İkinci
Dünya Savaşı sırasında resmi rakamlara göre dörtte biri çocuk 6 milyon Yahudi, Nazilerin toplama kamplarında yok edildi. O katliamdan sağ kurtulmayı başaran az sayıdaki insan arasında, dönemin Paris Büyükelçisi Behiç Erkin'in, Fransa'da Türk kimliği verip İstanbul'a göndererek kurtardığı isimler de bulunuyor. Ve o isimler, Paris'ten İstanbul'a uzanan hikâyelerini SABAH'a anlattı.
2 AYDA 19 KİLO VERDİ
Fransa'yı işgal eden Naziler, buradaki Yahudileri de hedef aldı. Kamplarda toplanan Yahudiler, gaz odalarında, ölüm çukurlarında ve fırınlarda ölüme terk edildi. Türkiye'nin o dönemki Fransa Büyükelçisi Behiç Erkin'in Türk kimliği verip trenlerle İstanbul'a gönderdiği Yahudiler ise soykırımdan kurtulmayı başardı. Bu kişilerden biri de şu an İstanbul'da yaşayan 90 yaşındaki Lazar Ruso. Galatasaray Lisesi mezunu olan babası Moiz Ruso'nun işleri bozulunca, 8 yaşında Paris'e göç eden Lazar Ruso, Alman askerlerine 19 yaşındayken sokakta yakalandı. Kimliğine vurulan kırmızı damga nedeniyle Drancy toplama kampına götürüldü. "1941 yılının aralık ayıydı. Her taraf buzdu... 200 gram ekmek veriyorlardı. 67 kiloydum, iki ay sonra kurtulduğumda 48 kiloya inmiştim" diyen Ruso, serbest bırakıldıktan sonra askerlik gerekçesiyle Türkiye'ye gönderilmiş. Akhisar'da 3 yıl 5 ay görev yapmış. Olaylar yatışınca Paris'e dönmüş. Babası vefat edince de 1958'de İstanbul'a kesin dönüş yapan Ruso, bir dönem Vehbi Koç'un iş ortağı Bernard Nahum'la birlikte çalışmış ve ikinci eşi Sara ile 45 yıl süren mutlu bir beraberlik yaşamış. Soykırımdan kurtulan bir diğer kişi olan 87 yaşındaki Luis Bahar ise halen Hasköy'deki İhtiyarlara Yardım Derneği'nde yaşıyor. İki çocuklu Bahar, rakı ve şarap üreticisi babası Avram Namar'la birlikte İstanbul'u terk ettiğinde 4 yaşındaydı. Paris'te hayatının en kötü 16 yılını geçirdi. Babasını toplama kampında hastalık nedeniyle kaybetti.
'6 DEĞİL 22 MİLYON'
Türk olduğu için babasının cesedine ulaşabilen Bahar, yakınları kamplarda öldürülen Yahudi çocukları kurtarmak için Türk ailelerin yanına verdiklerini anlatıyor ve devam ediyor: "Soykırım'da 6 milyon değil, 22 milyon insan öldü. Çocuklar, ihtiyarlar, hastalar, zenciler, Romanlar... Gözlerimle gördüm. Elbiseleri çıkarılmadan bir çukura üst üste attılar. O çocukları kurtardık, bu dünyada bir işe yaradığım için çok memnunum."