Denizli Çivril'deki Çıtak Aile Sağlığı Merkezi'nde görev yaparken 2 yıl önce koronavirüse yakalanan Dr. Soner Oğuz (48) hayatını kaybetti. Oğuz, geride 6 yıllık bekleyişten sonra tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen ve şu anda 4.5 yaşında olan ikizleri Ertuğrul ve Buse ile tıbbi sekreter eşi Gülten Oğuz'u bıraktı. 46 yaşında babalık sevincini yaşayan Dr. Soner Oğuz, ikizlerine doyamadan gitti.
AİLEME BİLE VEDA EDEMEDEN GİTTİM
Eşinin adının 21 yıl hizmet ettiği sağlık merkezine verilmesini isteyen Gülten Oğuz, kaleme aldığı yazıyla okuyanları duygulandırdı. İkizlerine hem annelik hem de babalık yapan Gülten Oğuz, eşinin ağzından yazdığı mektupta, "Ben doktorluk mesleğimi severek ve layığıyla yerine getiren Dr. Soner Oğuz.
Ben onca acıdan ve özlemden sonra kavuştuğum bakmaya kıyamadığım ikizlerime doyamadan giden Dr. Soner Oğuz. Ben sevdiğim eşimi iki küçükle genç yaşta gözü yaşlı arkada bırakıp giden Dr. Soner Oğuz. Ben 21 yıl hizmet edip emek verdiğim, evim gibi gördüğüm, evim gibi baktığım Çıtak Aile Sağlığı Merkezi'ne 20 aydır adı verilemeyen Dr. Soner Oğuz.
Ben bir virüs belasına insanlık için, aileme veda bile edemeden, gözümden akan son gözyaşıyla yaşama veda eden Dr. Soner Oğuz. Ben Dr. Soner Oğuz şimdi soruyorum size ben öldüm vicdanınız rahat mı? Sağken duymadınız sesimi mezardan sesleniyorum bari şimdi duyun sesimi" ifadeleri yer aldı.
EŞİMİN ADI ÖLÜMSÜZLEŞTİRİLSİN
Eşinin 21 yıl görev yaptığı aile sağlığı merkezine adının verilmesini isteyen acılı eş Gülten Oğuz, "Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Çıtak Aile Sağlığı Merkezi'nin adının değiştirilmesi için Sağlık Bakanlığı'na yazı gönderdi. Ancak bugüne kadar henüz bir dönüş yapılmadı.
Tek isteği eşinin isminin sağlık merkezine verilerek ölümsüzleştirilmesi. Yaklaşık 10 gün önce de Kaymakamlıktan izin alarak imza kampanyası başlattım. Change.org üzerinden 5 bine yakın imza toplandı. Umarım dileğim en kısa sürede yerine gelir" dedi.
BABAMIN MEZARINI EVE GETİRELİM
İkizlerine hem annelik hem de babalık yaptığını söyleyen Gülten Oğuz, "Eşim vefat ettiğinde Ertuğrul ve Buse 2.5 yaşındaydı. Ama babalarını hatırlıyorlar. Ara ara babalarını soruyorlar. Bana, 'Anne babam öldü mü? Neden öldü?' diyorlar. Ben de hastalıktan dolayı vefat ettiğini söylüyorum.
Çocuklar da 'Doktorlar babamı neden iyileştirmediler. Neden ameliyat etmediler? Babamın mezarını evimize getirelim. O da yanımızda yatsın' diyorlar. Ölümün ne olduğunu idrak edemeyecek yaştalar.
Ben bu sorularına ve cümlelerine yanıt veremiyorum. Ben işimi bırakmak zorunda kaldım. Çünkü benim de onları bırakıp gideceğimi düşünüyorlar. Çocuklarım çok küçük yaşta olduğu için kendimi onlara adadım" diye konuştu.