Karşıyaka 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık M.B, taraf avukatları ve Alperen Sakin'in ailesi katıldı.
M.B, o dönem İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde şube müdürü olduğunu, taşımalı eğitim işlerinin kendi uhdesinde bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Taşımalı eğitim sisteminde genellikle kapanan köy okulları ve köyünde okul olmayan mecburi eğitim çağında bulunan çocuklar devletin ödenekleri ile taşıma okullarına taşınırdı. Görev yaptığım Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde bu şekilde hizmet alan sadece engelli öğrencilerin taşımalı eğitimi vardı. 10'dan fazla okulda bu şekilde taşımalı eğitim yapılıyordu. Benim görev ve sorumlu olduğum yer milli eğitimin resmi okullarıyla ilgilidir. Diğer okullardaki taşıma işlemleri ile okulun müdürlükleri ve okul aile birlikleri ile o okulları denetleme yetkisi olanlar ilgilenir. Benim denetim görevim yoktur. Okul araçları ile ilgili bizim görevimiz ve yetkimiz yoktur, bu hususta okul müdürlükleri ve polis yetkilidir. Beraatimi istiyorum."
Sanık avukatı, müvekkilinin olaydan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle görev kavramının açıklığa kavuşması gerektiğini, özel okulların servislerini okul aile birlikleri ve okul müdürlerinin denetlediğini ifade etti.
Müşteki Serkan Sakin, oğlunu kreşe verdiklerinde tabelasında Milli Eğitim Bakanlığı ibaresinin olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Sanığın görev yaptığı milli eğitim şube müdürlüğü olaydan sorumludur. İlçe milli eğitim müdürü ve diğer şube müdürlerinin yargılandığı davada hakim bir şube müdürüne şu soruyu sormuştur. 'Denetim raporlarında servis araçlarıyla ilgili bir tespit yapılmaması hiç dikkat çekmemiştir. Özellikle özel izin belgesinin varlığı neden araştırılmamıştır? Yönetmelik ile rehber personelin hizmet aktiyle görev yapma zorunluluğu varken denetim raporlarında bu husus neden tespit edilmemiştir?' Önceki davadaki şube müdürü de 'Servis araçlarıyla ilgili özel izin belgesi ilçe milli eğitim müdürlüğünde destek hizmetleri bölümünde değerlendirilmesi gereken bir husustur. Benim görev yetkimde değildir. Büyük olasılıkla M.B. (sanık) olabilir.' demişti."
Alperen Sakin'in ailesinin avukatı, sanıktan şikayetçi olduklarını ifade ederek, "Küçük Alperen'in servis aracında unutulmasından servis annesi ve şoförün sorumlu olduğu tespit edilmiştir. Bu kişilerin denetimi ile ilgili milli eğitim müdürlüğünde kimin sorumlu olduğu hususunun sanıktan sorulmasını talep ediyoruz. Bu husus iddianamede belirtilmiş ve denetim görevinin M.H. isimli şahsa ait olduğu bu şahsın da sanık M.B'ye bağlı olduğu anlaşılmıştır." dedi.
Alperen'in annesi Buket Sakin ise "Oğlum Alperen'in okulu milli eğitime bağlıdır. Bu nedenle milli eğitim müdürlüğü yetkililerinin olaydan sorumlu olduklarını düşünüyorum. Sanıktan şikayetçiyim." dedi.
Hakim, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
- Olayın geçmişi
İzmir'in Çiğli ilçesinde 15 Ağustos 2017'de anaokuluna gitmek için sabah saatlerinde evinden alınan ancak unutulduğu okul servis minibüsünde baygın halde bulunan 3 yaşındaki Alperen Sakin hayatını kaybetmişti.
Olaya ilişkin duruşmalı görülen istinaf mahkemesindeki davada, servis şoförü Taner İşgören'e 6 yıl 8 ay, anaokulu sahibi Yurdagül İşgören'e 7 yıl 6 ay, servis hostesi Dilara K'ye 5 yıl, öğretmen Arzu G'ye 2 yıl 6 ay, okul müdürü Bekir G'ye 3 yıl 20 gün, Ahmet S'ye ise 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.
Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin İlçe Milli Eğitim Müdürü ve 2 şube müdürü de 1 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Sakin'in ölümüne ilişkin 3 maarif müfettişi hakkında "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla dava açılmış, 3 müfettiş beraat etmişti.
Dönemin anaokullarında hizmet veren servis araçlarıyla ilgili olarak Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Destek Hizmetleri Şube Müdürü M.B. hakkında da suç duyurusunda bulunulmuştu.