Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okuyan ve yaklaşık 1 yıldır motokuryelik yapan Samet Özgül, 5 Kasım gecesi Etlik semtinde motosikletle seyir halindeyken hafif ticari aracın sürücüsü ile yol verme meselesinden tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine araçtan inen Halil İbrahim Demirci babası Mustafa Demirci ve Bülent Açıkgöz, Samet Özgül'e saldırarak boğazından bıçakladı. Aldığı bıçak darbesiyle yere düşen Özgül'ü darp etmeye başlayan Halil İbrahim Demirci Mustafa Demirci ve Bülent Açıkgöz, araçlarına binerek olay yerinden uzaklaşırken, Özgül kendi imkanlarıyla çevrede bulunan bir özel hastaneye gitti. Buradan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Özgül, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Halil İbrahim Demirci, tutuksuz sanıklar Bülent Açıkgöz ve Mustafa Demirci ile maktulün ailesi katıldı. Mahkemede savunma yapan Halil İbrahim Demirci, doğum günü nedeniyle babası ile dışarı çıkarak alkol aldıklarını eve gidecekleri sırada benzin istasyonuna uğradıklarını söyledi. Demirci, "O sırada 'Biraz daha gezelim baba' dedim. Göbekten dönüyorduk, rahmetli önümüze çıktı. Maktul bize el kol hareketi yaptı, sonra sinkaf etti. Biz de kavga etmek için yaklaşmadık, sonra 'Niye küfür ediyorsun' dedik. Sonrasında motoruyla bizi geçti. Sonra tekrar yan yana geldik, tekrar sinkaflarda bulundu. Biz sadece eğlenmek amacıyla dışarı çıktık. Böyle bir şey olacağı hiç aklıma gelmezdi. Ardından yolun ilerisinde bizi motoruyla sıkıştırdı. Ben dikiz aynasından bakıyordum. Kaskı çıkartıp bize doğru geldi. Ben de babama bir şey olacak korkusuyla arabanın kapısını açamadım. O telaşla bıçak aldım elime. Gerçekten istemeyerek oldu. Hayatımda böyle vicdan azabı çekmedim. O korkuyla, o panikle oldu her şey. Evlatlık duygusuyla maktul babama doğru gelirken ben çok korktum. O an sadece babamı düşünüyordum. Ben babama çok düşkün bir insanım. Rahmetliyle babam burun buruna gelince ben ayırmak istedim, elimde bıçak vardı. Sağ elimle ayırırken oldu. Babam 'Ne yaptın?' diye kızmaya başladı bana. Ben karakolda ifade verirken polisler bana çok baskı yaptı, çok yüklendiler. Çok pişmanım. Böyle bir şey olacağını bilsem ben evden çıkmazdım" dedi.
Baba Mustafa Demirci ise oğlunun doğum günü nedeniyle sürpriz yaparak kaplıcadan yer ayırttığını, dönüş yolunda Bülent Açıkgöz'ü gördüklerini ve davet ettiklerini anlattı. Baba Demirci, "Alkol içecektik ama ortam müsait değildi. Bir arkadaşımın İvedik köyü mezarlık tarafında hobi bahçesi var, oraya gittik. Alkol alıp içtik. Biz beraber içki içtik. Halil İbrahim orada sarhoş oldu. Akşam 10-11 gibi eve gittik. Arabanın yakıtı yoktu, yakıt aldık. Sonra petrol ofisinden çıkarken motokuryeyi görmedim. Motorcu o sırada korna basarak geçti. Sinkaflaştık aramızda. Sonra ben arabaya binip devam ettim. Beladan kaçmak istedim. Motorcu arkamızdan geldi. Sonra kaskını çıkartıp bize doğru geldi. Ben 'Bizden ne istiyorsun' dedim. Halil İbrahim maktule 'Babama nasıl küfredersin' diye üstüne atladı. Maktul Demetevler tarafına doğru koştu. Kulağından kan geldiğini gördüm. Sonra geri döndü, petrol ofisi çalışanlarına söyledim.
O sırada maktul hastaneye doğru koştu. Maktulün son halini gördüm, çok diri duruyordu. Ben 20 yıldır taksi şoförüyüm, çok kavga gördüm. Maktulün öleceğini hiç düşünmedim, hiç anlamadım. Çok pişmanım, çok üzgünüm" diye konuştu. Sanık beyanlarının ardından söz alan Özgül'ün ailesi sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.