Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afet bölgesinde sosyal projeler de gerçekleştiren İnce, çıkardığı yemek kitaplarıyla da biliniyor. İnce, Osmanlı saray mutfağının gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini ifade ederek, "Sadece ramazanda değil, yılın 365 günü saray mutfağı yaşatılmalı. Bizim toplumda, buradan bana belki kızacaklar, hep bir özenti var. Ben bir Fransız'ın evinde özel bir gününde Türk yemeği yaptığını düşünmüyorum ve görmedim." dedi.
Ramazanda sofraların Osmanlı yemekleriyle donatılacağını kaydeden İnce, saray mutfağında Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde en çok tüketilen ürünlerin deniz mahsulleri olduğunu belirtti. Özellikle dip balıkları, yengeç, kerevit, ıstakoz, karides, istiridye, sonrasında balıkların yendiğine dikkati çeken İnce, "Fatih Sultan Mehmet'in en çok sevdiği füme yılan balığıdır. Protein ve omega oranları çok yüksek olduğu için kimi zaman çiğ kimi zaman pişmiş tüketilir." diye konuştu.
İnce, Kanuni'nin hünkarbeğendiyi çok sevdiğini anlatarak, özellikle beğendinin de patlıcan yerine kabaktan yapıldığını aktardı. Günümüzde bu yemeğe beşamel ilave edildiğini anlatan İnce, "Osmanlı'da beşamel yoktu. Beşamel sos aslında hünkarbeğendiye Fransız mutfağından eklenmedir. Hünkarbeğendi bol sarımsak, bol soğan, bal kabağından yapılır." ifadelerini kullandı.
İnce, Osmanlı'da ramazanda çok içilen şerbetlerin bulunduğunu, Osmanlı mutfağının çok şatafatlı olmadığını, Fatih Sultan Mehmet'in israfa çok karşı çıktığını bildirdi.
"ÖZÜMÜZE BAĞLI KALMAK İSTİYORSAK, YEMEKLERDE MUTLAKA BAL TÜKETMELİYİZ"
Saray yemeklerinde un ve nişasta kullanılmadığını aktaran İnce, şöyle devam etti:
"Un aslında şekerdir, glütendir. Obeziteyi de çok destekler. Özümüze bağlı kalmak istiyorsak, yemeklerde mutlaka bal tüketmeliyiz. Osmanlı'da obeziteyi tetikleyen bir şey yoktu, bol sebze vardı. Saray mutfağında un ve nişasta yerine kayısı ile hurma püresi, pekmez ve nar ekşisi kullanılırdı. Yani saray mutfağındaki yemekler hem ekşidir hem tatlıdır. Ekşiliği nereden alıyor? Nar ve turşu suyundan alıyor. Tatlılığı nereden alıyor? Bağlayıcı olarak baldan alıyor."
Osmanlı yemek kültüründe enginarın bolca kullanıldığının altını çizen İnce, Emirgan ve Ortaköy'ün üst taraflarında bunun tarlalarının olduğunu söyledi.
İnce, Osmanlı Mutfak Kütüphanesi'ndeki kaynaklardan elde ettiği bilgiler kapsamında Osmanlı'da enginarın yerinin çok yüksek olduğundan bahsederek, "Enginar midede karaciğer dostudur ve karaciğerde ne kadar bakteri varsa o bakterilerin atılmasına yarar. Osmanlı saray mutfağında enginarın kabuğundan çay yapılırdı, püresi, zeytinyağlısı, haşlaması ve kendisi çok sık tüketilirdi. Şimdi bakıyoruz 'Osmanlı mutfağında patates' diyor. Osmanlı mutfağında patates yok. Çünkü 19. yüzyılda Amerika'nın keşfinden sonra patates, fasulye, domates ile patlıcan geldi. Osmanlı mutfağında bol kereviz ve bal kabağı kullanılırdı." dedi.
Sağlıklı ramazan sofrasının olmazsa olmazının şerbet olduğuna dikkati çeken İnce, bunu balda bekletmek gerektiğini dile getirdi.
İnce, şekerin sarayda olmadığını, bal ve pekmezin mutfakta yer aldığını vurgulayarak, "Balı yemekte en son kullanacağız. Çünkü bal hiçbir zaman kaynamaz. Kaynadığı zaman özünü bozar. Yani yemek kaynadıktan sonra üstüne balı dökeceğiz, kapatacağız. Demlemeye bırakacağız." diye konuştu.
DEPREMZEDELER İÇİN RAMAZAN YEMEKLERİ
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerin ardından afet bölgesinde 77 gün çalıştığını ifade eden İnce, her şefin mutlaka sosyal sorumluluk projelerini yapması ve bunu kendine misyon edinmesi gerektiğini söyledi. İnce, deprem bölgesinde günde 100 bin kişiye yemek yaptıklarını anlatarak, "Bu ramazan da ülkemizin sponsorlarıyla birlikte Hatay Belen ve Gaziantep Nurdağı ile İslahiye'de günlük 2 bin kişiye iftar vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Patili dostların şefi olduğunu, onların da karnını doyurduğunu dile getiren İnce, Fatih Sultan Mehmet'in de kedisi ve köpeği olduğunu, sarayda patili dostlar için yemek çıkarıldığını sözlerine ekledi.