İstanbul Mecidiyeköy'deki Ali Sami Yen Stadyumu ile likör fabrikasının arazisini geçtiğimiz nisan ayında 416 milyon 500 bin liraya satın alan Torunlar, Aşçıoğlu ve Kapıcıoğlu konsorsiyumu, 1 milyar liralık rezidans ve ofis yapmak üzere harekete geçti. Ağa Han Ödüllü Mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan projede 200 bin metrekarelik inşaat alanına 3 blok kurulması planlandı. Bloklardan ikisinin 43 katlı rezidans, birinin ise 39 katlı A sınıfı ofis olması öngörüldü. Bitkilerin güneşe doğru yönelmesi anlamına gelen "tropizm" yorumundan esinlenerek tasarlanan üç blok da İstanbul Boğazı'nı görebilecekti. Mayısta başlayıp 2014'te bitirilmesi hedeflenen inşaatla ilgili proje, üç hafta önce İstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na sunuldu. Ancak projeyi gündeme almayan kurul, şirkete "81 yıllık tarihi bacayı kültür varlığı olarak tescilledik. Projede ana bina ve baca korunmalı. Bu hassasiyette proje hazırlarsanız gündeme alırız" cevabını verdi. Konsorsiyum yeni proje hazırlamak için çalışmalara başladı. 2 Numaralı Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan şunları söyledi:
"OLMAZSA OLMAZIMIZ"
"Yapılar, Cumhuriyet döneminin ilk endüstriyel eserlerinden... Bu nedenle 2863 sayılı yasaya göre tescil yaptık. Bina 1931'de açılmış. Dokümanlarda görünen ancak yıkılmış ana girişin de projede aynen inşa edilmesini, ayrıca bacanın yıkılıp yıkılmamasıyla ilgili statik raporların da çıkarılmasını istedik. Bacanın yanında bulunan kazan dairesi binasının önemi yok. Ama ana bina ve baca kurulun olmazsa olmaz şartıdır. "
'MEVCUT YAPILAR KORUNMALI'
Kurulun
kararının doğru bir yaklaşım olduğunu belirten Şehir Plancılar Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, "İhaleyi alan firma bize bir sunum yaptı. Kendileri yapılaşmayı daha çok arka bölüme kaydıracaklarını söylediler. Bizim itiraz ettiğimiz nokta bölgede devasa bir kütlenin ortaya çıkacak olması. Kurulun çekincesi doğru. Mevcut yapılar ve tescilli ağaçlar kesinlikle korunmalı" dedi.
'ŞEHİR NEFES ALMALI'
Cumhuriyet dönemi yapılarının korunması düşüncesiyle alınan karara çekinceli yaklaşan Dr. Mimar Sinan Genim ise, "Devlet orayı bir bedel karşılığında, ihaleyle satmış. Ancak Cumhuriyet döneminde yapılan her yapıyı kültür varlığı olarak tescillemek doğru gelmiyor bana. İstanbul'un nefes alacak yerlere ihtiyacı var. Burası devasa bir yeşil alan olarak kullanılmalı" diye konuştu.