İstanbul Topkapı'da Merkez Efendi Camii'nin avlusunda türbesi bulunan Merkez Efendi hazretleri, Osmanlı'da yaşadığı dönem çeşitli medreselerde tefsir, hadis, fıkıh ve tıp alanında yetişen bir zat oldu. Onun Kanuni Sultan Süleyman ve Şah Sultan'ın annesi Hafsa Sultan'ı, Manisa'da mesir macunuyla iyileştirdiği rivayet ediliyor. Tasavvuf lideri olarak padişah ve sultanın gönüllerinde yer ettiği belirtiliyor. Merkez Efendi'nin el aldığı Şeyhi Sümbül Efendi vefat ettikten sonra ise o dönem İstanbul'un en önemli tasavvuf merkezlerinden biri olan Topkapı'daki tekkesine çekilip öğrenciler yetiştiriyor. 63 yaşına geldiğinde ise Hz. Muhammed (s.a.v) aşkı ona "Hz. Peygamber 63 yaşında öldü, bu yaşta yerüstünde yaşayamam!" diyerek yeraltındaki çilehanesine çekiliyor. Ölümüne kadar da çilehanede tefekkür ve ibadetle hayatını sürdürüyor. 92 yaşında vefat ettiğinde de dergahının yanına defnediliyor. İstanbul'da Ramazan ayında Merkez Efendi'nin türbesi en çok ziyaret edilenler arasında yer alıyor. İstanbul Fatih Kocamustafapaşa Mahallesi'nde bulunan Sümbül Efendi Camii'nin avlusunda türbesi bulunan Şeyh Sümbül Efendi'yi ziyaret ettikten sonra Şeyh Merkez Efendi türbesini ziyaret etmenin usulden olduğu ifade ediliyor.
"ONLARIN AHLAKINI TOPLUM OLARAK DEVAM ETTİRMELİYİZ"
Ziyaretine gelenlerden biri de Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Kültür ve Edebiyatı Yüksek Lisans Öğrencisi Naşide Kara (33). O, Merkez Efendi'nin ve diğer manevi şahsiyetlerin türbelerin önemini anlatıyor: "Osmanlı'da yer gök dergâhmış, hepsi birlik içindeymiş. Biz de bu kültürümüzü ve ruhumuzu kaybetmemek adına bu türbe ziyaretlerini devam ettiriyoruz. Hepsinin hayatlarını detaylı bir şekilde inceliyoruz. Tasavvuf branşımdan dolayı bende de etkisi var. Bu kültürü, onların ahlakını toplum olarak devam ettirmeliyiz. Onların yaşayışlarına baktığımız zaman Hz. Peygamber Efendimiz'in yaşayışlarını ve ahlakını görüyoruz. Bu da bizim olmazsa olmazımız. Toplumun ferah içinde yaşamasını istiyorsak, bu güzellerin hayatlarına tek tek bakıp hayatımıza tatbik etmemiz gerekiyor. Her birinin bir sürü kitapları ve menkıbeleri var. Okuduğumuz zaman Hz. Peygamber'in ahlakıyla medeniyetin nasıl olduğunu, hukukun, ticaretin, sosyal yaşantının ne olduğunu öğreniyoruz. Bu açıdan bu yerler çok önemli. Ziyaret edip tanımamız, manevi kültürümüze ve tarihimize sahip çıkmamız ve bu ruhu yaşatmamız gerekiyor. İstanbul'da Merkez Efendi gibi birçok hazinemiz var. İstanbul'daki ziyaret yerlerinin hepsinin ruhaniyeti ayrı oluyor."
ZİYARETÇİLER ANLATIYOR: "MANEVİ İKLİMLERİ ÇOK FARKLI OLUYOR"
*Mehtap Şenkaya (35): "Ramazan'da gezilecek yerler için yol rotası belirliyoruz. Rüyamda Merkez Efendi'yi görünce arkadaşımla bu sefer rotamızı Sümbül Efendi ziyareti sonrasında yürüyerek Merkez Efendi ziyareti olarak belirledik. Her yerin manevi iklimi çok farklı oluyor. Türbeleri ziyaret etmek buralardan bir şey dilemek değil, buranın manevi iklimini alıp himmet istemek, başka bir şey değil. Manen buralar insanı etkiliyor. Her insanın kendini yakın hissettiği bir zat vardır diye düşünüyorum."
"MANEVİYATI ÇOK ÇOK YÜKSEK"
*Neşe Yıldırım (36): "Ramazan sakinlik, dinginlik, rahatlık ve yavaşlık ayı. Biz bunu büyük şehirlerde yapamıyoruz. Hızlı giden hayatta işimiz, evimiz, çocuklarımız derken Ramazan'ı biraz arka plana atıyoruz. Hâlbuki adapte olmamız gereken Ramazan. Bundan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Sümbül Efendi ve Merkez Efendi'nin de maneviyatı çok çok yüksek. Çok etkilendik. Herkes böyle yerlere gelsin. Özellikle toplu taşıma kullanmaktansa rota belirleyip yakın mesafedeki türbeleri gezebilirler. Biz bu şekilde güzel bir gün geçirdik."
"YÜZ YILLAR ÖNCE YAŞAMIŞ BİR ZATIN TÜRBESİNE GELMEK AYRI BİR DUYGU"
*Cengiz Gezer (26): "İftar vaktine kadar İstanbul'da ailemle birlikte geziyoruz. Merkez Efendi hazretlerinin ruhuna bir Fatiha okumak için geldim. Yüz yıllar öncesinde yaşamış bir zatın türbesine gelmek değişik ve ayrı bir duygu. İftarı da meşhur köfteci yapacağız. Burası maneviyat açısından güzel şeyler hissettiriyor."
"BURASI ŞEHİR DIŞINA ÇIKMIŞ GİBİ HİSSETTİRİYOR"
*Ali Ayçiçek (48): "Buranın manevi atmosferi gayet iyi. Huzurlu bir ortamı var. Burası şehir dışına çıkmış gibi hissettiriyor. Daha önce Sultanahmet Meydanı ve Hırka-ı Şerif'e gittik. Oraların manevi iklimi de çok güzeldi. Hırka-ı Şerif'te ise yüreğimiz heyecandan çarptı. Ramazan'da türbe ziyaretleri daha çok yapılıyor, pozitif etkisi oluyor. Ruhlarına Fatiha okuduk. Buradan iftar için meşhur köfteciye gideceğiz."
"İSTANBUL'UN MANEVİ RUHUNU YAŞAMAYA ÇALIŞIYORUZ"
*Engin Pekmezci (42): "İstanbul'da Ramazanı yaşamak için Sakarya'dan geldik. Maneviyatla hemhal olmaya ve İstanbul'un manevi ruhunu yaşamaya çalışıyoruz. Eyüp Sultan, Ayasofya, Selahattin camileri sonrasında buraya geldik. Merkez Efendi'de de ulvi bir hava var. Camileri ve manevi büyüklerimizi ziyarete devam etmeyi planlıyoruz. Bence gelip görmeliler. Dostlarımla iftarı meşhur merkez efendi köftecisinde açmayı düşünüyoruz. İstanbul'da Ramazan'ı ise şöyle tanımlıyorum: Mahyalar, Selahattin camiler, iftar çadırları, pide kuyrukları ve manevi büyüklerin huzurunda huzurlu zamanlar…"