Dünya kamuoyunu sarsan hain saldırının üzerinden 4 yıl geçti. Çok sayıda turistin de yeni yıla girmek için tercih ettiği İstanbul, DEAŞ terör örgütünün saldırısına hedef olmuştu. Hükümeti yıpratmayı ve devirmeyi amaçlayan kirli eller, terör saldırılarını 2015 yılından itibaren artırmıştı. Taşeron terör örgütleri gün geçmiyor, ülkenin farklı yerinde kan döküyordu. 2016 yılının son gecesi bu kez ünlü eğlenme mekanını hedef almışlardı. 2017'nin ilk dakikaları geride kalmış, saatler 01.15'i gösteriyordu. Reina'ya gelen DEAŞ'lı Abdulkadir Masharipov, burada eğlenen yüzlerce insanı kaleşnikofla taradı. 39 kişi hayatını kaybetti, 79 kişi yaralandı. Saldırının ardından kaçmayı başaran Masharipov, 16 gün sonra yakalandı. Saldırıya ilişkin 60 kişi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı.
EN AĞIR CEZALARI ALDILAR
Mahkeme, 7 Eylül 2020 tarihinde Abdulkadir Masharipov'a "39 kişiyi kasten öldürme" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Masharipov ayrıca "79 kişiyi öldürmeye teşebbüs" ve "Ateşli silahlar kanuna muhalefet" suçlarından da bin 368 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Masharipov dışında 47 sanığa daha ağır cezalar verildi. Olayda hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar, davaya müşteki olarak katılmıştı. Onlardan biri de İstanbul Adalet Sarayında güvenlik görevlisi olarak çalışan Serkan Demir'di.
"ISINMAK İÇİN YANIMA GELMİŞLERDİ"
Olay tarihinde de adliyenin güvenlik görevlisi olan Demir, o dönem taşeron firma işçisiydi. Yasal düzenleme sonunda tüm arkadaşlarıyla birlikte o da devletin kadrolu çalışanı oldu.
Serkan Demir, taşeron firma işçisiyken 2016 yılında evlilik hazırlığı yaptığı için hafta sonu ek iş olarak Reina'da çalışmaya başlamıştı. Ek işindeki ilk mesaisi de saldırının olduğu geceydi. Saat 22.00'de işbaşı yapması gerekirken, o gün görev yerine bir saat erken gitmişti.
Diğer işyeri çalışanlarıyla ilk tanışmanın ardından görev yeri olan yazlık kapıdaki nokta nöbetine geçti. Görevi, otopark tarafında olan bu kapıdan herhangi bir giriş çıkış yapılmamasını sağlamak, müşterileri asıl giriş kapısı olan ana kapıya yönlendirmekti.
Saat gece yarısını geçtikten sonra yanına diğer özel güvenlik görevlisi Hatice Karcılar, polis memuru Burak Yıldız ve servis şoförü Ayhan Arık geldi. 3 mesai arkadaşı ısınmak için Demir'in yanına gelmişti.
İLK KURŞUNU ONLARA SIKTI
Saat 01.15'te DEAŞ'lı terörist Masharipov, bu kapıdan yaklaşıp ilk kurşunu onlara sıktı. Serkan Demir ağır yaralanırken, diğer üç arkadaşı saldırıdan sağ çıkamadı. Demir, dehşet gecesini şöyle anlattı:
* Puslu, soğuk, hafif yağmurlu bir hava vardı. Benim bulunduğum noktada ısıtıcı bulunuyordu. Saldırıdan dakikalar önce üç arkadaşım ısınmak için yanıma gelmişti. Onlara çay ikram ettim. Servis şoförü Ayhan abi yeni bir turist kafilesi getirmişti. Muhabbete başladık. Hatice'nin 1 yaşında kızı vardı. Saat 01.10'da diğerlerine "Abi sabah kaç gibi eve gideriz" diye sordu. En çok da onun için sabah olmasını istiyorduk.
KELİME-İ ŞEHADET GETİRDİM
* Ateş sesini duyunca benim omzum düştü. Nereden geldiğini anlamadık. İkinci kurşun sırtıma geldi, nefesimi kesti. Üçüncüde yanık et kokusu aldım. Bu kez boynuma geldi sandım ama yanağımı sıyırıp geçmiş. Üçüncü kurşundan sonra yere düştüm. Öleceğim sandım, kelimeyi şehadet getirdim.
* Tek tek herkesi vuruyordu. Karambole sıkmıyor, nokta atışı yapıyordu. Bende silah yoktu, polis arkadaşta vardı ama o da hiç silahına davranamadı. O an silahlı bar kavgası diye düşündüm.
* Bir an saldırganın beni tekmelediğini sandım ama Hatice vurulduktan sonra ayağıma düşmüş. Gözümü açtım, "Abla iyi misin" dedim, cevap gelmedi. Üç arkadaşımı da kaybettim.
* Cerrahpaşa Hastanesinde 17 gün yattım. Sırtımdan giren mermiyi 5'inci gün çıkardılar. Yüzümde iz kaldı ancak önemi yok. Asıl sağ kolum sakat kaldı, eskisi gibi kullanamıyorum. Sağ omuz başım yok, orası çukur şeklinde duruyor. Kaleşnifkof mermisi omuz başımı koparmış. Sağ tarafıma yatamıyorum. Zaman zaman ağrı ve sızlama oluyor ama asıl büyük acıyı, kaybettiğim arkadaşlarımı düşündükçe yaşıyorum. İnsanların çığlıklarını unutamıyorum. Allah bir daha böyle acı yaşatmasın.