Diyarbakır ve Adana'dan Muş'a gelen mevsimlik işçiler uzun süre ayrı kaldıkları ailelerinin özlemini duyuyor. Muş Ovası'nda ekili karpuzları toplayarak tırlara yükleyen işçiler, buradan kazandıkları parayla ailelerinin geçimini sağlıyor.
Mevsimlik İşçilerden Engin Kasyar, 15 kişilik bir ekiple şehir şehir gezerek yazın karpuz, kışın portakal bahçelerinde çalıştıkları söyledi.
Ekip olarak nerede iş varsa o bölgeye gittiklerini anlatan Kasyar, "Yılda ancak 1 ay çocuklarımızı görebiliyoruz. 11 ay sürekli tarım alanlarının bulunduğu illerde çalışıyoruz. Nerede karpuz hasadı yapılıyorsa biz oradayız. Hasat bittikten sonra başka iş arayışına başlıyoruz. Geçimimizi bu şekilde sağlıyoruz.'' dedi.
Kasyar, ekip olarak günde yaklaşık 17 tır karpuz yüklediklerini ifade ederek, "Havalar çok sıcak zor koşullarda yaklaşık günde 15 saat çalışıyoruz. Bizim işimiz bu ekmek parası kazanmak zorundayız. Yaklaşık 20 gün önce Muşa geldik yaklaşık 45 gün karpuz yükleme ve toplama işimiz var. Burada iş bittikten sonra Konya Ereğli'ye gidiyoruz. Böylece şehir şehir geziyoruz "diye konuştu.
Mevsimlik işçilerden 1 çocuk babası Ahmet Aslan, (25), ailelerinin geçimini sağlamak için şehir şehir dolaştıklarını söyledi. Memleketlerinde ekecek toprakları olmadığı için nisanda evlerinden ayrıldıklarını anlatan Aslan, "Geçimimizi sağlamak ve çocuklarımızı daha iyi şartlarda yetiştirmek amacıyla biz yılın 1 ayını evde, 11 ayını dışarıda geçiriyoruz" dedi.
Sürekli "göç hayatı" yaşadıkları için ailesinin görmeme özlemini yaşadığını söyleyen Aslan, şunları kaydetti: "Bizim geçim kaynağımız bu iştir. Sabah güneş doğmadan başlıyoruz, akşam geç saatlere kadar güneşin altında çalışıyoruz. Bu paranın yarısı da günlük ihtiyacımıza gidiyor. Bir tırı bin 500 liraya yüklüyoruz. Bizim hayatımız yılın 11 ayı tarlada geçiyor. Yaklaşık 8 yıldır mevsimli işçisi olarak çalışıyorum. Sürekli evimden ayrı olduğum için ham ailemin hemde çocuğumun özlemini yaşıyorum. Şimdi karpuz yüklüyoruz, yarın hangi iş olursa onu yapacağız. Bir bölgedeki işler tamamlanırsa başka kentlere gidiyoruz. Zor bir iş ama geçimimizi sağlamak için bu sıkıntıya katlanmak zorundayız."