SABAH'ın 2019 yılında "Türkiye'nin Hawking'i" haberiyle manşete taşıdığı Nil Mısır, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonunun düzenlediği Türkiye şampiyonası W1 kadın kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldu. 2002'de İstanbul'da 5'inci kattaki evinden düşüp omurilik yaralanmasına bağlı felç kalan ve tekerlekli sandalyeye oturamayan, parmaklarını dahi oynatamayan Mısır, SABAH'a yaşamındaki değişimi anlattı. 35 yaşındaki Nil, "Parmaklarımı bile oynatamazken bugün Türkiye şampiyonuyum. SABAH Gazetesi'nde manşet olmam hayatımı değiştirdi. Okçular Vakfı ile tanıştım. Ben kendime inanmazken Okçular Vakfı bana inandı. Allah onlardan razı olsun" ifadelerini kullandı.
Nil Mısır azimli hikâyesini SABAH'a anlattı. İşte Nil'in ağzından azmin başarısının hikâyesi.
BEN KENDİME BİLE İNANMAZKEN OKÇULAR VAKFI BANA İNANDI
"2019 yılları arasında hastanede tedavi gördüğüm sırada Türkiye'nin Hawking'i başlığıyla Sabah Gazetesine manşet oldum. Bu haberle birlikte milli takım antrenörü Ebru Esen'in aracılığıyla Okçular Vakfı'na davet edildim. Nezaketen gittiğim bir görüşmeydi. Boyundan aşağısı felç olduğu için tekerlekli sandalyede bile oturamıyordum. Otomatik sırtı yatak olan bir sandalye vardı sürekli yatar pozisyonda geziyordum. Ellerimi kullanmadığım için, kavrama yapamadığım için ok atabileceğime inanmıyordum. Görüşmeye gitmenin sebebi benim ok atmayacağımı görmelerini sağlamaktı fakat okçular vakfı tarafından o kadar güzel karşılandım ki; ben kendime inanmazken başkalarının heyecanına şahit olmak çok güçlü hissettirdi. Sıkı bir çalışma programıyla 20 gün içinde ok atmaya başladım. Benim durumumda biri için imkânsız denilebilecek bir faaliyet ve zamanlamaydı. Tansiyonum sürekli düştüğü için çoğu zaman baygınlık geçiriyordum. Sabah gidip akşam çıkmama rağmen günde atabildiğim ok sayısı 10 civarıydı. 3 kemerle tekerlekli sandalyeye bağlanmama rağmen dengemi sağlayamıyorduk. Annem ok atarken sırtımdan sarılıp dengeme destek oluyordu, bana uygun Materyallerle yayı tutabileceğim hale getirdiler ve 20 gün içinde. Rüyalarımda bile ok atıyordum. Sakatlık geçirdiğim, en umutsuz güçsüz olduğum zamanlarda bile Okçular Vakfı: "Sabret biz seninleyiz, sana inanıyoruz" dediler. Benim mutlu olmam için gösterdikleri çabanın hakkını hiç bir şeyle ödeyemem."
BÖYLE BİR KULUBÜN SPORCUSU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM
"Okçular Vakfı çok kıymetli benim için. Art arda yaşadığım sakatlıklar yüzünden herkes benden umudu kesmişken okçular vakfının desteğini her an yanımda hissettim. Yönetim kurulu bile tedavi sürecimi yakından takip ediyordu. Benim için önemli olan kısmı okçular vakfından gördüğüm destek. Çok kritik bir noktadayken benimle öyle gönülden öyle samimiyetle ilgilendiler ki böyle insanların örnek olmasını diliyorum. Okçular vakfı birçok engelli sporcunun hayatına sevgiyle, gönülden dokundu. Böyle bir kulübün sporcusu olmaktan gurur duyuyorum."
Madalyamı; aileme, dostlarıma, hocam Ela Karakoç'a yeğenim Uraz'a, Okçular Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Ali Yıldız'a, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Erdoğan'a, Genel Müdürümüz Ali İhsan Öz'e, tüm Okçular Vakfı çalışanlarına ve sporcularına; Sabah Gazetesi Haber Müdürü Erhan Öztürk'e, Prof. Dr. Belgin Erhan'a ve ilk adımı atmama sebep olan Sabah Gazetesi'ne armağan olsun.
ARABA KULLANMAM HAYALDİ, ŞİMDİ TÜRKİYE ŞAMPİYONASINA ARABAMLA GELDİM
"Okçulukla birlikte güçlenmeye başladım ciddi bir fiziksel değişim yaşadım ve ehliyet aldım arabamı aldım. Bu benim durumumda biri için pek mümkün gözükmüyordu. Oturamayan ellerini kullanamayan bel dengesi olmayan birinin araba kullanması hayal gibiydi ama ben Türkiye Şampiyonasına Antalya'ya kendi arabamla geldim."