Ankara'da okul kantininden aldığı 'şırınga çikolatayı' yerken fenalaşan ve hayatını kaybeden 7 yaşındaki Mert Yağız Köksal'ın ardından İstanbul'da bazı okul kantinleri gazeteciler tarafından gözlemlendi.
Hürriyet'in haberine göre muhabirler, kantinlerdeki durumu şu şekilde aktarıyor:
Çocukların en az bir öğün yemek yediği, ihtiyaçlarını karşıladığı kantinlerin durumu pek de iç açıcı değildi. Yönetmeliklerle satışı yasaklanan ürünler rafları süslüyordu. 7 yaşında Mert'in ölümüne sebep olduğu ifade edilen 'şırınga çikolataya' rastlamasak da, okul kantinlerinde satışı yasak olan bir çok ürünün satıldığına şahit olduk. Kantinde olmaması gereken patates kızartmaları, çikolatalar, gofretler ve şekerlemeler raflarda satılmayı bekliyordu.
ŞEKER VE ŞEKERLEME
İstanbul Üsküdar'da birbirine yakın mesafelerde konumlanan dört ayrı ilkokul ve ortaokula gittik. Sabah saatlerinde gittiğimiz okulların kantinlerine baktık. Hepsinde aynı manzara ile karşılaştık. Tüm kantinlerde satışı yasak olan çikolata ve gofret gibi atıştırmalıklar raflarda en ön sıralardaydı. Dondurma afişleri, özendirici broşürler kantinlerin çeşitli noktalarında asılıydı. Bir kantin, toz olarak verilen ve sıcak su ile yapılan sıcak çikolatayı da öğrencilere sunuyordu. Liseler haricinde ilkokul ve ortaokullarda satılmaması gereken içecekler arasında yer alan çay ve kahve çeşitleri de kantinlerde satılan ürünlerdendi. Biz de gittiğimiz her okuldan ya çay ya da kahve satın aldık. Kantinlerde satılan dikkat çeken ürünler arasında şeker ve şekerlemeler de bulunuyordu.
'KANTİNLERE GÖZ YUMULUYOR'
İstanbul'da bir okulda görevli olan idareciyle de kantinlerin durumunu konuştuk. Kantinlerin denetimi hakkında bilgi veren idareci şunları söyledi: "Okullar kantin denetleme komisyonu kuruyor. Genellikle iki öğretmen, bir de idareci komisyonda oluyor. Bu komisyon her ay bir denetim yapmak zorunda. Denetim sonucunda kantinde olmaması gereken bir ürün tespit ederlerse önce kantini yazılı olarak itiraz ediyor. Söz konusu ürünlerin satışını durdurmasını istiyor. Tekrar denetleme yapıyor. Eğer bu ürünler hala satılıyorsa okul yönetiminin kantin ile yaptığı sözleşmeyi feshetme hakkı bulunuyor. Ancak okullar genellikle kantinlere göz yumuyor. Kantinciler sürekli kiralarını bile çıkaramadıklarını söylüyor. İdareciler de büyük bir problem olmadıkça kantinlerin sözleşmesini feshetme yoluna gitmiyor. Okullar dışında Tarım ve Orman Bakanlığı da her ay denetim yapıyor. Onlar da temizliğe, kullandığı malzemelere bakıyor."
'ÇOCUKLARIN BU ÜRÜNLERE ERİŞİMİ ENGELLENMELİ'
İstanbul Kantinciler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Osmanoğlu, kantincilerin zor durumda olduğunu söyledi. Okulların ödenek alamadığı gerekçesiyle kantinlere yüklendiğini iddia eden Osmanoğlu, "Bazı okullar kantin kiralarına yüzde 100'ü aşan zamlar yaptı. Böyle olunca da kantinler kiralarını çıkaramaz duruma geldi. Kira dışında da para kazanması gereken kantinciler bu işi sadece tost ve ayran satarak yapamaz. Bunun dışında kantinlerde satılması yasak olan tüm ürünlerin okulların dibindeki bakkal ve marketlerde satılıyor. Çocuklar istediği zaman bu ürünlere buradan ulaşabiliyor ancak kantinde satılamaz diyorlar. Çocukların bu ürünlere erişimi engellenmeli" dedi.
SATIŞI YASAK OLAN BAZI ÜRÜNLER
Enerji içecekleri, gazlı içecekler, aromalı içecekler, kolalı içecekler, aromalı doğal mineralli içecek, aromalı şurup, aromalı içecek tozu, aromalı su, meyveli içecek, meyveli içecek tozu, meyveli doğal mineralli içecek, yapay soda, meyveli şurup, sporcu içecekleri, sporcu suları, meyve nektarı, meyve suyu konsantresi, kızartmalar, cipsler, gevrek çerezler, tüm çikolata türleri, gofretler, tüm şeker ve şekerleme türleri, dolgulu-dolgusuz, kaplamalı, draje, tüm lolipoplar, kafein içeren ürünler, kremalı, çikolata dolgulu, jöleli, kekler ve pastalar, yaş pastalar, ekler, kruvasan, donut, parfe, mozaik pasta, muffin, cupcake'ler, tatlandırıcı içeren yiyecek ve içecekler, krema, hindistan cevizi sütü ve kreması, liseler hariç ay ve kahve tarzı içeceklerin okul kantinlerinde satışı yasak.
200 KALORİNİN ALTINDA OLMALI
Paketli ürünlerin belirli şartlarda satışına onay veriliyor. Belirlenen kriterlerin ise anlaşılması pek kolay değil. Kek, bisküvi, kraker, çeşnili/aromalı yoğurtlar, çeşnili/aromalı sütler, meyve suyu ve benzeri ürünlerin toplam enerji içeriğinin 200 kalorinin altında olması isteniyor. Ürünün yağdan gelen enerjisi toplam enerjisinin yüzde 35'i aşmaması, ürünün doymuş yağdan gelen enerjisinin, toplam enerjinin yüzde 10'unu aşmaması gerektiği ifade ediliyor. Doğal ve eklenmiş şekerden gelen enerjinin ise toplam enerjisinin yüzde 35'ini aşamayacağı belirtiliyor.
OKULLARDA GÜVENLİK ZAFİYETİ
Kantinlerin durumu dışında gezdiğimiz okullarda bir güvenlik zafiyeti yaşandığına şahit olduk. Sabah erken saatlerde gittiğimiz okullarda henüz idareciler gelmediği için okul görevlisi ya da güvenliklerle konuşarak içeri girdik. Bir nakil işlemi olduğunu söylediğimiz görevlilere kantinde bekleyip bekleyemeyeceğimizi sorduk. Dört görevli de kantine girmemize müsaade etti. Bazı kantinler ana bina içinde yer almasa da okul bahçesine girişte problem yaşamadık. Sadece bir görevli kimliğimizi bırakmamızı istedi. O da kimlik bilgilerimizi kaydetmeden okula girişimize izin verdi.
'ŞIRINGANIN' ÜRETİMİNİ DURDURDULAR
İki çocuğun ölümüne neden olan 'şırınga çikolata'nın markasının Bonart Gıda olduğu öğrenildi. 2016'da kurulan firmanın sahibi ise Yunus Taycı. Yunus Taycı aynı zamanda 1965 yılında kurulan Tayaş Gıda'nın Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı'nın kardeşi. Telefonla ulaştığımız Kazım Taycı'ya yaşanan olayları sorduk. Bonart firmasının Tayaş Gıda ile bir ilgisi olmadığını belirten Taycı, "Bonart, kardeşim Yunus Taycı'ya ait. Şirketlerin organik bir bağı olmasa da kardeşimin şirketi olduğu için bazı durumları biliyorum. Söz konusu ürünün üstünde Bonart yazsa da ürün fason olarak başka bir şirkete ürettiriliyor. Bu olaydan sonra fason üretim yapan firmanın tüm belgelerini, izin evraklarını inceledik. Ancak fason üretim yapan firmanın tüm izinleri aldığını gördük. Böyle bir durum yaşanınca da olay çözülene kadar söz konusu ürünün üretimini durdurduk. Ürünün büyük bir kısmı Türkiye'de satılıyordu. Küçük bir kısım da ihracata gidiyordu" diye konuştu. Yaşanan olayların ardında Bonart'ın internet sitesi kapatılırken, e-ticaret sitelerinde yapılan söz konusu ürünün satışları da durduruldu.
FASONCU VE MARKA DENETİME GİRDİ
Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hem fason üreticiyi hem de Bonart Gıda'yı denetlemeye geldiğini belirten Kazım Taycı, "Onlar da bu olayın ardından ciddi şekilde inceleme yapıyor. Ürünlerin nerelere gittiği, hangi satış noktalarında olduğu araştırılıyor" dedi.
DİYARBAKIR'DA BİR ÇOCUK DAHA ÖLDÜ
Diyarbakır'da 7 yaşındaki Umut Bilgi'nin de söz konusu çikolatadan dolayı yaşamını yitirdiği öğrenildi.
7 yaşındaki Umut, 28 Kasım'da bir bakkaldan aldığı çikolatayı yerken ambalajın kapağının boğazına kaçması sonucu fenalaştı. Hastane'ye kaldırılan Bilgi, 10 gün süren tedaviye rağmen 6 Aralık'ta yaşamını yitirdi. DÜ Acil ve Travmatoloji Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Recep Dursun yaptığı açıklamada, solunum yoluna yabancı cisim kaçması sonucu fenalaşan çocuğun hastaneye getirildiğini söyledi. Dursun, ameliyatla yabancı cismin çocuğun soluk borusundan çıkarıldığını, 10 gün yoğun bakım servisinde tedavi gördüğünü ancak beyin ölümü gerçekleştiğini belirtti.(AA)
ÜMRANİYE BELEDİYESİ DENETİME ÇIKTI
YAŞANAN olaylar sonrası Ümraniye Belediyesi zabıta ekipleri, ilçedeki okul kantinlerini denetledi. Denetimlerde, 'şırınga çikolata' aranırken, satılan ürünlerin son kullanma tarihleri ve TSE damgasının olup olmadığı da tek tek kontrol edildi. Zabıta ekipleri bir büfede yaptıkları denetimde ise şırınga çikolata satıldığını tespit etti. Şırınga çikolatalara el konulurken, büfe sahibi hakkında tutanak tutuldu. Denetlenen okullarda şırınga çikolata tespit edilmezken, oyun hamuru gibi zararlı ürünler toplanarak, tutanak tutuldu.
7 YAŞINDAKİ MERT'İN ANNE VE BABASI KONUŞTU: ÇİKOLATAYI KANTİNDEN ALDI
Okulda hayatını kaybeden 7 yaşındaki Mert Yağız Köksal'ın, ölümüne neden olan şırıngalı çikolatayı okulun kantininde satın aldığı öğrenildi. Baba Faruk Köksal ve anne Şükran Köksal, Hürriyet'e konuştu.
Şükran Köksal, Mert'i okula bırakıp, işe gittiğini belirterek, "Yolda öğretmeni aradı, 'Mert bahçede düştü, gelebilir misiniz?' dedi. 'Geri dönmem uzun sürer' diye annemi aradım. Annem hemen okula gitti ardından beni arayarak 'Mert'i ambulansla götürüyorlar' dedi. Burada müdahale edilmiş, kalp masajı falan yapılmış. Mert kendinde değilmiş, bakılmış, 'Boğazında bir şey yok' dediler. Ama arkadaşları 'Çikolatanın kapağını yuttu' diyor. Ben daha önce çantasında bu şırıngadan görmüştüm, şekil vermek için kullanılan oyun hamuru aparatlarından sandım. Mert bana 'Çikolata anne, kantinden aldım' dedi. 'Bir daha böyle pis şeyler alma' diye kızdım, uyardım, yine de gitmiş almış. Çocuklar masum. Gidip alıyorlar, bilmiyorlar. Benim ciğerim yandı, canım gitti. Başka annelerin canı gitmesin, sorumlusu kimse cezalandırılsın."
Okul kantinlerinde satılmaması gereken şeylerin satıldığına isyan eden baba Faruk Köksal ise şunları anlattı: "Nasıl denetim yapılıyor? Bu tehlikeli şeyler okul kantinlerinde nasıl oluyor da satılıyor? Denetimler yapıldı deniliyor, yapıldıysa o zaman bu şırıngalı çikolatalar nasıl olur da satılıyor? Her şey para mı? Canımızı bizden alıyorsunuz, para için değer mi? Mert'e ilk müdahalede de sıkıntı var. Arkadaşları çikolatanın kapağını yuttuğunu söylemesine rağmen yine yanlış müdahale ediliyor ve 'boğazında bir şey yok' diyorlar. Doğru müdahale edilse, boğazına kaçan parça tespit edilip çıkartılsa belki de Mert bugün yaşıyor olacaktı."
ÇİKOLATALAR ÇÖP KUTUSUNDA
Başlatılan soruşturmada kantinde Mert'in ölümüne neden olan şırıngalı çikolataya rastlanmadı. Ancak çöp kutusunda şırıngalı çikolataların kapları bulundu. Mert'in ölümünün ardından kantin işletmecilerinin daha önce sattıkları şırıngalı çikolataları çöpe atıkları iddia
edildi.