İstanbul'da tarihi yarımadanın sembollerinden olan Sahaflar Çarşısı, onlarca yılın ardından kültür dünyamızı şekillendirmeyi sürdürüyor. Günümüzde dijitalleşmenin etkisiyle sahaflara olan ilgi azalsa da kitap müdavimleri, çarşının yollarını arşınlamaya devam ediyor. Her adımda tarihin izlerini rastlanılan Sahaflar Çarşısı'nın dünü ve bugününü Sahaflar Çarşısı Dernek Başkanı Adil Sarmusak, SABAH okuyucuları için anlattı.
İLK İZLERİ BURSA'DA
Sahaflığın bir sanat olduğunu kaydeden Sarmusak, "40 seneden fazladır sahaflardayım. Sahaf esnafı 1987'den sonra beni dernek başkanı seçtiler. İstanbul Sahaflar Çarşısı Derneği Başkanıyım. 41 esnafız burada. Sahaflık kitap doktoru demektir. Hem kitabı bileceksin, hem tanıyacaksın. Bizim geleneğimizde hat sanatları vardır. Biz yazıyı sanata çevirmişiz. Kitap ile sanat birbirinden ayrılmaz birer parçadır. Sahaflık bizde müessese olarak Orhangazi zamanında başlamıştır. Bursa'da kurulmuştur. İstanbul'daki ilk yerler ise Fatih Eyüp Sultan ve Ayasofya'dır" dedi.
Çarşının tarihsel sürecini de anlatan Sarmusak, "Fatih Sultan Mehmet Kapalı Çarşı'yı inşa ettiği zaman özel bir sahaflar çarşısı yaptırmıştır. Kapalı Çarşı'nın içinde yer alır. Bu sokağın ismi halen Sahaflar Sokağı'dır. 1894'te büyük depremden sonra, sahaflar yavaş yavaş bu noktaya doğru geldi. Şimdi olduğumuz yerde hakkaklar vardı. Hakkaklar mühür yapardı. Mühürlerin yapıldığı yerdi burası" diye konuştu.
YENİ DE ESKİ DE VAR
1950'li yıllarda sahafların büyük bir yangınla karşı karşıya kaldığını belirten Sarmusak, "1950'ye kadar burada işler devam etti. Yangın çıktı, 18 dükkan yandı. Binlerce eser de kül oldu. Çarşı daha sonra 1952 yılında bu haliyle yeniden açıldı. O günden bu güne değin de varlığını sürdürüyor. Yeni kitap satıyoruz diye yadırgandığımız da oluyor. Oyda buradaki esnafın bir geçimi var. Bu bir arz talep meselesidir. Yoksa sahaf kitabımız da el yazması eserlerimiz de mevcut." ifadelerini kullandı.