Depremin ilk gününden itibaren Hatay'da enkazlardan canlı çıkarılan depremzedeleri hastaneye yetiştirmeye çalışan acil sağlık hizmetleri personelleri, tanıklık ettikleri mucize kurtuluşları konuştuk. Mucize kurtuluşların ilk şahitleri olan 112'de görev yapan paramedik ve ambulans şoförlerinden Selcan Şahin: "Pazartesi günü buradaydık. İlk olarak doksan altıncı saatte kurtarılan 10 yaşında bir kız çocuğumuz vardı. Maalesef sol kol ampüteyle hayatta kalabildi. Onun transportunu sağladık helikopterle. Sonrasında 135. saatte 8 yaşında bir kız çocuğumuz onun uzuv kaybı yoktu. Hayati fonksiyonları bulguları yerindeydi" dedi.
ÇOCUĞUNA, DOĞUM YAPTIRAN HEMŞİRENİN ADINI KOYDU
Enkazda bir annenin de doğum yaptığınız sözlerine ekleyen Şahin, bebeğin de kendisinin de sağ olduğunu söyledi ve ekledi: Sahra Hastanesinde doğumumuzu gerçekleştirdik. İkisinin de de sağlıklı olması güzeldi. Suriye vatandaşıydı. Türkçe konuşamadığı için iletişim kuramadık ama gözlerindeki o sevinç o mutluluk her şeyi anlatıyordu. Mesela bebeğinin adını doğum yaptıran hemşirenin ismini koydu: Yasmin. Gözlerindeki o pırıltıyı, ışıltıyı anlatamam. Yani öyle bir sevinç. Bir de onlar için ekstra bir travma. Savaştan kaçıp sağ kalmak için bir ülkeye sığınıyorsunuz. Mültecisiniz ve o ülkede de böyle bir yıkıma denk geliyorsunuz. Yani gerçekten çok mutlu olduğunu ben gözlerinde gördüm.
HASTA AH DESE BİZİM KABURGALARIMIZ BATIYOR
Mesela Adana'ya 2 saat dolaştıracağım hastayı 4 buçuk saatte ulaştırmak benim için ulaşım sıkıntısıdır. Çünkü hasta sıkıntıya girdiği zaman biz sıkıntıya giriyoruz. Onlara bir şey olacak diye ödümüz kopuyor. Kendimizi düşünmüyoruz, araba mesela bir kasise, yollar bozuk, araba kasise girip hasta ah dediği zaman sanki benim kaburgalarım batıyor. İnsanlar bizi dışarıdan çok soğuk ya da duyarsız gibi görebiliyor ama biz aslında içimizde her şeyi yaşıyoruz. Sadece işimizi en iyi şekilde yapabilmek adına bunu dışarıya yansıtmıyoruz.
ENKAZ ALTINDA SU İÇİP YEMEK YEMİŞLER
Burdur 112'de gelen ve depremin ilk gününden beri Hatay'da görev yapan paramedik Fevzi Bakal, "Enkaz altındaki kardeşlerimiz için elimizden ne geliyorsa onu yapmaya çalışıyoruz" dedi. Bakal, şahit olduğu bir mucize kurtuluşu şu sözlerle anlattı: "130. saatte Buse diye bir arkadaşımızı çıkarttık. Nasıl olduğunu ve enkaz altında neler yaptığını sorduğumda gece su içtiğini, yemek yediğini söyledi. Genel durumu gayet iyiydi. Onun arkasından babası Recep Amca'yı çıkardık. Onun da genel durumu gayet iyiydi. Recep amcayla da epey bir sohbet ettik. O da aynı şekilde karnı tok olduğunu ve su içtiğini söyledi.
DEVLETİMİZ BÜTÜN İMKANLARINI SEFERBER ETTİ
Allah'a çok şükür devletimiz tüm imkanlarını buraya imkanlarıyla seferber etti. Biz buraya ilk geldiğimizde en büyük yaşadığımız zorluk sadece trafik oldu. O da vatandaşımızın yardımseverliğinden dolayı. Türkiye'nin dört bir yanından buraya TIR'lar geldi, yardımlar geldi. Sadece trafikte bir sorun yaşadık. Geri kalan sorunlar bizim için önemli sorunlar değil."
AMBULANS ŞOFÖRLERİ İĞNE DELİĞİNDEN İPLİK GEÇİRDİLER
Ambulans şoförü İsmail Aygün ise 26 yıllık ambulans şoförüyüm ben ilk defa böyle bir afetle karşılaştım. Burdur'dan yola çıktık, hiç soluksuz buraya geldik. Gelir gelmez bize görev verdiler, Hatay zifiri karanlık, hiçbir şey görmüyoruz. Yer yön de bilmiyoruz, ilk defa geldiğimiz bir şehir. Navigasyonlarla yol bulduk. Bazı yollar yarılmış, çökmüş durumdaydı. Yolların kenarından, köşelerinden geçtik. Bir an önce hastaneye yetiştirmeye çalıştık. Bütün ambulans şoförlerini buradan takdir ediyorum hakikaten de hepsi ipliği iğne deliğinden geçirircesine ambulans kullandılar ve görevlerini yerine getirdiler.
SÜREKLİ DAHA FAZLA NE YAPABİLİRİZİN MÜCADELESİ VERDİK
Hakan Eryiğit Burdur UMKE aracılığıyla Hatay'a geldiklerini ve ilk günden itibaren sahada olduklarını söyledi. Eryiğit şöyle konuştu: "Şahsen 4 gün sonra ayakkabılarımı çıkarıp çoraplarımı değiştirebildim. İlk 4 günde neredeyse hiç uyumadık diyebilirim sürekli alanda ve sürekli enkazdaydık. Bir vatandaşımız için bir fazla müdahale ne yapabiliriz diye arkadaşlarımızla sürekli mücadelesini verdik.
BABANIN ÇOCUĞU ÜZERİNDE VEFAT ETMESİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Biz tim olarak 15 beş üzerinde vaka çıkardık. Benim şahit olduğum vakalar içerisinde beni en fazla etkileyen şuydu. Defne Odabaşı Mahallesi'nde. Bir baba ve çocuğunu çıkardık. Çocuğu 2 yaşlarında Salim Sadık. Genel durumu da iyiydi. Babası tamamen çocuğunu korumak için çocuğun üzerine kapanmıştı. Babası vefat etmişti. Bu durum beni çok derinden etkiledi. Babanın evladını koruması bu durum beni ciddi anlamda etkiledi diyebilirim.
155. SAATİN MUCİZESİNE ŞAHİT OLDUM
Depremin 155. saatinde Suriyeli bir kardeşimizi çıkardık. Genel durumu ciddiydi, bilinç bulanıktı ama süreyi düşündüğümüz zaman bu durum normaldi. Çıkarmadan önce enkaz altında müdahalesine başladık. Çin arama kurtarma ekibi vardı. İtfaiye ekipleri vardı. Birlikte koordinasyonlu bir şekilde ulaştık. Daha sonrasında hastaneye naklini sağladık. "
DUYGULARIMI ANLATAMAM KİTAP YAZSAN YİNE ANLATILMAZ
Paramedik Abdülvahap Çoban da şu ifadeleri kullandı: "İlk zamanlar çok farklı duygular yaşadık. Bunları anlatamam ya. Hani insanın o anda onu yaşaması lazım. Çünkü görüyorsun, yaşıyorsun. İnsanlar kimisi kardeşinin derdinde, kimisi ablasının peşinde, kimisi çocuklarını, kimisi annesinin, babasının derdinde. Yani insan anlatamıyor. Bunları dile dökemezsin, kitap yazsan yine yer etmez yani."
MÜNFERİT ŞEKİLDE ARAÇLARINIZLA YARDIM GETİRMEYİN
112 çalışanlarının deprem bölgelerine yardım etmek isteyenlerden bir de talepleri var: "Münferit olarak kendi araçlarına yardım malzemesi doldurup gelmesinler. İllerinde belirlenen ortak noktalardaki yardım TIR'larına versinler. Bir TIR dolusu malzeme 50 tane arabanın alacağı malzemeyi alır. Böylece bizim de ulaşım sıkıntımız gider."