Kore'de savaşırken, ormanda küçük bir kız buldu Süleyman Dilbirliği. Yanına alıp Türk Birliği'ne getirdi. Ayla ismini verdiği o kıza 13 ay boyunca babalık yaptı. Aradan 60 yıl geçtikten sonra da izini sürüp buldu. Ayla, Süleyman babasını Türkiye'de de ziyaret etti. Ancak 86 yaşındaki gazi, 'kızını' uğurladıktan birkaç hafta sonra Kuzey Kore'nin Güney Kore'yi bombaladığı haberini aldı. Dilbirliği, "Binlerce arkadaşımın orada boşuna ölmediğini biliyorum. Büyük bir savaş çıkacağını sanmam ama olur da çıkarsa bu kez yüreğimin bir parçası, kızım Ayla için gidip savaşırım" diyor. Süleyman Dilbirliği 1950'de ilk Türk askeri kafilesi ile Kore'ye ayak bastığında, Amerikalı kumandandan savaşın bitmek üzere olduğunu duyduğu için seviniyordu. Kalan birkaç yüz Koreli askerin bölgeden uzaklaştırılmasıyla savaşın biteceğini ve birkaç ay sonra evinde olacağını düşünüyordu. Ancak 26 Kasım gecesi, 350 bin Çin askerinin sınırı geçmesiyle ciddi bir baskına uğradılar. Kunuri Bölgesi'nde, Süleyman Astsubay'ın birliğinin kıran kırana sürdürdüğü direniş sayesinde Birleşmiş Milletler Gücü geri çekilebildi ardından da Türk birlikleri geri çekilmeye başladı.
TÜRKÇE BİLE ÖĞRETTİ AYLA'YA
Köylerden geçerek ilerleyen Süleyman Astsubay'ın birliği ormanlık alanda soğuktan donmak üzere olan yarı çıplak küçük bir kız çocuğuyla karşılaştı. Anne ve babası öldürülmüştü. Süleyman Astsubay 5 yaşındaki kızı aldı, bölüğe götürüp önce bir güzel temizleyip doyurdu. Yüzü ay gibi parladığı için de bölük "Ayla" ismini verdi küçük kıza. Ayla, kısa zamanda birliğin maskotu, askerlerin memleketlerinde bıraktıkları evlatları oldu. Süleyman Astsubay 13 ay kaldığı Kore'de Ayla'ya baba şefkati gösterdi, fotoğraflarını çekti, Türkçe bile öğretti. Ancak savaş bitip sıra geri dönmeye gelince küçük Ayla diğer birliklere emanet edildi. Yüreğinin bir parçasını Kore'de bırakıp yurda dönen Gazi Süleyman Dilbirliği ise küçük kızı hiç unutmadı. Savaşın 60. yılı anma etkinlikleri kapsamında Kore Başkonsolosluğu'ndaki resepsiyona katılana kadar, Süleyman Astsubay Ayla'yı hiç çıkarmadı aklından. Resepsiyonda dayanamadı, bir görevliye yaklaşıp elinde Ayla ile birlikte çekilmiş eski fotoğrafı göstererek hikâyelerini anlattı.
'GEÇTİ KIZIM, BEN GELDİM'
Ayla'nın yani asıl adıyla Kim un Cu'nun yaşayıp yaşamadığını öğrenmek istiyordu. Koreli yetkililer hemen harekete geçip Ayla'nın izini sürdü. Küçük kız Türk Birlikleri'nin kurtardıkları yetim çocukların yetiştirildiği Ankara Okulu'na gönderilmişti. Evlenmiş ama genç yaşta eşini yitirmişti. Tek oğlundan iki torunu olan Ayla, gelini evi terk edince torunlarına bakmak için 65 yaşında bir kreşte temizlik işçisi olarak çalışmaya başlamıştı. Koreli yetkililer Ayla ile Süleyman Astsubay'ı, ağustos ayında Kore'de bir araya getirdi. Buluşma anı gören herkesi gözyaşlarına boğdu. Ayla, Süleyman Dilbirliği'ne sarılıp dakikalarca ağladı. Yaşlı adamsa sadece, "Geçti kızım, geçti. Bak ben geldim" diye fısıldayabildi kulağına. 60 yıl sonra buluşan Ayla ve Süleyman babası o günden sonra sık sık mektuplaştı. Ayla mektuplarında Süleyman Dilbirliği'ne baba, eşine de anne diye hitap ediyordu. Eylül ayında Türkiye'ye gelen Ayla, Süleyman Dilbirliği'nin evinde kaldı.
'KALBİMİN YARISI...'
Kızını 5 Ekim'de ülkesine uğurlayan 86 yaşındaki gazi, birkaç gün önce Kuzey Kore'nin Güney Kore'yi bombaladığı haberini alınca gözyaşlarını tutamadı. Cephede binlerce arkadaşını şehit veren Gazi Süleyman şimdi bölgeden gelen sıcak haberleri yüreği ağzında takip ediyor. Her ne kadar büyük bir savaşın çıkmasına ihtimal vermese de olası bir savaş anında Kore'ye gitmeyi kafasına koymuş. "Kore'ye adım atınca arkadaşlarımın boşuna ölmediğini gördüm. Müthiş bir devlet kurmuşlar ve Türkleri asla unutmamışlar. Ancak yine savaş olursa bu kez kalbimin bir yarısı, manevi kızım için gidip savaşacağım" diyor.