Meteoroloji Genel Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre, Türkiye'de son yıllarda değişen iklim koşullarının etkisiyle meteorolojik afetlerin oluşum sayıları, etkili oldukları süre ve şiddetleri artarken, daha önce fazla görülmeyen bazı afet türleri de sıklıkla meydana gelmeye başladı.
1940-2020 PERİYODU İÇİNDEKİ EN YÜKSEK DEĞER
Akdeniz Havzası'nda yer alan Türkiye'de, meteorolojik afetlerin sayısında yıllar içinde artış yaşandı. Türkiye'de 2020 yılında toplam 984 meteorolojik karakterli doğa kaynaklı afet rapor edildi. Bu sayı, 2019'da 936 olmuştu. Uzun yıllar dağılımına bakıldığında, 2020 yılında meydana gelen meteorolojik afet sayısı 1940-2020 periyodu içindeki en yüksek değer olarak kaydedildi.
İLK SIRADA YAĞIŞ/ SEL AFETİ
Türkiye'de geçen yıl en fazla meydana gelen meteorolojik karakterli doğa kaynaklı afet, şiddetli yağış/sel oldu. 2020 yılında toplam 297 şiddetli yağış/sel afeti rapor edildi. İkinci sırada ise 262 olayla fırtına yer aldı. Bu afet kapsamında, hortum ve kum fırtınası gibi olaylar etkili oldu.
223 DOLU AFETİ
Fırtınayı ise 223 olayla dolu takip etti. Ülkede geçen yıl etkili olan diğer meteorolojik afetler ise kar, yıldırım, don, heyelan, çığ, orman yangını, sıcak ve soğuk hava dalgaları ile sis olarak listelendi. Fırtına ve sel geçen yıl ülkenin büyük kısmında görüldü.
2020 yılında meteorolojik afetler en fazla yazın ve bu mevsimin içinde de haziran ayında görüldü. Afetlerin en fazla etkili olduğu ikinci mevsim ise kış oldu.
Şiddetli yağış/sel, yıldırım ve dolu en fazla haziranda, fırtına en fazla şubat ayında görüldü.
EN FAZLA METEOROLOJİK AFETİN GÖRÜLDÜĞÜ İLLER
Genel Müdürlük kayıtlarına göre, Türkiye'de 2020 yılında meteorolojik afetler en fazla Antalya, Van, Kayseri, Bursa ve Mersin illerinde meydana geldi.
ERKEN UYARI, AFET RİSKİNİN AZALTILMASINDA FAYDA SAĞLIYOR
Öte yandan, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, afet öncesinde olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik, afet sırası ve sonrasında yapılan çalışmalara da katkı sağlayacak hizmetler sunuyor. Her türlü planlama ve uygulamada meteorolojik verilerin değerlendirilmesinin yanı sıra şiddetli meteorolojik olaylar öncesinde yapılan tahmin ve erken uyarılar, afet risklerinin azaltılmasına katkı sağlıyor. Afet sonrasında yapılan tahminlerle de yardım ve iyileştirme faaliyetlerine destek olunuyor.