2016 yılının Haziran ayında İstanbul Vezneciler'de meydana gelen patlama sonrası, Kırıkkale'nin yüreğine şehit ateşi düştü. Terör örgütü PKK tarafından düzenlenen saldırıda, sabah saat 08.40 sıralarında, çevik kuvvet personellerine ait araçların geçişi sırasında bomba yüklü araç patlatıldı. Saldırıda, önce bulunan çevik kuvvet aracı ağır hasar aldı. Patlamanın etkisi ile 5'i polis memuru, 7'si sivil ve 1'i de saldırgan olmak üzere 13 kişi hayatını kaybetti. 36 kişi de yaralandı. Önde bulunan çevik kuvvete ait araçta şehit olan polis memurlarından biri de Kırıkkale nüfusuna kayıtlı Emrah Pekdoğan'dı. Henüz 2 yıllık polis memuru olan Pekdoğan, şehadete erişinin 6'ncı yılında da unutulmadı.
ŞEHİT OLACAĞINI HEP SÖYLERDİ
Emrah Pekdoğan'ın şehadete yürüyüşünün yıldönümünde anne Narişen Pekdoğan, "Emrah'ın çocukluğunda eşimin işi yoktu. Emrah sünnetli doğmuştu, doğduğunda nişanlanmıştı aslında alnına ama ben bilememişim. Herhangi bir istediğini yapamayacağı korkusu vardı. Babamın işi yok, yetiştiremez diye korkardı. Ama Allah, hep sebep verdi. Hep Anadolu okullarında okudu ve dershaneye giderek okudu. Hep istediği, bir işe gireyim, kurtulayım, erkenden maaşa başlayayım idi. Hep hayali oydu." dedi.
HALAY ÇEKECEK KADAR SEVİNDİ
Oğlunun polis olduğu zaman halay çekecek kadar sevindiğini belirten anne Pekdoğan, "Emrah ilk önce askeriyeyi denedi ama askerlikten gözden elendi. Elenince polisliği denedi. Burada da elenir diye çok bir beklentimiz yoktu. Sabah yatıyordu, kalktı bir bağırdı 'bana kazanamaz diyorlardı, kazandım' dedi. Ne oldu dedim, anne kazanmışım dedi. Yalnız internetim yok bir beş dakika arkadaşımı arayım yanına gideyim internete bağlanayım dedi. Hemen koşarak oraya gitmiş. Oradan geri geldi anne hem de Kırşehir'i kazanmışım dedi, Kazandığım için çok mutluyum ve Kırşehir oldu dedi, evin önünde halay çekecek kadar oynadı, o kadar sevindi." dedi.
ABİSİNE SÖYLEMİŞ, ŞEHİT OLURSAM ŞEHİTLİĞE KOYUN DİYE
Oğlunun şehit mezarlığına defnedilmek istediğini belirten anne Pekdoğan, "Şehit olacağını hep söylerdi. Şehit olmuş bir arkadaşı vardı. O aile mezarlığına defnedilmiş. Emrah orada bir espri yaptı, ben olsam şehit mezarlığı isterdim diye. Abisine de söylemiş zaten şehit olursam, şehit mezarlığına koyun diye" dedi.
ŞEHİT OLDUĞUNU BEN HABERİ ALMADAN ANLADIM
Oğlunun şehit olduğu gün haberi almadan anladığını belirten anne Pekdoğan, "O gün haberi almadan ben anladım zaten. Sabah kalktım, balkona oturdum. Kızım geldi 'Anne İstanbul Vezneciler'de patlama olmuş' dedi. Öyle deyince benim dünyam yıkıldı. Sema'ya 'Bugün abin orada görevde' dedim. 'Anne nereden biliyorsun' dedi. Çünkü bir gün Marmara Üniversitesi'ne gidiyorlardı, bir gün bir başka yere gidiyorlardı. Bugün ordalardı dedim. Çünkü bana günlük birimine haber verirmiş gibi bana haber verirdi, anlatırdı. Hatta babası kızardı ne konuşuyorsunuz durmadan diye. Ben o gün orda eyvah dedim, içim zaten yandı, ağlamaya başladım ve aramaya başladım, telefonunu açmadı. Açmayınca benim kız bana kızdı 'anne ne arıyorsun, belki adam meşgul. Bak patlama olmuş sen durmadan arıyorsun' dedi. Kızıma 'Benim oğlum telefonun çaldığı anda açar, konuşamasa da telefonu açar, ortamın sesini duyurur bana. Öyle bir çocuktu. Anne der kapatırdı sesimi duysun diye. Hiç telefon açılmayınca ben korktum zaten." dedi.
BEN OĞLUMU ÇOK ZORLUKLARLA BÜYÜTTÜM
Oğlunun şehit olduğunda bir inşatta çalıştığını ifade eden şehit babası Mehmet Pekdoğan, patlama haberini radyodan duyduğunu dile getirdi. Eve geldikten sonra acı haberi öğrendiğini ifade eden Pekdoğan, "İnsan ilk haberi alınca inanamıyor. Ben yavrumu çok zorluklar içerisinde büyüttüm. Ben o gün değil, oğlumu kaybettiğimi 3 ay sonra inanmaya başladım. O üzüntüyle zaten hiçbir şey hissedemiyorsun. Şehit babası olmak güzel bir duygu. Toprakları toprak yapan üzerindeki kandır. Eğer uğrunda ölen varsa vatan vatandır. Benim oğlum da böyle söylerdi. Keşke bizim çocuğumuz son olsa, bundan sonra analar ağlamasa." dedi.
ÇOCUKLUĞUMUZ BİRLİKTE GEÇTİ
Emrah ile çocukluklarının beraber geçtiğini dile getiren amcasının oğlu Yahya Pekdoğan ise; "İlkokul 8. sınıfa kadar birlikte okuduk aynı sırada oturduk. Biz kardeş gibiydik, çok güzel bir çocukluğumuz oldu birlikte, hiçbir zaman birbirimize kırıcı olmadık. Emrah, polis olacağım derdi hep ve emindi, görevinde de öyleydi. Şehit haberini aldığım anı şuan bile hissediyorum, dünyamız yıkılmıştı. Bu başka bir duygu çünkü kendi canından kendi kanından olan birini kaybetmek çok zor. Ateş düştüğü yeri yakar derler." dedi.