Ankara'da Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nda, Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde yürütülen 'Türkiye'de Yabancı Dil Eğitimi'nde Kalitenin Yükseltilmesi Projesi'nin açılış toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli, Avrupa Konseyi Demokrasi Direktörü Matjaz Gruden, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı ve Büyükelçi Thomas Hans Ossowski katıldı.
'ÇAĞIN İHTİYAÇLARINA GÖRE MÜFREDATIMIZI REVİZE ETMELİYİZ'
Bakan Yusuf Tekin, bundan 30-40 yıl önce insanlar arasındaki iletişimin çoğunlukla yazılı metinler üzerinden yürütüldüğünü belirterek, "Bilhassa kitle iletişim araçlarının, yazılı görsel medyanın, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber artık başka bir yabancı dille ilgili olarak başka tür bir ihtiyaç ortaya çıkıyor. Karşılıklı konuşarak birbirini anlama yönünde ihtiyaçlar daha ön plana çıkmaya başlıyor. Bundan 40 yıl önce kendi müfredatımızda bir yabancı dil öğretilmesiyle ilgili olarak yazılı metinler üzerinden, test üzerinden, gramatik dil bilgisi üzerinden yabancı dil öğretirken, şimdi artık başka bir ihtiyaç var. Dolayısıyla bizim Türkiye'deki yabancı dil eğitimiyle ilgili yaptığımız şey ve bu proje kapsamında yapacağımız şey; eğitim-öğretim programlarımızda yaptığımız diğer değişikliklerin paraleli niteliğindedir. Yani çağın ihtiyaçlarına, çağın gereksinimlerine uygun projeler geliştirmek, eğitim sistemimizi, müfredatımızı ona göre revize etmek. Bugün burada aslında konuştuğumuz şey de bu anlamda değişen iletişim ortamında öğretmenlerimizin öğrencileriyle karşılıklı iletişim kurabilecekleri, konuşarak, sosyal medyada birbirlerine paylaşımlar yaparak yabancı dil öğretimini temin etmiş olması" ifadelerini kullandı.
'TÜM BU EĞİTİM SÜRECİNİ DÜNYA BARIŞININ SAĞLANMASI İÇİN YAPIYORUZ'
Bakan Tekin, yabancı dil derslerinin sonundaki ölçme değerlendirme mekanizmalarını 4 temel beceri üzerinden yürütmeye başladıklarını anlatarak, "Okullarımızda yabancı dil öğrenimi açısından en uygun yaşın bizdeki eğitim öğretim takvimi açısından 5'inci sınıflara denk düştüğü, akademik çalışma yapan arkadaşlarımız tarafından bize rapor edildikten sonra, 5'inci sınıflar düzeyinde yoğunlaştırılmış yabancı dil sınıfları pilot uygulamalarına başlamıştık. 2023 yılı sonbaharında bu pilot uygulamaların sonuçları üzerinde analiz yaparak çoklu yabancı dil sınıfları pilot uygulamasına başladık. Bu dönüşümle beraber Türkiye'deki yabancı dil öğretiminin de ciddi şekilde farklılaşacağına inanıyorum. Bu proje ve benzeri projelerimizle biz bu metodolojik dönüşümü yaparak yabancı dil eğitiminin güçlendirilmesi için, çocuklarımızın çağdaş dünyada evrensel barışı temin edebilmesi için, evrensel hoşgörünün temel hak hürriyetlerini dünyanın her tarafında güvence altına alınabilmesi için, demokrasi kültürünün gelişebilmesi için ve bunun mücadelesini yürütülebilmesi açısından bu mücadelenin önemli olduğunu düşünüyorum. En nihayetinde bizim yani eğitim sektörünün yaptığı şey; dünyada hak ihlallerinin olmadığı, savaşın, hukuksuzlukların ve haksızlıkların olmadığı bir dünya inşa etmek üzerine biz çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Yabancı dil de bunun bir parçası, diğer dersler de bunun bir parçası. Tüm bu eğitim sürecini, insanlığın mutluluğu, adaletin temini, dünya barışının sağlanması için yapıyoruz. Bunu ihmal etmemek gerekiyor. Dolayısıyla ben Türkiye'deki yabancı dil eğitiminin güçlendirilmesi projesini bu perspektiften görüyorum" diye konuştu.
