Cemaat ile birlikte namaz kılmak, manevi anlamda gelişmek açısından faydalıdır. Bununla birlikte, Cuma namazı farz kılınmıştır ve Cuma hutbesi dinimizce çok önemlidir. Dini bilgilerin aktarıldığı bu hutbelerde, İslam dininin temel kurallarından, dini yükümlülüklerden, ahlaki değerlerden ve toplumsal sorumluluklardan bahsedilir. Namaza yetişmek ile ilgili bir kavram olan mesbuk ne demek, mesbuk kime denir ve ne anlama gelir merak uyandırıcıdır.
Namaz vakti uzunca bir süre devam etse de camiide cemaatle birlikte kılmak çok daha sevaptır. Çünkü, camiiye namaz kılmaya giden müminlerin attıkları her adım için bir sevap yazılır. Bir adımda günahlar bağışlanırken diğer adımda ise sevap yazılır. Fakat bazı nedenlerden dolayı geç kalmak ve baştan yetişememek gibi durumlar söz konusu olabilir. "Mesbûk" sözcüğü ise Arapçadır ve anlamı ise "geçilen" "geride kalan kimse"dir. Cemaatle birlikte kılınan namaza yetişemeyen ve ilk rekatın rükûundan sonra namaza başlayan kişiye "mesbûk" denir. İlk rekatın kaçırılması için imamla birlikte "sübhanallah" diyemeyecek kadar namaza geç kalmak yeterlidir. İmam selam verdikten sonra sehiv secdesi yapmayabilir ve ardından hemen kalkabilir. Böyle bir durumda mesbûk, kaçırdığı tüm rekatları tek başına kılar.
Çeşitli nedenlerden dolayı cemaate sonradan katılan bir kişi, namazın sadece ilk rekatını kaçırmışsa mesbûk olur. İmam tarafından sesli okunan bir rekata yetişen mesbûk, Sübhaneke'yi okumadan sadece tekbir alır. Son oturuşta ise imamla birlikte oturur ve "Ettehiyyât"ı okur. İmamın selam vermesiyle kalkan mesbûk, eûzû besmele çektikten sonra Fatiha'yı ve diğer sûreleri okuyarak rekatları kılar. Rükûda ve secdede imama yetiştikten sonra Sübhaneke'yi okuyabiliyorsa okur. Eğer yetişemiyorsa imama uymaya çalışır ve Sübhaneke'yi okumaktan vazgeçer. Oturuşta imama yetişebilirse Sübhaneke'yi okumadan yalnızca başlangıç tekbiri alarak oturur.