İlk kez gün yüzüne çıkan 150 yıl önceki fotoğraf ve belgeler, Osmanlı'nın Rumeli ve Kafkaslar'daki savaşlardan kaçan göçmenlere aynen günümüzde Türkiye'nin yaptığı gibi sahip çıktığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Aralık 2018'de açıklanan verilere göre 3 milyon 611 bin 834 Suriyeli mülteci Türkiye'de bulunuyor. Bir kısmı, halk arasında "kamp" olarak bilinen geçici barınma merkezlerinde, bir kısmı ise şehirlerde yaşıyor. Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteciler, temel sağlık hizmetlerini Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan göçmen sağlığı merkezlerinde alabiliyorlar. Kızılay ve AFAD gibi kurumlar da bu mültecilerin asgari yaşam koşullarının sağlanması ve ihtiyaçlarının karşılanması için düzenli ve sürekli çalışmalar yürütüyor.
FOTOĞRAF VE BELGELER
Savaşlar nedeniyle vatanlarını terk etmek zorunda kalanlara yardım eli uzatmanın medeniyetimizin bir gerçeği olduğunu gösteren fotoğraf ve belgeler ise arşivlerden çıktı. Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı arşivinde yer alan ve geçirdikleri restorasyon sürecinin ardından kamuoyu ile ilk kez paylaşılan 150 yıl öncesine, 19'uncu yüzyıl Osmanlı dönemine ait fotoğraf ve belgelerde, Beylerbeyi ve Dolmabahçe saraylarının muhacirlere açıldığını görüyoruz.
GÖÇMENLERE TAHSİS EDİLDİ
II. Abdülhamid'in ilk saltanat yıllarında Rusya ile yaşanan savaş (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) sırasında Rumeli ve Kafkasya'dan göç eden muhacirler Beylerbeyi Sarayı'nın müştemilâtından Paşa Dairesi, Mızıka Dairesi ve Harem Ağaları Dairesi'nde iskân edilmişlerdi. Daha sonraki yıllarda da hastane olarak kullanılan bu dairelerde, 1887 yılının temmuz ayında İstanbul'da yaşanan büyük yangın sonrasında evsiz kalan bir grup yangınzede, geçici olarak barındırılmıştı. Arşiv belgelerinde, Beylerbeyi Sarayı'nın yanı sıra Dolmabahçe Sarayı'nın Harem bölümü ve Alemdar Kasrı'nın da muhacirlere tahsis edildiği yer alıyor.
TÜRK MİLLETİ MAZLUMLARA HEP KUCAK AÇTI
Milli Saraylar İdaresi Başkanı Dr. Yasin Yıldız, gün yüzüne çıkarılan fotoğraf ve belgeler ile ilgili olarak, "Tarihi vesikalar gösteriyor ki Türk milleti her dönem ve her koşulda kapısını mazlumlara ve ihtiyaç sahiplerine açan bir millet olmuştur. Kurumumuz adına bu kıymetli evrakı restore ederek kamuoyu ile paylaşılmasında emeği geçen tüm arşiv, araştırma ve restorasyon ekibine teşekkür ediyorum" dedi.