Şefaat, Allah Teala'nın izniyle gerçekleşir ve sadece O'nun razı olduğu kimselere yapılır. Kısacası, şefaatçi olabilmek için Allah'ın (cc.) izni ve rızası gereklidir. Başta Hz. Muhammed (sav.) olmak üzere diğer peygamberler, melekler ve Allah'ın (cc.) sevdiği salih kullar ile takva sahibi müminler şefaatçi olabilir. Meryem Suresi 85-86-87. ayet okunuşu, Arapça yazılışı ve Türkçe anlamı ise kimlerin şefaatçi olabileceği konusunda bilgilendirir.
Kur'an-ı Kerim'i Arapça okumakta zorlananlar için Meryem Suresi 85-86-87. ayetlerin okunuşu aşağıda belirtildiği gibidir.
85. Ayet: "Yevme nahşurul muttekîne ilâr rahmâni vefdâ."
86. Ayet: "Ve nesûgul mücrimîne ilâ cehenneme virdâ."
87. Ayet: "Lâ yemlikûneş şefâate illâ menittehaze ınder rahmâni ahdâ."
Yukarıdaki ayetler, kıyamet günü müminlerin Allah'ın (cc.) rahmetine kavuşacaklarını ve suçluların cehenneme sürüleceklerini anlatır.
Meryem Suresi 85-86-87. ayetlerin Arapça yazılışı, Kur'an-ı Kerim'i Arapçadan okumayı bilenler tarafından okunmaktadır. Daha faziletli olduğunu bilenler için Meryem Suresi 85-86-87. ayet Arapça yazılışı ise aşağıdaki metinde verilmiştir:


Meryem Suresi'nin 85-86-87. ayetin bulunduğu yukarıdaki Arapça metinde, kıyamet, ahiret, hesap günü ve Allah'a (cc.) iman edenlerin kavuşacakları esenlik gibi önemli konular üzerinde durulmuştur.
Meryem Suresi 85-86-87. ayet meali, ne demek istendiğini ve insanların hangi konularda aydınlatılmaya çalışıldığını anlamak açısından gereklidir. Bu ayetlerin, Türkçe anlamları ise şu şekilde açıklanmaktadır:
(85) "Gün gelecek, takvâ sahiplerini seçkin konuklar olarak rahmânın huzurunda toplayacağız;"
(86) "Günahkârları da suya götürülen sürü gibi cehenneme süreceğiz;"
(87) "(O gün) Rahmân'ın katında söz ve izin alandan başkasının şefaat hakkı olmayacaktır."
Takva sahibi olanların, Allah'a (cc.) karşı derin bir saygı ve bilinçle yaşayanların, kıyamet günü Allah'ın (cc.) huzurunda seçkin konuklar olarak toplanacağı ifade edilmektedir. Günahkarların ise suya götürülen sürü gibi cehenneme sürüleceği belirtilmektedir. Bu, günahkarların çaresizliğini ve cehenneme gitmelerinin kaçınılmaz olduğunu vurgular. O gün, sadece Allah'ın (cc.) izin verdiği ve söz verdiği kimselerin şefaat edebileceği, yani başkalarına yardım edebileceği belirtilmektedir. Bu, şefaatin Allah Teala'nın izniyle gerçekleşeceğini ve herkesin Allah'ın huzurunda hesap vereceğini gösterir.