayan ahlak ve fazilet düsturlarını bildirdi.
Müslümanlara Miraç Kandili'nde, namaz borcu olanların kılabildiklerince namaz kılması, namaz borcu olmayanların ise nafile namaz kılması, Kur'an-ı Kerim okuması, istiğfar ve dua etmesi tavsiye ediliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Halil Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İsra" olayı sırasında Hazreti Muhammed'in eşsiz yolculuğunun ilk durağı olan Mescid-i Aksa'da peygamberler topluluğuna namaz kıldırdığını ifade etti.
Hazreti Muhammed'in "Miraç" olayında ise göğün her bir tabakasında peygamberlerle görüştüğünü, cennet ve cehennemin de yine bu sırada gösterildiğini aktaran Kılıç, Hazreti Muhammed'in bu kutlu yolculuktan bazı hediyelerle ümmetine döndüğünü söyledi.
Kılıç, İsra ve Miraç mucizesindeki Müslümanlara yönelik derslere değinerek, şunları kaydetti:
"Mekke ve Taif'in ileri gelenlerinin Hazreti Peygamber'e sırt çevirdiği bir zamanda Yüce Allah, İsra ve Miraç mucizesini yaşatmak suretiyle elçisini yalnız bırakmadığını ve onu destekleyeceğini göstermiştir. İşte bu noktada müminlere düşen ilk vazife Amenerrasulü'de bildirildiği üzere 'Allah ne güzel dosttur. O ne güzel yardımcıdır.' demek ve en zor zamanlarında bile sabrederek ve mücadele azmini kaybetmeyerek Allah'ın kendileriyle beraber olduğuna ve yardımını onlardan esirgemeyeceğine yürekten inanmaktır."
İsra ve Mirac hadisesinde, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa mescitlerinin iki önemli figür olarak ön plana çıktığını vurgulayan Kılıç, "Bu da Müslümanların kıyamet kopana kadar bu iki kutsal mekanın izzet ve onurunu ayakta tutmak için canla başla çalışmaları gerektiğine işaret etmektedir." diye konuştu.
Hazreti Muhammed'in kutsal yolculuğundan beş vakit namaz hediyesiyle de döndüğünü hatırlatan Kılıç, şunları söyledi:
"Miraç hadisesi, Hazreti Peygamber'in en sıkıntılı ve üzüntülü zamanında meydana gelmiştir. O, moral ve motivasyon bulduğu bu eşsiz Miraç tecrübesini, hediye olarak getirdiği günde beş vakit namaz ile her bir Müslümanın da yaşama imkanının olduğunu göstermiştir. Bundan dolayı namaz müminin miracı kabul edilmektedir. Öyleyse Müslümanlar, namazı günde beş vakit Yüce Allah ile görüşme fırsatı olarak bilmeli, gerçek huzura servet, şöhret ve şehvetle değil, sadece Allah'ın huzuruna durmakla ulaşılabileceğini idrak etmelidirler."
Kılıç, "Hazreti Peygamberin İsra yolculuğunda Mescid-i Aksa'da peygamberlere imam olup namaz kıldırmak suretiyle onların şeriatının tamamlandığını ve nihai kurtuluşa ulaşmanın yolunun son peygamber Hazreti Muhammed'e tabi olmaktan geçtiğini bildirmiş olmaktadır. İşte İsra ve Miraç hadisesi, Hazreti Peygamber'in ümmeti olarak önce kendi içimizde birlik, beraberlik ve kardeşlik şuuru içerisinde ümmet bilincine uygun yaşamamız gerektiğini ve her bir Müslümanın bütün insanlığın kurtuluşu ve selameti için çalışmasının önemli olduğunu hatırlatmaktadır." ifadelerini kullandı.