İzmir'in en eski ve en güzel semtlerinden biri Basmane... Uzun yıllar Anadolu'dan İzmir'e gelenlerin ilk gördükleri yer olan Basmane Garı'ndan İzmir'e ilk adımlarını attıkları yer... 1800'lerden sonra basma fabrika ve atölyelerinin merkezi olduğu için Basmane diye anılan ve zamanında İzmirlilerin ihtişamlı konaklarının yer aldığı semti, şimdilerde Anadolu'dan İzmir'e ekmek parası kazanmaya gelenler ya da mülteciler mesken tutmuş. Tıpkı önceki gün batan teknede can veren 61 kaçak gibi... Otel dediysek yanlış anlaşılmasın; yıkılmaya yüz tutmuş izbe otellerde yüzlerce mültecinin lisanları gibi umutları da birbirine karışıyor. Etiyopya ile Somali'nin yüzyıllık düşmanlığı aynı sokağı paylaşıyor. İrili ufaklı 250 otelin bulunduğu semtte gayrıresmi verilere göre 2 bin mülteci var. Tamamı Yunan adalarına ve İtalya'ya geçmek için sırasını bekliyor. Oteller Sokağı'nın çeşitli yerlerinde Somalice afişlere, ilanlara rastlamak da mümkün. Semtteki Somalililerin, Iraklıların, Afganların ve Filistinlilerin neredeyse tamamı ülkelerindeki savaştan veya açlıktan kaçarak Türkiye'ye gelmiş.
PAŞA KONAĞININ GECESİ 10 LİRA
Oteller Sokağı'ndaki en büyük otellerden biri olan Paşa Konağı Oteli, eski Osmanlı paşalarından Tevfik Paşa'nın yaşadığı konak... 250 yıllık bina, şimdi dünyanın dört bir tarafından gelen mültecilerin 10 TL'ye başlarını soktukları bir mekân. Otellerdeki odalar, mültecilerin geldikleri ülkelere göre doğal bir sınıflamaya ayrılmış durumda. Somalililer, Afganlar, Filistinliler ve Iraklıların her biri kendi vatandaşlarıyla kalıyor. Türkiye'ye çoğunlukla resmi yoldan giriyorlar ama ülkeden çıkarken yasadışı yollar dışında seçenekleri yok. Türkiye'ye girmeden önce insan tacirleriyle ilişki kuruyorlar. Geldiklerinde onları bulup kaçış sıralarını bekliyorlar. Sefalet içinde yaşayan mültecilere semtteki Hatuniye Camisi Derneği yardım ediyor. Öğle yemeği dağıtılıyor. Ancak bazen o kadar açlık çekiyorlar ki, bazılarını kolaya ekmek banarken görmek dahi mümkün. Mültecilerin arasında Türkiye'ye en çok uyum sağlayan ve konuşkan olanlarsa Somalililer... Hepsi savaştan kaçıp gelen Somalililer, bir iş bulsalar Türkiye'de yaşamaktan çoğunlukla memnun. Ancak yıkık dökük köhne odalarda, yer yataklarında, sağlıklı olmayan şartlarda yaşama tutundukları için ciddi sağlık sorunları yaşıyorlar.
BEDEN GÜÇLERİ SÖMÜRÜLÜYOR
Çalışmaları da kanunen yasak olan mülteciler, bu durumu fırsat bilen patronlar tarafından gizlice ve çok ucuza, beden gücü gerektiren işlerde çalıştırılıyor. Türkiye, BM tarafından kabul edilen Cenevre Sözleşmesi'ne çekince koyduğu için de, mültecilere sığınma hakkı verilmiyor, üçüncü bir ülkeye yerleştirilinceye kadar geçici koruma sağlanıyor. Bu perişan yaşama, bir yandan Avrupa ülkelerinden birine ulaşma umudu, diğer yandan geride bıraktıkları yakınlarının hayatlarına dair kaygı eşlik ediyor. Mülteciler umut kapısı olarak gördükleri karşı kıyıdaki Yunanistan'a ayak basabilmek için botlarla, sandallarla denize açılıyor ve çoğu zaman Ege suları umutlarının bittiği bir yere dönüşüyor.