İstanbul Güngören Güven Mahallesi'nde önceki gün yaşanan olayda, mahalleye düğün konvoyu gelirken gelini görmek için balkona çıkan 27 yaşındaki Semra Değirmancı, tam o sırada atılan maganda kurşunlarından birine hedef oldu. Sol gözünden girip beyninden çıkan kurşunla balkonda yere yığılıp kalan Değirmancı ikiz bebeklere 5.5 aylık hamileydi. Genç kadın ve ikiz bebekler tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Olay anında 18 kurşun atıldığı belirlenirken, cinayetin sorumlusu, otopark işletmecisi Diyarbakırlı Celal S. tutuklanarak cezaevine konuldu. Yine Diyarbakırlı olan Değirmancı ailesinin evine ise ateş düştü. SABAH, dün Güngören'deki taziye evinde Ahmet Değirmancı ile konuştu. Acılı eş, yaşadığı büyük şoku "Evim, yuvam başıma yıkıldı. 5 ve 7 yaşlarında iki çocuğum var. Sürekli 'annem nerede, niye gelmiyor?' diyerek, ağlıyorlar. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum. Annenin yokluğu hiçbir şeye benzemiyor" dedi.
'SEMRA AÇ GÖZLERİNİ'
Ahmet Değirmancı olay gecesini şöyle anlattı: "Benim bir lokantam var. O gece de saat 22.30 sıralarına kadar lokantadaydım. Eve geldiğimde eşim Semra bana yemek hazırladı. Birlikte yatak odasında yere kurduğumuz sofrada yemek yiyorduk. Çocuklarımız 5 yaşındaki Enes ile 7 yaşındaki Salih ise odalarında uyuyorlardı. Karşı apartmanımızda oturan komşularımızın düğünü vardı. Düğün konvoyu korna sesleriyle evin önüne yaklaşınca, eşim 'gelini göreceğim' deyip, balkona çıktı. Ardından silah sesleri duyuldu. Hemen balkona koştum. Eşim kanlar içinde yerde yatıyordu. 'Semra iyi misin. Aç gözlerini' diye bağırdım. Ses yoktu. Ambulansı aradım. Sonra çocuklarım geldi aklıma, annelerini öyle görürlerse hayatları boyunca bu görüntü hafızalarına kazınacaktı. Onların odaları evin kapısına yakın. Komşular zaten gürültüye koşmuşlardı. Komşularıma 'Alın çocuklarımı götürün burdan' diyebildim. Enes ve Salih ne olduğunu anlayamadı. Şimdi 'baba sen niye bağırıyordun, annem nerede' diye sorup, duruyorlar." Yaşadığı acıyı kelimelerle tarif edemeyeceğini söyleyen Ahmet Değirmancı, eşinin amcasının kızı olduğunu hep birlikte büyüdüklerini, 8 yıl önce de ailelerinin kendilerini evlendirdiğini belirterek "Semra ile birlikte büyüdük. Sonra evlendik. İki çocuğumuz oldu. Semra üçüncüye hamile kaldığında heyecanla doktora birlikte gittik. İkizlerimiz olacağını öğrendik. Semra havalara uçmuştu. Bu kez bebeklerimizin kız olmasını istiyordu. 'Ahmet, 2 oğlumuz, 2 kızımız olacak. Ne güzel değil mi?' diyordu. Ama her şey bitti. Daha bebeklerimizin cinsiyetini bile öğrenemeden maganda kurşunu hem eşimi, hem çocuklarımı yani her şeyi aldı benden" dedi.
SON KEZ SARILMIŞLAR
5 yaşındaki oğulları Enes'in olay gününden önce babaannesinde kaldığını söyleyen Ahmet Değirmancı, "Enes, o gün 'ben annemin yanına gideceğim' diye tutturmuş. Çocuğum annesine bir şey olacağını hissetti galiba. O gün annem, Enes'i Semra'nın yanına getirmiş. Anne oğul, koklaşmışlar, birbirlerine sarılmışlar. Semra, onları yataklarına yatırmış. İyi geceler deyip, yavrularını öpmüş. Anneleriyle çocuklarımın son vedasıymış o gece" dedi. Kayınpeder Salih Değirmancı, maganda kurşunun yıktığı hayatı göstermek için oğlu ve gelinin yaşadığı evin kapısını bizlere açtı. Evin içinde her şey o gecenin izlerini taşıyordu. Yerde kurulmuş bir sofra. Yarım kalan yemek, Ahmet Değirmancı'nın yaşadığı o şokla bıraktığı andaki gibi duruyordu. Duvardaki düğün fotoğrafı tüm hüznüyle yarım kalan mutluluğu hatırlatıyordu. Salonda Enes ve Salih'in Anneler Günü için hazırladıkları ve üzerine 'Anneler günün kutlu olsun anneciğim' yazılı fotoğraf vardı. Evin balkonu ise yaşanan vahşetin tüm izlerini taşıyordu. Balkon kan gölüne dönmüştü. Kan izleri, salonun ortasına kadar devam ediyordu. Salih Değirmancı, "Bakın düğün evi karşı apartman. Gelinim balkonun köşesinde duruyormuş. Kurşun izlerine bakın tam 18 kurşun isabet etmiş balkona. Bir tanesi ise gelinimin sol gözünden girip, beyninden çıkmış. Bu nasıl vahşet. Bunu yapan en ağır şekilde cezalandırılsın" diyerek, yaşananları ortaya koyuyordu.