İstanbul'da Kadıköy-Tavşantepe metrosunda tartıştığı kadın yolculara bıçak çekip dehşeti yaşatan 'silahla tehdit', 'yaralamaya teşebbüs' ve 'halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit' suçlarından tutuklanan saldırgan Emrah Yılmaz hakkında çarpıcı bir gerçek daha ortaya çıktı. Metroda terör estiren Emrah Yılmaz'ın İstanbul Anadolu 38. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 2018 yılında tutuklanıp 2 yıl 12 ay hapis cezası aldığı ve bu yıl Aralık ayında tahliye olması gerekirken cezasını iyi halli geçirdiği için 1,5 yıl erkenden tahliyeye edildiği öğrenilmişti. Saldırganın 2018 yılında işlediği suçun detaylarına ise SABAH ulaştı.
AİLESİNE DE KABUSU YAŞATMIŞ
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameye göre, babası Ziya ve annesi İpek Yılmaz'ı tehdit ettiği için babası ve annesiyle davalık olan Emrah Yılmaz, şikayetlerini geri çekmesi için ailesine baskı yapmaya başladı. Baskı korkunç bir tabloya dönüştü ve 30 Mart 2018 günü sabah saatlerinde adeta evde terör estirdi. "Siz neden şikayetinizi çekmiyorsunuz" diyerek annesini ve babasını tehdit etti. Babasının evden çıkmasıyla daha da sinirlenen Emrah Yılmaz, gardrobu ve kapıları kırdı. Yetmezmiş gibi annesine hakaretler yağdırdı ve talihsiz kadını darp etti. Evin kapılarını da kitledi. Eşinin polise haber vermesiyle polisler kapıya dayandı ancak onlara da kapıyı açmadı. Annesi açmaya çalışsa da izin vermedi. Polislerin 2 saatlik çabası sonucu annesini bırakan Emrah Yılmaz hakkında "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.
"ÖLDÜRÜRÜM DEDİ, REHİN ALDI"
Yargılamada oğulları hakkında uzaklaştırma kararı da aldırdıklarını söyleyen anne İpek Yılmaz, olay günü yaşadığı dehşeti anlattı. "Daha önce de zorla karakola götürüp şikayetimizi geri aldırmaya çalıştı. Olay günü ise bana 'davanızı geri çekmezseniz kocanı öldürürüm' dedi. Kapıları kilitleyip beni rehin aldı. Eşim polisi aramış. Polisler 2 saat kadar kapıda kendisini ikna etmeye çalıştı" diyerek oğlundan şikayetçi oldu. Tanık olarak dinlenen baba Ziya Yılmaz da, evden işe gitmek için çıktığında hakkında uzaklaştırma kararı olmasına rağmen oğlunu evin içinde gördüğünü söyleyerek, "Muhatap olmadan evden çıktım. Oğlum ise binanın koridoruna çıktı ve bana sen o davalarını geri çek yoksa seni öldürürüm diyerek tehdit etti, ben apartmandan ayrıldıktan sonra eşim kullandığı telefondan beni aradı ve oğlumun kendisini rehin aldığını söyledi" dedi ve o da eşi gibi oğlundan şikayetçi oldu.
EVLAT DA OLAMAMIŞ
Sadece metrodaki kadınlara değil ailesine de kabusu yaşatan Emrah Yılmaz ise, bu zamana kadar ailesine yaptığı kötülükler için özür dilediğini belirterek, "Baba beni şikayet etmekle topluma kazandıramazsın. Gel şikayetini çek ben de kendime çeki düzen vereyim. Artık uyuşturucu da kullanmıyorum dedim. Babam da şikayetini çektiğini söyledi ama çekmediğini öğrenince kendisini aradım. Şikayetimi geri çekmeyeceğim, cezaevine gireceksin dedi ve telefonu kapattı" dedi. Babasının şikayeti çekmeyeceğini öğrenince de evdeki eşyalara zarar verdiğini ve polislerin geldiğini belirten saldırgan, "Bu esnada evin kapısına polisler gelip benimle konuştu. Sinirli olduğum için kimseye zarar vermemek adına daha sonra teslim olacağımı söyledim. Onlar benimle konuşunca sinirim geçti ve karakola gittik" dedi. Suçlamayı kabul etmediğini ve babasının iftirası olduğunu öne sürdü.
ANNESİNİ SERBEST BIRAKMIŞSA DA POLİSİN SAYESİNDE, İNDİRİMSİZ CEZA
Tarafları dinleyen mahkeme, ihbar üzerine olay yerine müzakereci personel gönderildiğini ve saatlerce kapı arkasından Emrah Yılmaz'la görüşüldüğünü belirtti. Görüşme esnasında sanığın uyuşturucu madde kullandığını, mahkemelerinden dolayı problem yaşadığını bildirdiği belirtildi. Kapıyı açmaya yanaşmadığı, telefonla yapılan görüşmede ikna edildiğini kaydetti. Mahkeme, Yılmaz'ın evin kapısını kilitleyerek annesinin evden çıkmasına engel olduğunu ve savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu ifade ederek buna itibar edilmediğini vurguladı.
Saldırganın kapıyı açıp annesini serbest bırakmışsa da bu durumun polisin ikna çabaları sonucunda olduğunu belirten mahkeme, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 2 yıl 12 ay hapis cezası verdi ve sosyal ilişkileri, olaydan sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, hal ve hareketleri nedeniyle indirim de uygulamadığını kaydetti.