Seferihisar'ın eski belediye başkanı Hamit Nişancı'nın arazi zengini olan babası Turgay Nişancı, 1964 yılında bekarken, o tarihte 17 yaşında olan M.S. adlı genç kız ile iddiaya göre, ilişkiye girdi. M.S., ticaret ve çiftçilikle uğraşan Turgay Nişancı ile 'evlenme vaadiyle' ilişkiye girdiğini, bu ilişkiden de hamile kaldığını belirterek, Seferihisar Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Ancak savcılık Nişancı hakkındaki şikayetin, 6 aylık yasal süre içinde yapılmadığını belirtip, başvuruyu reddetti.
Bunun üzerine M.S. doğurduğu erkek bebeğin adını 'Yüksel' koyup, kendi nüfusuna kaydettirdi. M.S., bebeğinin nüfus kaydındaki baba hanesine isim yazdırmak için 6 Ağustos 1965'te yeniden Turgay Nişancı'ya karşı babalık davası açtı ve 150 TL nafaka talep etti. O dönemde DNA testi henüz bulunmadığı için dava kapsamında 'Yüksel' bebekten alınan kan örneği ve Turgay Nişancı'dan alınan kan örneği Adli Tıp Kurumu'nda incelendi. Verilen raporda da 'Yüksel' bebeğin babasının Turgay Nişancı olabileceği bildirildi. Ancak tanık ve başka delil bulunamadığı gerekçesiyle Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti.
İş insanı Turgay Nişancı'nın, çocuğunun babası olduğunu ispatlamaya çalışan M.S., bu kez Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin verdiği kararı, 20 Kasım 1965'te onadı.
40 YIL SONRA YENİDEN DAVA
M.S. oğlunu büyüttü ve bir evlilik yaptı. Taksicilik yapan Yüksel de baba oldu. Annesi M.S.'nin açtığı babalık davalarını kaybetmesi nedeniyle yıllarca üzüntü çeken Yüksel, iş insanı Turgay Nişancı ile görüşmeye başladı. Nişancı'nın maddi yardımda da bulunduğu Yüksel, Yargıtay'ın reddettiği davayı yeniden açmak için pek çok avukat ile görüştü ancak hep olumsuz yanıt aldı. Son olarak da avukat Varol Turbay'a gitti. Dosyayı inceleyen Varol Turbay, 40 yıl önce verilen kararı Yargıtay'ın taraflara tebliğ etmediğini görünce davanın yeniden görülmesi için çalışmaya başladı.
Avukat Turbay, Yargıtay 2'nci Dairesi Başkanlığı'na sunulmak üzere 13 Nisan 2005'te Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 'yargılamanın iadesi' talepli dilekçe verdi. 2'nci Hukuk Dairesi de başvuruyu kabul etti.
DNA TESTİ GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI, YASAL VARİS OLDU
Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yeniden açılan davada, Adli Tıp Kurumu'nda yapılan DNA testi sonucunda, Turgay Nişancı'nın, Yüksel'in babası olduğu ortaya çıktı. Turgay Nişancı 2006'da verilen karara, Yargıtay'a başvurarak, itiraz etti. Dava dosyası, 2 kez eksik yazışmalar nedeniyle usulden bozuldu. Son temyizde ise Yargıtay, Turgay Nişancı'nın Yüksel'in babası olduğu yönündeki kararı onadı. Kararın ardından Yüksel ismini 'Recep Nişancı' olarak değiştirdi ve Turgay Nişancı'nın yasal varisi oldu.
YÜKSEL, 'RECEP NİŞANCI' OLDU, VASİYETİ İPTAL ETMEK İÇİN DE DAVA AÇTI
Recep Nişancı (Yüksel) avukatı Varol Turbay ile birlikte 2014 yılının mayıs ayında da 'yaşlılığa bağlı sebeplerden ve manevi baskılardan ötürü mallarını kötü yönettiği' gerekçesiyle Turgay Nişancı'ya karşı Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ikinci bir dava açtı. Bu davada Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan alınan raporda ise Turgay Nişancı'ya 'erken demans' tanısı konuldu. Mahkeme, Turgay Nişancı'nın kısıtlanmasına ve kendisine bir yıl süreyle yasal danışman atanmasına karar verdi. Davanın itiraz süresi devam ederken, Turgay Nişancı vefat etti.
Turgay Nişancı'nın ölümünün ardından Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 2006 ve 2016 yıllarında 2 vasiyetname hazırlandığı ortaya çıktı. Vasiyetnamelerde, Recep Nişancı'ya mirastan pay verilmediği belirlendi. Bunun üzerine Recep Nişancı ve avukatı, geçen yıl Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi'ne vasiyetnamenin iptali için dava açtı.
ONLARCA MİLYONLUK MİRAS BEKLERKEN, BORÇ ÇIKTI
İptal davası sürerken, Recep Nişancı bir bankadan evine gelen 1 milyon 600 bin TL'lik borç tebligatı ile büyük şaşkınlık yaşadı. Recep Nişancı, Turgay Nişancı'nın diğer çocuklarının kurduğu şirket üzerinden bankadan kredi çekildiğini, bu krediler için de Turgay Nişancı'ya ait bazı arazilerin ipotek edildiğini, yasal varis olması nedeniyle söz konusu borcu ödemekle yükümlü tutulduğunu öğrendi.
RECEP NİŞANCI: HAKKIMI ARARKEN, BORÇ ÇIKTI, MİRAS ALAMADIM
DHA muhabirine konuşan Recep Nişancı, "Hakkımı ararken 1 milyon 600 bin liralık borçla karşılaştım. Banka haciz kararı alsa evim, işim her şey elimden gidecek. Bu borcun yapılmasında hiçbir katkım olmadığı gibi, hakkım olan mirası da alamadım. Çünkü babamın diğer çocukları bana hakkım olanı vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu yaşımdan sonra bu kadar borçla karşılaştığım için ailecek hepimiz çok üzüldük" dedi.
Nişancı, kendisine mirastan hiçbir pay bırakılmamasına itiraz ettiğini ve dava açtıklarını belirterek, "Babama ait 12 arazi elden çıkarılmış. Kalan diğer arazilere de tedbir kararı aldırdık, onların kaçırılmasını engelledik. Beni neden bu kadar uğraştırıyorlar? Herkes hakkı olan ne varsa alsın ve işine gücüne baksın. Babamın mezarda kemiklerini sızlatıyorlar. Babam korkusundan, torununun sünnetine bile gelemedi. Bu çilelerin artık son bulmasını istiyorum" diye konuştu.
AVUKAT TURBAY: VASİYETNAMENİN İPTALİ İÇİN BİRÇOK SEBEP MEVCUT
Avukat Varol Turbay ise, vasiyetnamenin iptali davasının devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Vatandaşlarımız, vasiyetnamenin iptal edilebilmesi konusunda yeterli bilgi sahibi değil. Bir kere, iptal sebepleri medeni kanunda açıkça yazılıdır. Buna göre, vasiyetçi vasiyet işlemini yaptığı sırada akli melekeleri yerinde değilse ve bu kanıtlanırsa vasiyetname iptal edilir. Bizim, dosyamız Ankara Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Dairesi'ne gönderilecek, orada rapor tanzim edilecek. Akli melekelerinin yerinde olmadığına dair rapor gelirse yine vasiyetname iptal edilebilir. Bir diğer iptal sebebi de vasiyetnamenin manevi cebir yoluyla yaptırılması. Bu kanıtlanırsa yine vasiyetname iptal edilebilir. Bizim somut olayımızda, iki adet vasiyetname söz konusu, şayet iki vasiyetname arasında çelişki varsa önceki vasiyetname yasa gereği geçersiz kalıyor. Yine, vasiyetname tanzim edildikten sonra vasiyetçi, vasiyet ettiği malları satar ya da farklı tasarruflarda bulunursa yine vasiyetname iptal edilebilir. Tüm ihtimalleri göz önünde tutuyoruz ve çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz."